Bin 107 gündür direnişlerini sürdüren Diyarbakır Annelerinin evlatlarına kavuşmak için gerçekleştirdikleri eylemi ele almak amacıyla “Sessiz Direnişin Sembolü Diyarbakır Anneleri" programı düzenlendi.
Programa katılarak önemli açıklamalarda bulunan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Kimi siyasetçilerin 40 yıldır kanımızı emen terör örgütlerine karşı milli bir duruşları yok. Nasıl olur da bu anneleri görmezden gelirsiniz?" dedi.
"Her türlü desteği vermemiz gerekiyor"
Fahrettin Altun'un konuşmasından satır başları:
"Diyarbakır annelerini, evlatları için nöbet tutan aileleri yalnız bırakmamalı, onların sesini büyütmeliyiz. Emin olun onlar başardıkça ve sonuç alıp evlatlarına kavuştukça Türkiye'ye ayak bağı olan bu lanet terör örgütü mensupları ve onların siyasal uzantıları deliye dönecek.
Bu ailelerin direnişini doğru anlamamız ve bunun için gerekeni yapmamız son derece mühimdir. Dünyada eşine az rastlanır bir mücadele veren ailelerimizi yalnız bırakmamamız ve verebileceğimiz her türlü desteği vermemiz gerekiyor.
"Terörle mücadelede de bağımsızlığımızı pekiştirdik"
Yüzlerce ailenin katıldığı evlat nöbetinde bugüne kadar 37 aile evladına kavuştu. Bu kavuşmaları, hiç kuşkusuz bu ailelerin iradesi, sabrı ve evlatlarına duydukları hasret sağladı.
Yurt dışında da teröristlere nefes aldırmıyor, örgütün elebaşlarını tek tek etkisiz hale getiriyoruz. Ekonomiden dış politikaya, savunma sanayiinden enerjiye, her alanda olduğu gibi terörle mücadelede de bağımsızlığımızı pekiştirdik. Böylece artık kimi devletlerin onayıyla ya da sağlayacağı imkanlarla değil, ne zaman istersek o zaman ve kendi geliştirdiğimiz imkanlarla operasyon yapan, teröre karşı harekat yapabilen bir ülke haline geldik.
Fahrettin Altun: Diyarbakır annelerinin sesini büyütmeliyiz VİDEO
"Hepimiz bu sürecin tanığıyız"
Yine emin olun ki ne ülke içinde ne de küresel sistem içerisindeki hiçbir güç, bu annelerin yüreğini yenemez. Bu söylediklerimin sonucunu, kanıtını son üç yıldır bütün dünya gözleriyle görüyor. Hepimiz bu sürecin tanığıyız. Evlatlarına kavuşan aileler bunun en değerli ispatıdır. Teröre karşı verdiğimiz mücadelemizde annelerin direnişinin de önemli bir yeri olduğunu hepimiz çok açık görüyoruz.
"Kimi siyasetçilerin terör örgütüne karşı milli duruşu yok"
Adeta ‘çocukları terör örgütüne yollama merkezi’ gibi çalışan, gelen parti binalarında siyaset yerine düşmanlık üreten bu yapılardan bu anlamda hiçbir beklentimiz yok. Ancak kendisini bu ülkenin muhalefeti olarak kodlayanların, siyasi pragmatizm uğruna dünyanın en meşru, en saf, en vicdani alanı olan anne yüreğini dışlamalarını, yok saymalarını ve hatta reddetmelerini en net şekilde kınıyorum. Kimi siyasetçilerin, kırk yıldır kanımızı emen bu terör örgütüne ve uzantılarına karşı milli bir duruşları yok.
"Dünyada hiçbir güç anne yüreği kadar güçlü olamaz"
Nasıl olur da elleri kınalı askerlerimizi şehit eden; gençlerimizi, çocuklarımızı, öğretmenlerimizi, işçilerimizi katleden; şehirlerde insanlarımızı bombalarla parçalayan bu vahşi terör örgütüne karşı direnen bu anneleri görmezden gelirsiniz? Nasıl olur da bu annelerin evlatlarına kavuşmaları için onları açık yüreklilikle desteklemezsiniz? Nasıl olur da bunca yıldır bu terör örgütüne karşı açık ve net bir tavır ortaya koymazsınız?
Nasıl olur da Türkiye'nin geleceğini çalan, ekonomik olarak hak ettiğimiz yerde olmamıza engel olan, huzurumuza ve kalkınmamıza ket vuran bu terör örgütüyle mücadele eden devletimizin nasıl olur da yanında durmazsınız?
Nasıl bir vicdani, ahlaki, etik ve insani değerler sisteminden geçtiniz ki annelerin sabırla büyüttüğü bir mücadeleye siz kayıtsız kalabiliyorsunuz, hatta bu mücadeleyi itibarsızlaştırmak için çalışabiliyorsunuz?
Ve yenileceksiniz. Bütün küresel güç odaklarına sesleniyorum: Ne kadar güçlü olursanız olun annelerin yüreklerine karşı koyamazsınız. Dünyada hiçbir güç, hiçbir sistem anne yüreği kadar güçlü olamaz, meşru olamaz, saf olamaz ve etkili olamaz."
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış