ensonhaber.com

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısına katıldı.

Bahçeli, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Toplantıdaki ilk gündem maddelerinden biri de 13 Şubat'ta Erzincan'daki maden ocağında yaşanan heyelan oldu.

Bölgede çalışmalar devam ederken sosyal medya üzerinden provokasyon yapanlara değinen Bahçeli, İstanbul adayı Murat Kurum'a yönelik eleştirileri hedef aldı.

"İstanbul'da havlu atacak olanlar Sayın Kurum'u yıpratmak için devreye girdi"

Devlet Bahçeli, Kurum'a şu sözlerle destek verdi:

Cumhur İttifakı'nın İBB adayı Sayın Murat Kurum ne hikmetse hedef haline getirilmiştir. Sayın Kurum'un bakanlık dönemine ilişkin haksız eleştiriler sinsi bir propagandaya işaret etmiştir. Müflis zihniyetler Sayın Kurum'u yıpratmak için harekete geçmiştir. İstanbul'da havlu atacak olanlar Sayın Kurum'u yıpratmak için devreye girdi. Bu çabalar boşunadır.

"Murat Kurum görevini layıkıyla yapmıştır"

Çöpler Madeni'nin yüklenici firmasına ÇED raporu veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı değildir. Sadece çevresel etkileri değerlendirip denetlemektedir. Bahsi geçen altın madeni geçmişte defalarca denetlenmiş, 21 Haziran 2022 tarihinde de siyanür sızıntısı nedeniyle madeni işleten firmaya para cezası verilmiştir. Murat Kurum görevini layıkıyla yapmıştır. Altın madeni felaketinin sızı yüreklerimizi titretiyorken İBB Başkanlığı'nın seçim sürecinin bir malzemesi haline getirilmesi baştan ayağa yanlıştır, maksatlıdır, utanmazlıktır.

"Devletimiz seferber oldu"

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Erzincan'ın İliç ilçesinde altın üretimi yapılan bir maden sahasında toprağın kaymasıyla bir felaket meydana geldi. Maalesef 9 maden işçimiz toprak altında kaldı. Devletimiz seferber oldu. İşçilerimize ulaşmak amacıyla maden alanına yığılan toprak kütlesinin tahliye ve temizlik işlemi dikkatle sürdürülmektedir. Zaman zaman yeni toprak kaymalarının yaşanıyor olması çalışmaları aksatmaktadır. İşçilerimizin hayata döndürülmesi gayemizdir.

"Herkes eteğindeki taşı döksün de görelim"

MHP olarak 13 Şubat'tan bu yana sıcak gelişmeleri yakinen takip ediyoruz. 14 Şubat günü TBMM'nin devreye girmesini yerinde bulduk. Kazanın tüm yönleriyle araştırılması ve tedbirlerin belirlemesi amacıyla komisyon kurulmasını isabetli görüyoruz. Bazı yorumcular, sözde çevreciler, rant devşirme peşinde koşan siyasetçileri dikkate alarak, alayının dinlenmesi doğal olacaktır. Herkes eteğindeki taşı döksün de görelim. Kim ne biliyorsa açıklasın da bilelim.

"Karnıyla konuşanların şımarıklıkları tahammül sınırlarını aşmıştır"

Siyanür iddiasında bulunanlar iddiaları ispat etsin. Ağzıyla değil de karnıyla konuşanların şımarıklıkları tahammül sınırlarını aşmıştır. Halen dedikodu üretmenin, hala kaygıları diri tutmanın tutarlı bir yanı var mıdır? Kayan toprak inşallah kaldırılacaktır, yaralarımız el birliğiyle sarılacaktır. Karşımızda çok ciddi bir sorun var. Bu ağır sorunun kalıcı bir şekilde çözümüyle birlikte ucu nereye dayanıyorsa dayansın sorumluluğu somut delillerle belirlenen kurum ya da kişilerin hesap vermesi acil ve elzem bir ihtiyaçtır.

Yürütülen adli soruşturmanın sağlam ve sağlıklı sonuçlar verebilmesi için hazırlanan bilirkişi raporunun aceleye getirilmesi bir başka tartışma konusudur. Bilirkişi raporunun yeniden ele alınması akla en uygun seçenektir.

Türkiye-Mısır ilişkisi

Ülkeler arası gerginlikler ve yakınlıklar farklılaşmaktır. Uluslararası ilişkiler dinamik bir süreçtir. Dünya genelinde belirsizlikler endişe verici ölçüde artış haldedir. Farklı coğrafyalarda çıkan kriz ve ihtilaflar barış, huzur ve istikrarı tehdit etmektedir. Siyasi, ekonomik ve ticari güç mücadeleleri sertliği, dipsiz anlaşmazlıkları körüklemektedir.

Türkiye'miz böylesi bir ortamda yüksek öngörü, manevra kabiliyeti, diplomasi gücüyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Hem sahada hem masada muktedir bir Türkiye gerçeği, herkesin takdirini toplamaktadır.

Çevremizde barış, huzur, refah ve istikrar kuşağının tesisi amacıyla diplomatik ilişkiler kesintisiz mesafe almaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın BAE ve Mısır ziyaretleri tarihi mahiyettedir. Biz bu ziyaretin hem doğru hem yararlı olduğunu değerlendiriyoruz. Türkiye-Mısır ilişkileri olması gereken seviyeye çıkacaktır.

"Cumhur İttifakı Türk zekasıyla mührünü inançla basacaktır"

Türkiye ile Mısır'ın birbirine sırt dönmesi tarihe terstir, faturası ağır olacaktır. Ortak bildirinin imzalanmasının yanında ticaret hacminin artırılması umut verici gelişmedir. Türkiye ile Mısır'ın yakın teması iki ülkenin stratejik kazancını tahkim edecektir.

Muhalefetin koro halinde çıkışları, Türk politikasını idrak edemeyen sefil bir anlayışıdır. Türkiye başta CHP olmak üzere zillete düşen diğer partileri kıskandırmakta ve çatlatmaktadır. Onlar umudur yapay zekaya bağlayadursunlar, Cumhur İttifakı Türk zekasıyla mührünü inançla basacaktır.

"CHP Türk milletiyle sorunludur"

Demlenmiş CHP'nin doğrusu ile yanlışı birbirine karışmış, milli ve manevi aidiyeti kalmamıştır. Demlenmenin maskesi kent uzlaşması, sandık uzlaşması Türkiye İttifakı olarak açıklanmaktadır. DEM Parti artık CHP'nin karar ve kumanda odasına kadar nüfuz etmiş, kimin aday yapılıp yapılmayacağını tayin eden vesayetçi bir konuma sahip olmuştur.

Özgür Bey'in irade ve siyasetinin şifreleri DEM'in eline geçmiştir. Kuklalar belli, kuklacılar bilinmektedir. 31 Mart'ta Türkiye'yi demlemeye ve devirmeye çalışanlara Türk milleti, müsaade etmeyecek müsamaha göstermeyecektir.

Aziz Atatürk'ün adını ve anılarını hiçe sayanları, elleri öpülesi ecdadımıza hakaret edenleri, Türklüğü rafa kaldıranları Türk milleti affetmeyecektir.

"Danıştay üyeleri maklube mi yiyorlardı"

Bahçeli, FETÖ'den ihraç hakimlere iade kararına ilişkin şöyle konuştu:

"Danıştay'ın kararı son derece tehlikeli ve sakıncalıdır. İade kararını HSK'nın yeniden incelemesi yerindedir.

Türk devlet ve yönetim felsefesinin dayanağı adalettir. Adalet ve hukukun tahribatı devletin zaafına yol açacaktır. AYM ile Danıştay'ın verdiği bazı kararların doğrudan devlet onuruna, milli varlık ve güvenliğimize zarar verdiği açıktır.

15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü sonrası örgütle ilişkisi belirlenen 4 bine yakın hakim ve savcı ihraç edilmiştir. Danıştay 5. Daire'nin 387 hakim ve savcıya iade eden kararı çok sakıncalıdır, hukuki temeli yoktur. Bu kararı alırken Danıştay üyeleri maklube mi yiyorlardı? Haşhaşilerin vaazlarını mı dinliyorlar? Danıştay adalet ve hukuka göre karar vermemiştir. HSK devreye girmiş, yeni inceleme başlatmış ve Danıştay Genel Kurulu'nda itirazlar yapılmıştır."