Fikirci Bey yazdı: ADAYI MEÇHUL İTTİFAK
Özel Yazı

2016 “Siyasi cinayetler işlenecek…”

2018 “Türkiye’de yabancı sermayenin güvencesi yok”

2019 “Türkiye’de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok”

2020 "Hala iktidarın peşinden giden öğretmen varsa, ben ona öğretmen demem.”

2021 “Kanal İstanbul’a yatırım yapan yabancılar Türkiye’nin hazinesinden para alamayacaklar”

2021 “18 Ekim Pazartesi itibariıyla bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır"

2021 “Siyasi cinayetler işlenecek…”

2010’dan beri her gün: “ahır, lağım, pislik, mafyatik düzen, militan”

Kılıçdaroğlu’nun uzayıp giden bu yürek yemiş dedirten açıklamalarına, iş adamlarına, yabancı sermayeye, öğretmenlere ve memurlara yönelik tehditlerine bakınca insanın aklına şu “Testere” filminin maskeli, üç teker bisikletli, kırmızı halkalı lolipop şekeri yanaklı psikopatını hatırlıyor. Kanal İstanbul yatırımcılarına yönelik tehdidini dört dilde yayınladığını öğrendikten sonra ben şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’nun ne zaman bize dönüp o maske arkasından gelen derin efektli ses ile “I want to play a game…” diyeceğini merak ediyorum.

Ama Kılıçdaroğlu geç kaldı. Oyun çoktan başladı. O bayram böreğini bitirip mutfaktan salona bürokratları tehdit etmek için üç tekerli bisikleti ile vicir vicir gidene kadar atı alan Diyarbakır’ı geçti.

Herhalde İmamoğlu’nun “Ya ben Elazığ’a okul açmaya gitmiştim, Diyarbakır’dan da davet geldi, kıramadım, bir resim sergisine gittim, bir de baktım halay çekiyorlar, ‘yaw ben bilmem halay malay’ dedim ama dinlemediler, mecburen halaya girmiş oldum… Ben ne bileyim orada Kemalistlere it sürüsü diyen Sırrı Sakık’ın da olacağını, ressamın PKK cesetlerinin adlarını yol gösteren tabelalara çevirdiği bir enstalasyonu olduğunu…” şeklindeki zımni açıklamalarına Kılıçdaroğlu bile inanmamıştır.

Gerçi basın danışmanının yaptığı açıklamaya göre İmamoğlu, aslında zamanında Beylikdüzü Belediye Başkanı da olmak istememiş ama arkadan itmişler, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını hiç istememiş ama zorla yapmışlar işte… Şimdi de Cumhurbaşkanı adayı olmak istemiyor… Ne istemese başına geliyor garibin…

İmamoğlucular CHP’lilerin aklı ile neden alay ediyor acaba? Mazbatasını aldıktan sonra ilk ziyaretini, yerine kayyum atanmış belediye başkanlarına yapan, CHP’nin tek milletvekili bile çıkaramadığı illeri gezip orada Kılıçdaroğlu’dan çok daha fazla ilgi gören, hedef büyültüp bu kez doğrudan HDP’nin kendine “başkent” saydığı Diyarbakır’a giden İmamoğlu’nun, seçim gezilerine başlamadığına inanan CHP’li var mı acaba? Ayrıca, bu suç mu? İmamoğlu, anketlerde Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu’ndan üç kat fazla destek görüyor, zaten Akşener’in ana yüreğinin “Fatih”i olmuş durumda, HDP de yollarına seçmenler döküp “halk buluşmaları” yapmaya dünden teşne, yüzde 1'in altındaki partiler de İmamoğlu’nun arkasında saf durmuş vaziyette… E, daha ne duruyorsunuz? Açıklayın işte İmamoğlu’nun adaylığını. Yahu adayınız kimsenin meçhulü değil artık…

Ne partiymiş arkadaş? Başkanı oy alamıyor, oy alanı aday olamıyor…

İmamoğlu, Akşener ve Demirtaş çoktan anlaştı, yüzde 1'lik hempalar zaten dünden razı, Kılıçdaroğlu’nun üç tekerli bisikletini çoktan yardan aşağı yuvarladılar, Kılıçdaroğlu’nun haberi yok.

Şimdi bu herkesin anladığı ama yemiş gibi yaptığı meçhul aday numaralarını bir yana bırakalım, ben hala ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı olan Sayın Kılıçdaroğlu’nu ciddiye almaya çalışıyorum.

Özellikle de son tehdidini.

Bürokratlara diyor ki:

“İktidara gelirsek, 18 Ekim Pazartesi itibarıyla bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır"

Sayın Kılıçdaroğlu, bu “illegal” istekler neler mesela?

“Suriye’de ne işimiz var, YPG bize mi saldıracak, vatanını savunuyor onlar?” dediğiniz arşivlerde var. Yani şimdi Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları illegal mi sayılacak? 18 Ekim 2021 itibarıyla Suriye’den çıkmayan komutanlardan hesap soracak mısınız?

Marmaray’a, üçüncü köprüye, üçüncü havaalanına, Çanakkale Köprüsü'ne karşı olduğunuzu biliyoruz, 18 Ekim 2021 itibarıyla buralardan yatırımını çekmeyen, hala alacağı vereceği olan iş adamlarını cezalandıracak mısınız?

KHK’lara karşı olduğunuz biliniyor. KHK ile ceza alanları yani FETÖ’yü serbest bırakacağınızı zaten söylediniz. Peki, 18 Ekim 2021 itibarıyla yeni FETÖ’cüleri bulan MİT mensuplarından, tutuklayan polislerden, yargılayan hâkim ve savcılardan hesap soracak mısınız?

Sayın Kılıçdaroğlu biraz daha açık olur musunuz? Kimleri dava edeceksiniz?

Biliyorsunuz ABD Başkanı Joe Biden, iki hafta önce Savcı Damian Williams'ı New York Güney Bölgesi Başsavcısı olarak atadı. Yani bizim Halkbank davasına da o bakacak. Biden’in, bizim muhalefete destek sözü verdiği malum. İsterseniz davalarınızı birleştirin; Damian Williams’la beraber toptan görün Türkiye’nin hesabını.

@kalemciler