Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu
ensonhaber.com

MHP Lideri Devlet Bahçeli, haftalık  grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gündeme ilişkin açıklamalarında Bahçeli yaptığı açıklamalarda anket şirketlerinin MHP'nin oylarını düşük gösterdiğine değindi.

"MHP’nin vizyonu kısıtlı, kırılgan ve kısa menzilli bir çerçevede tanımlanamaz. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. Milletimiz neyi istiyorsa dileğimiz aynısıdır. 2023 Türkiye’nin kader ve karar yılı, aynı zamanda tarihsel kavşağıdır." ifadelerini kullanan Bahçeli, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Bu bilinç ve anlayış ile siyasi faaliyetlerimizi günden güne yaygınlaştırıyor, istikrarlı şekilde yoğunlaştırıyoruz.

"MHP'Yİ İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇABALAYAN KİM VARSA 2023'TE NAL TOPLAYACAK"

Şunu inançla söylemek isterim ki; MHP’yi itibarsızlaştırma, oy oranının iniş halinde olduğunu göstermeye çabalayan kim varsa, 2023’te nal toplayacak. Hayal kırıklığının pençesinde bozguna uğrayacaktır.

Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu

"ALGI OPERASYONLARI BİZE SÖKMEZ"

Algı operasyonları bize sökmez. Kamuoyu araştırma şirketlerinin sipariş ve yalan anketleri güneşi balçıkla sıvamaya, doğru duvarı yıkmaya yetmez. Yetmeyecek.

Devlet Bahçeli: Algı operasyonları bize sökmez VİDEO

Gerçeği bilip susanlar, gerçeği bilmeden konuşanlar kadar tehlikelidir. Utanç kaynağıdır. Bir gerçek vardır ki MHP’nin kaderi milletin kaderi, varlığı Türklüğün ebedi varlığı ile bir ve aynıdır.

"KİRALIK ANKET ŞİRKETLERİNDEN ÖĞRENECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK"

Aziz milletimizin pürü pak iradesi üzerinde kimse ambargo koymayacak. Bizim kiralık anket şirketlerinden öğreneceğimiz bir şey olmadığı gibi, bunların sahtekârlıklarına aldanarak siyaset yapmamız da aklın ve 53 yıllık mazimizin inkarıdır. Hamdolsun biz inkarcı değiliz. Bizim anketimizi 85 milyon Türk vatandaşının duasıdır, güzel bakışıdır. Bizim hakkımızda tek söz ve karar sahibi büyük Türk milletidir."

Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu

"CHP'NİN 6 OKU KANDİL'İN MAĞARA GİRİŞİNE NASIL ASTIĞINI ANLATTIK"

Bahçeli'nin açıklamalarında öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle oldu:

"Biz Türkiye’nin her yerindeyiz. 19 Şubat 2022’de başladığımız adım adım 2023 ilçe ilçe aydınlatma ve anlatma toplantılarımızı geçtiğimiz hafta sonu tamamladık. İlk etapta 24 Haziran 2018 milletvekilliği genel seçimlerinde, CHP’nin sandıktan birinci çıktığı 6 il, 125 ilçede bu partinin iç yüzünü, gerçek hedef ve emellerini açık seçik milletimiz ile paylaştık. CHP’ye oy veren kardeşlerimize, parti yönetiminin ne hallere düştüğünü, kimlerin ve hangi vahim senaryoların peşinden kurumuş yaprak gibi sürüklendiğini üstüne basa basa ifade ettik.131 seçim bölgesinde CHP yönetiminin yakalandığı iflah olmaz hastalığı, 6 oku Kandil’in mağara girişine nasıl astığını detayları ile anlattık.

Kuyumcu titizliği ile planladığımız siyasi çalışmaları hayata geçiriyoruz. Yine bu kapsamda geçtiğimiz hafta sonu MHP’li belediye başkanlarımız ile Antalya’da bir araya gelerek verimli 2 günlük toplantı sürecini el birliği ile gerçekleştirdik. Belediye başkanlarımızın duruşları, tutumları, illerine ilçelerine beldelerine şuurla hizmet etmeleri sevindirici bir gelişme. Huzurlarınızda bütün belediye başkanlarımıza teşekkür ediyor, görevlerinde üstün başarılar diliyor, hayırlı haberler beklediğimi dile getirmek istiyorum.

Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu

"2023 HAZİRAN AYINA KADAR DURMAYACAĞIZ"

MHP ve Cumhur İttifakı, Türkiye’nin istikbal aydınlığı, istiklalinin güvenlik kilididir. 2023 Haziran ayına kadar durmayacağız, durgunluk emaresi dahi göstermeyeceğiz. Sürekli bir adım önde olmanın gayesi ve gayreti içerisinde olacağız. Bir günümüzün diğeri ile eşit olmasına göz yummayacağız, fitnecilerin tuzaklarına takılmayacağız. Geçmişin temelleri üzerinde yükselen kutlu bir gelecek ancak ve ancak ona layık olanların mükâfatadır. Bunu bilir, bunu söyler, buna inanırız.

Muazzam bir tarihi özümseyerek muhteşem bir geleceğin fecri olmayı, Türkiye’yi muhasır medeniyetlerin üzerine çıkarmaya Cumhur İttifakı olarak sonuna kadar varız. Dünya genelinde barış, huzur, güvenlik ve istikrara duyulan özlem insanlığın haklı beklentisi ortak hedefidir.

Devletlerarası kutuplaşmaların varlığı kadar, devlet altı kurumların, paramiliter örgütlerin dünyanın farklı bölgelerinde yürütülen hakimiyet mücadelelerine vekaleten katılan silahlı çetelerin iyice palazlandığı, geniş bir alana yayıldığı bilinen bir gerçek olarak mumlarınızdır.

"SİLAHLARIN KONUŞTUĞU YERDE İNSANLIK SUSMAKTADIR"

Bugünkü dünya tablosunda sayıları 85 milyona ulaşan insan, sığınmacı ya da mülteci durumuna düşmüş, yurtlarından ve yuvalarından kopmuşlardır. En son olarak Rusya Ukrayna savaşı nedeni ile Türkiye’ye sığınan Ukraynalı sayısı 60 bini bulmuş, bu sayı diğer ülkelere gidenlerle 3 buçuk milyonu geçmiştir. Silahların konuştuğu yerde insanlık susmaktadır.

Aynı zamanda savaş demek kıtlık demektir, yokluk, tehdit, mağduriyet demektir. Haklı bir bahanesi olmayan, meşru bir temeli olmayan hiçbir savaşın kazanını olmayacaktır. Neticesi ne olursa olsun her savaşın kaybedeni insani değerlerdir.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Rusya-Ukrayna arasındaki 34’üncü gününe giren kriz ve çatışmaların küresel enerji ve emtia fiyat artışlarını nasıl tetiklediği, salgının yaraları henüz sarılmamışken hayat pahalılığını nasıl tırmandırdığı ortadır.

Rusya, dünya doğalgaz rezervlerinin dörtte birine sahiptir. Avrupa ülkelerinin toplam enerji tüketiminin yüzde 40’ını karşılamaktadır. Küresel gıda ihracatını neredeyse yüzde 25’i Rusya’nın tekelindedir. Bu ülke tek başında yılda 44 milyon ton buğday ihraç etmektedir. Rusya ve Ukrayna hükümetlerinin buğday ihracatlarını durduklarını açıklaması bazı ülkeler için felaket habercisidir. Ukrayna savaşı enerji ve gıda güvenliği konusunda herkesin yol ayrımında, stratejik bir karar aşamasında olduğuna da işaret etmektedir.

Küresel ticaretin sekteye uğraması, tedarik zincirlerindeki kırılmalar, ekonomik faaliyetlerdeki daralmalar, çatışan tarafların enerji ve gıda ithalatı ülkeler için beka düzeyinde bir tehdittir.

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün yaptığı son açıklamalarda, temel gıda emtialarının 2 büyük ihracatçısı olan Rusya ile Ukrayna’nın tarımsal faaliyetlerinde muhtemel aksaklıklarını dünya genelinde açlık sorununu kamçılayacağı iddia edilmektedir. Kaldı ki yaşanan ve karşılaşılan gerçek de budur.

ACİL VE STRATEJİK TEDBİRLER

Türkiye’nin 3 ana başlık altında acil ve stratejik tedbirler alması milli bir zaruret olarak karşımızdadır.

Birinci tedbir olarak gıda güvenliliğinin tam ve eksiksiz sağlanması şarttır. Konu ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın hassasiyeti, yaptığı açıklamalar, Tarım ve Orman Bakanlığımızın kayda değer ve önleyici adımları milletimizi rahatlatmaktadır. MHP tarım sektörünü, Türkiye’nin var oluş mücadelesinin temel taşı olarak değerlendirmektedir. Kendi kendimize yeten bir ülke olacağız. Bu nedenle ekilebilir tarım arazilerini genişletmek, çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Bizim düşüncemize göre tarım sektörünün yüksek verimlilikle ve kaliteli ürün üreten, teknoloji kullanabilen, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesi yüksek büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan bir yapıya kavuşturulması esastır.

Bu sektör üretim, işleme ve pazarlama boyutları ile bütüncül bir yapıya kavuşturulmalıdır. Üretici örgütlerinin güçlendirilmesine pazarlama ağlarının geliştirilmesine ağırlık verilmelidir. Çiftçilerimize sağlanacak devlet desteği, ürünün arz ve talebini dikkate alan, üreticinin yoksulluğunu ortadan kaldıran, refah artışı sağlayan, girdi maliyetlerini azaltan, üretim maliyeti ve ürün fiyatı dengesini gözeten, afetlere karşı koruyan bir anlayış ile yapılandırılmalıdır.

"DIŞ BAĞIMLILIĞA SON VERİLMELİDİR"

Ülkemiz şartlarına uygun yüksek verim ve kalitede tohum, fide, fidan ve damızlık hayvan geliştirilmesi ve üretimi desteklenmeli, dış bağımlılığa son verilmelidir.

Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim ve kalitenin yükseltilmesi, yerinde işlenerek katma değer elde edilmesi, istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı temel tarımsal yapılanma oluşturulmalıdır.

Bunun yanında yatırım ve teknolojiyi kırsal alanlara yöneltmek üzere, tarım sanayi entegrasyonunun sağlandığı kırsal cazibe birimleri olan tarım kentleri kurulmalıdır. Ülkemizde gıda güvenliği ve güvenirliği çağdaş normlara herkesi kapsayacak seviyelere ulaştırılmalıdır. Bizim bu alanlarda yapılacak her girişime desteğimiz tamdır.

'ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİNİN TEMİN VE TAKVİYE EDİLMESİ'

İkinci stratejik tedbir, enerji arz güvenliğinin temin ve takviye edilmesidir.

İleri teknoloji kullanarak yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma vasıtası ile Türkiye, enerji bağımlılığından kurtulacağı gibi uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden birisi haline gelmesi mümkündür.

Bizim enerji politikamızın temel amacı şudur: Enerji dış bağımlılığı azaltılarak güvenli enerji kaynaklarının oluşturulması, yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması, enerjide çeşitlilik ve kaynak güvenliği sağlanması, enerji sıkıntısı yaratacak risklerin önlenmesi ile ülkemizin kurulu gücünün enerji talebini karşılayabilecek duruma getirilmesidir.

İSRAİL İLE TEMASLAR

İsrail ile kurulan temaslar, bu ülkenin doğalgazının Avrupa’ya taşınmasıyla ilgili karşılıklı ve geliştirici işbirliği kararlarının açılması, Türkiye’nin enerji konusundaki dezavantajlı pozisyonunu telafi edecek hamlelerden birisi olarak dikkat çekmektedir. Karadeniz’de keşfedilen 540 milyar metreküplük doğalgaz kaynağı, Doğu Akdeniz’de bulunacak yüksek rezerv miktarı ülkemizin elini ve enerjisini siyasette güçlendirecektir.

Bizim enerjimiz, doğru ve yerinde kullanmayı bilirsek önümüze çıkan sanal engelleri aşma becerisi gösterirsek kesinlikle yetecektir. Türkiye kimseye el açacak, ona buna minnet edecek ülke değildir. Anadolu coğrafyası binlerce yıllardır hareketin bereketin diyarıdır. Türkiye tahıl ambarıdır. İnancımız ve itikadımız gereğince diyorum ki Allah rızkımızın kefilidir.

Milli seferberlik ruhu ile eşsiz bir dayanışma şuuru ile enerji ve tarım sektörünü çembere alan stratejik tehditlerin önüne geçilmesi, bu kapsamda güvenliğin temin edilmesi, siyasi sorumluluk sahibi herkesin müşterek görevi, tarihe ve millete karşı manevi mükellefiyetidir.

ŞEKER FİYATLARINDAKİ ARTIŞ

Üçüncü stratejik tedbir olarak, özellikle bazı mal ve hizmetlerin yine bir kısım gıda ve diğer ürünlerin fiyatlarında görülen hormonlu artışlara karşı caydırıcı ve etkili önlemlerin sürdürülebilir mahiyette alınmasıdır. Ayçiçek yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan tırmanışların gerçekçi bir temel olmadığı gibi piyasa şartlarının da esasını yansıtmadığı açıktır.

Şekerin kilogram fiyatının 2 hafta içinde 7 liradan 19 liraya çıkması ve bunun da siyasileştirilip istismar edilmesi pis bir kumpasın bayat bir ekonomik operasyonun dış bağlantı ile servis edilmesinden başka bir şey değildir.

"ŞEKER EKSİĞİ DEĞİL, FAZLASI MEVCUTTUR"

Ülkemizde yeterli şeker olmasına rağmen önümüzdeki dönemde fiyat artışı beklentisi, bu beklentinin şiddetle körüklenmesi, şeker stoklayan fırsatçıların gözünü hırs bürümesi birden bire şekeri tartışma konusu haline getirmiştir. Türkiye’nin yıllık şeker ihtiyacı 2.7 milyon tondur. Şu anda şeker eksiği değil, fazlası mevcuttur. Telaşa ve paniğe hiç gerek yoktur. Ancak stokçulardan karaborsadan nemalanan, dini imanı para olan çıkarcıların yırtık yakalarından tutulmalı.

Bizim önerimiz, şekerin fiyatları maliyetlere göre yeniden belirlenmesi, pancar ekim kotasının aşamalı şekilde kaldırılmasıdır. Esasen mesele ne ayçiçek ne de şekerdeki fiyat artışlarıdır. Dün domates, soğan, patates, patlıcan diyerek ortalığı karıştırmaya çalışanlar bugün farklı ürünlere bel bağlamışlar, kendilerine alçakça ve kurnazca fırsat kapısı açmaya yeltenmişlerdir. Anlaşılan 2023’e kadar bu karanlık kampanya hız kesmeyecek, farklı boyut ve içeriklere bürünerek gıda güvenliğimizi ve sosyal bünyemizi tehdide devam edecektir.

"HAYAT PAHALILIĞININ GELDİĞİ NOKTADAN BİZ DE ŞİKAYETÇİYİZ"

Ekonomik gerçeklerden uzak fiyat artışlarını, siyasal itiraza dönüştürüp toplumsal kargaşaya yatırım yapanların, Türkiye sevgileri buharlaşmıştır. Bunlar Firavun siyasetinin figüranlarıdır.

Enflasyonun ve bunun sonucu olan hayat pahalılığının geldiği noktadan doğal olarak biz de rahatsızız. Fakat zillete düşüp fiyat artışlarında siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri de asla iyi niyetli göremeyiz, görmeyeceğiz.

"DEVLETİMİZ TÜM MESELELERE HAKİMDİR"

Devletimiz ve hükümetimiz tüm meselelere hakimdir. Türkiye’nin altını oymaya, toplumsal barışı bozmaya, huzur ve istikrarı sabote etmeye kalkışan zillet korosunu açık açık uyarıyorum: Ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız. Bununla kalmaz, kendinizi de ateşe vermiş olursunuz, kışkırttığınız gölgesinde yattığınız, ömür bağladığını yalan ve dedikodular ters tepecek alayınızı birden rezil edecektir.

Türkiye’nin 2023 iradesine geleceğe yön verme, dünyada imrenilecek bir seviyeye ulaşma iddiasına değil zillet ittifakı, onların arkalarındakinin 7 ceddi gelse engel olmayacaktır.

UKRAYNA VE RUSYA ARASINDAKİ BARIŞ MÜZAKERELERİ

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın neden olduğu yıkım ve yüksek tansiyon sadece bir bölge ile sınırlı kalmamış, tesirini pek çok ülkede az ya da çok hissettirmiştir.

Türkiye 2 ülkenin arasında barışın savunucusu, anlaşmanın ve uzlaşmanın arabulucusu olarak tarihi bir rol üstlenmiştir. Bir yanda Putin bir yanda Zelensky’nin ülkemizin tutumuna, sürdürdüğü diplomatik performansa güven duyduğu anlaşılmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın, Putin ile en son telefon görüşmesinde iki ülke müzakere heyetlerinin bir sonraki toplantısının İstanbul’da yapılması hususunda görüş birliğine varılmıştır. Ukrayna’da bu gelişmeye sıcak yaklaşmıştır.

Kremlin sözcüsü ise, Rusya-Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin bugünden itibaren başlayabileceğini açıklamıştır. Bu tarihi nitelikteki görüşmelerin şu sıralar Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde başlayacağı anlaşılmaktadır.

10 Mart Antalya Zirvesi’nden sonra ateşkes ve barış arayışlarının İstanbul’da yeni baştan ele alınacak olması bizleri ihtiyatlı yaklaşım içinde umutlandırmış, Türkiye’nin dengeli, tutarlı, tarafsız politikaları ile güvenli bir ülke olduğunu tescillemiştir.

Dileğimiz, Putin ile Zelensky’nin yüz yüze görüşmelerini en kısa zamanda İstanbul’da yapması, savaşı barış ile düğümlemeleridir. İnanıyorum ki dünyanın beklediği çözüme bir adım daha yaklaşılmıştır."

Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu