Haber Merkezi

İsrail'in Hamas'ın Aksa Tufanı baskınını bahane ederek başlattığı katliamda 12. gün geride kalırken, vicdanı sızlayan herkes, dünyanın gözleri önünde yapılan bu katliama karşı sesini yükseliyor.

Çatışmaların başladığı ilk andan itibaren daha fazla kan dökülmemesi için tüm diplomatik kanalları kullanan Türkiye'nin çabaları sürüyor.

"Türkiye, Gazze halkına yardım elini uzatmaya devam edecek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İsrail saldırılarına tepki gösterdiği ve sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada özetle şunları söyledi:

2009’da İstanbul’da lider eşleri ile “Filistin’de Barış için Kadınlar Toplantısı”nda bir araya gelerek, hayattan koparılan masumlar için dünyaya çağrıda bulunmuştum. O günlerde de Gazze’de keder ve gözyaşı hakimdi, acılar içinde büyük bir insanlık dramına şahitlik ediyorduk. Türkiye olarak, zalimin karşısında durup dünyaya “barış!” diye haykırıyorduk. Yine aynı yerdeyiz. Bu zulmü seyreden insanlığa sesleniyorum; Gazze’de uçurtmalar uçmalı, bombalar değil! Çocuk sesleri yükselmeli, acı çığlıklar değil! Gökyüzünü bulutlar kaplamalı, dumanlar değil. Mazlum ve masumlara ses olan Türkiye, Gazze halkına yardım elini uzatmaya devam edecek. Uluslararası toplumu somut adımlar atmaya davet ediyor, daha fazla kan dökülmemesini umut ediyorum.

"Tarihte çocukların tutuklandığı bir dünya yazılacak"

Emine Erdoğan, 2021 yılında yapılan "Kudüs’ün Meryemleri Sönmeyen Kandillerdir” konferansında da yaptığı konuşmada şunları aktarmıştı:

Şimdi, işgal altındaki Filistin, büyük insanlık ayıplarının merkezi haline geldi. Düşünün ki, tarih sayfalarında çocukların tutuklandığı bir dünya yazılacak. Bu satırlara, insanların evlerinin çalındığı, yerle yeksan edildiği ve haklarını arayamadıkları eklenecek. Ve dünyanın tüm bunları görmezden geldiği, uyanmak istemediği derin bir uykuya sarıldığı anlatılacak. İnsanlık, çocuklara çevrilmiş namluların fotoğraf karelerini kendine nasıl açıklayabilir? İnanıyorum ki, çocukların şehit düştüğü bir dünyada, cehennem ateşini çok uzakta aramaya gerek yok. Çocukların sesi en çok kahkahalara yakışır kardeşlerim; çığlıklara ve feryatlara değil. Bu sorunun çözümünün iki ayağı var. Biri uluslararası toplumun uyanışı, diğeri ise Müslüman ümmetin dirilişidir. Ne zaman ki uluslararası toplum, mülkiyet hakları gasp edilen Filistinlilerin yanında durur, o zaman tüm bu değerlerin evrenselliğinden bahsedebiliriz. Uluslararası toplum olarak el ele verip, bunu başaramazsak, dünya barışı ilelebet bir temenni olarak kalacaktır. Bizler de bu mücadeleye dâhil olmak zorundayız. Çünkü Mescid-i Aksa tüm Müslümanların ortak mirasıdır.