Fikirci Bey yazdı: MUHALEFETİN SEFALETİ, SEFALETİN MUHALEFETİ
Özel Yazı

Ülkenin sıkıntıda olması her zaman muhalefete yarar. Esasen her ülkede muhalefet biraz da “felaketten” beslenir. Daha sonra iktidar muhalefete düşünce onlar felaket müptelası olurlar.

Ne var ki, bizim ana muhalefet biraz garip. Ortada ciddi sorunlar varken onlar soruna doymuyor, kendileri de sorun çıkarmaya çalışıyorlar. O kadar ki, artık bizzat kendileri sorun haline gelmiş durumda.

Yirmi yıldır yalanlardan oluşan öyle bir paralel evren kurdular ki artık gerçeklikle bağları iyice koptu. Mesela ancak 500 uçakla taşınabilecek iki buçuk milyon küçükbaş hayvanın Katar’a gönderildiğine ve bu nedenle ülkede et kıtlığı sorunu çıktığına inanabiliyorlar. Her sabah uyanır uyanmaz bir yalan uydurup, hükümetten bunun doğru olmadığını ispatlamasını istiyorlar. Hükümetin de işi gücü bırakıp, bunlara laf yetiştirmekle uğraşmasını bekliyorlar. Oysa yok öyle bir dünya…

Ben bir süredir artık sabıkalı hale gelmiş bazı kaynakları tamamen göz ardı etmeye başlamıştım ama yukarıdaki gibi abuklukları bizzat ana muhalefet partisinin başkanı söylüyor. İnsan ciddiye almak istiyor ama ne mümkün?

Hiçbir şey onları bu sahte paralel evrenlerinden çıkaramıyor. O havaalanlarını kullanıyor, o köprülerden geçiyor, o hızlı trenlere biniyor, yani gelişmeleri bizzat yaşıyorlar ama kendi yaşadıkları gerçekliğe inanmıyorlar. Yüzde birini CHP başarsa yerlere göklere sığdıramayacakları projeleri itibarsızlaşmaya çalışıyorlar.

Ülkedeki gerçek sorunlar; enflasyon, hayat pahalılığı, doların yükselişi bizim muhalefete neden yetmiyor? Neden sahte gündem yaratmak zorunda hissediyorlar?

Bence iki nedeni var:

Birincisi çok somut; bütün bu sorunlara yönelik boş beleş laflar dışında bir çözüm önerileri, bir projeleri yok. Bunu halk da görüyor, dolayısı ile o konulara pek giremiyorlar. En orijinal önerileri başbakanlık sistemine geri dönmek, halkın elinden cumhurbaşkanını seçme hakkını almak… Altılı, yedili masalarında uzlaştıkları tek nokta bu. Buna halk oy verir mi?

İkincisi ise çok daha vahim, birileri onlara bu sahte gündemi “sufle” ediyor.

Açık konuşacağım, kaset kumpası ile Sayın Baykal devrilip kendisi partinin başına geçtiği günden beri Sayın Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün yere düşürdüğü bayrağı almış koşturuyor. İşte bu nedenle ana muhalefetin gündemi sadece FETÖ’nün gündemi ve sorunları ile örtüşüyor; halkın gündeminden teğet bile geçmiyor.

İşin tatsız tarafı, bu sahte gündem artık akıldan izandan da uzaklaşmış durumda.

Biliyorsunuz, Kılıçdaroğlu’nun eline son tutuşturulan “belgeler” güya Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ailesinin yurt dışına kaçacağı, bu amaçla önceden bazı vakıflar aracılığı ile ABD’ye para kaçırdığı yönünde.

İnsan hakikaten buna inanan kimse bulunmayacağını öngörüyor.

Düşünsenize;

Birincisi, bütün bu ekonomik güçlükler altında bile Sayın Cumhurbaşkanı hala halkın güvendiği birinci siyasetçi, bütün ratinglerde Kılıçdaroğlu’nun 5-6 katı destek görüyor (Gerçi CHP’nin bazı belediye başkanlarının popülaritesi de Kılıçdaroğlu’nu birkaç kez katlıyor ama) yani Sayın Cumhurbaşkanı'nın halkta karşılığı ve desteği sürüyor ama o yine de yurt dışına kaçacak… Neden? Niçin kaçsın? 20 bin kilometre yol, 3. Köprü, Marmaray, Çanakkale köprüsü, kilometrelerce hızlı tren, onlarca yeni havaalanı yaptığı için mi?

Ama kaçacak…

Sebep? Çünkü son 20 yıldır o paralel evrende Sayın Cumhurbaşkanı'na öyle suçlar isnat ettiler ve buna öyle inanmaya başladılar ki, onlara göre kaçmaktan başka çaresi yok. Bu yönüyle bize düpedüz 27 Mayısçı haydutların “Bütün hükümet erkânı yanlarında 12 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandılar…” yalanını hatırlatıyor. Burada CHP’nin genleri hala sağlam. Kimse de sormadı acaba o zaman Türkiye’nin 12 uçak altını var mıydı?  Hatta böyle bir operasyon yapacak 12 uçağı…

Yani gerçeklikten kopmak CHP’nin tarihinde var.

Sayın Cumhurbaşkanı hiçbir yere kaçmayacak bir vatanperverdir ama bunu planladığını düşünelim. Burası, kendisine defalarca kumpas kurmuş, darbe yapıp içerideki elemanlarından kurduğu ekiple suikast düzenlemiş, kaldığı oteli taratmış, öldürmeye çalışmış ABD olabilir mi?

Halkbank’ı kendi mahkemelerinde süründürmeye çalışan ABD, Sayın Cumhurbaşkanı'nın “gizli hesabına” mı göz yumacak?

Daha başkan olmadan muhalefete destek sözü veren, açıkça hükümeti düşürmeye çalışacağını söyleyen Biden mi göz yumacak böyle bir firara?

Sayın Cumhurbaşkanı'nı öldürme girişiminin elebaşı Gülen hayduduna malikâne tahsis eden ABD mi kabul edecek böyle bir firarı?

İki ülkenin NATO’ya girişini veto eden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a mı müsamaha gösterecek ABD?

Bu nasıl bir akılsızlıktır? Bu nasıl bir izansızlıktır. Bu insanlar hiç mi uluslararası ilişkiler bilmez? Koskoca partinin hiç mi uluslararası ilişkiler uzmanı yoktur? Hiç mi uyarmaz başkanını ki böyle pervasız saçmalayabilir zavallı?

Muhalefet bu akıl fikir sefaletinden kurtulmazsa, elinde zekâsı ancak bunlara inanacak kadar olan bir eblehler kitlesinden başka bir şey kalmayacak.

Kılıçdaroğlu’nun eline belge diye tutuşturulan kâğıtların geldiği söylenen ülke, onların toplanış biçimi, sunuluş biçimi, “kaçacak” fantezileri size kimleri düşündürüyor? Bir bankadan 50 lira çektiğinizde bile bu transfer ABD tarafından izlenebiliyor. Bu bir komplo değil, dünya bankacılık sistemine dâhil olabilmek ve kredi alıp verebilmek için kabul etmek zorunda olduğunuz bir kural bu. İşte böylesi bir ortamda Sayın Cumhurbaşkanı'na “bağlı vakıflar” böyle dümenler çeviriyor, bundan ABD hükümetinin haberi olmuyor ama Kılıçdaroğlu’nun oluyor…

Allah kendisine akıl fikir de vermiyor tamam da bizim aklımızla neden alay ediliyor?

Kılıçdaroğlu’nun bu tür izansızlıkları rastlantısal mı yoksa belirli bir kalıba mı uyuyor? Mesela Türkiye tam uluslararası önemi olan bir harekete, bir operasyona başlayacağı zamanlara mı denk geliyor, dışarıda birilerini rahatsız ettiği zamanlara mı rastlıyor? Bunu araştırmak lazım. Ben Kılıçdaroğlu’nun başka zamanlarda daha makul muhalefet yaptığını görsem, bu abuklukların bir kalıbı olup olmadığını araştıracağım ama bu muhalefetin kendi içinde tutarlılığı hiçbir zaman olmadı ki sapmaları inceleyelim.

Herkesin muhalefetinin “gölge kabinesi” olur, iktidarın yaptıklarını izler ve seçim kazanır kazanmaz ülkeyi kaldığı yerden alır götürür. Bizim kısmetimize ise elinde kendi uydurduğu sözüm ona mahkeme celbiyle beklediğini sanan kifayetsiz müsterihler düşüyor.

Twitter: @kalemciler

$1