Bağışıklık sistemini etkileyen şaşırtıcı şeyler
Özel İçerik

Koronavirüs salgınına, soğuk algınlığı ve grip mevsiminin de eklendiği bu günlerde birçok insan, bağışıklık sistemini olabildiğince sağlıklı ve güçlü tutmaya çalışıyor.

Bağışıklık sistemi, oldukça karmaşık bir yapıdan oluşuyor. Özellikle koronavirüsün hayatımıza girmesiyle birlikte birçok kişi, farklı platformlardan bağışıklık üzerine bilgi edinmeye çalışıyor. Ancak internette doğru bilgiler yer aldığı gibi bazı efsanelere de yer veriliyor.

İşte bağışıklık sisteminizi etkileyen faktörler ve popüler inanışın aksine vücudunuzun bir enfeksiyonla savaşma yeteneği üzerinde çok az etkisi olan veya hiç etkisi olmayan diğer faktörler.

Bağışıklık sistemini etkileyen şaşırtıcı şeyler

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ETKİLEYEN ŞEYLER

1. Uyku

Bir gecede 7 saatten az uyuyan insanlar, iyi dinlenmiş insanlara kıyasla bir virüse maruz kaldıklarında enfeksiyon kapma olasılıkları daha yüksektir. Hastalandıklarında, uykusuzluk çeken insanların enfeksiyondan kurtulmaları, daha fazla uyuyanlara göre daha uzun sürer. Bağışıklık sistemini mümkün olduğunca sağlıklı tutmak için yetişkinlerin her gece 7-9 saat uyuması önerilir. Uyku, bağışıklık sistemi için çok önemlidir çünkü siz uyurken vücudunuz, bağışıklık sisteminizin enfeksiyonlarla savaşmak için ihtiyaç duyduğu sitokin adı verilen proteinler üretir. Yeterli kalitede veya miktarda uyku almadığınızda, vücudunuzun sitokin üretimi azalır ve bu da sizi enfeksiyona daha yatkın hale getirir.

Uyku, bağışıklık sisteminiz için çok önemli olduğundan, her gece sağlıklı ve kaliteli uykuya yardımcı olan yatma zamanı alışkanlıkları geliştirmek akıllıca olacaktır. Ayrıca, uykusuzluk, uyku apnesi veya iyi bir gece uykusu alma yeteneğinizi engelleyen diğer durumlar yaşıyorsanız, profesyonel yardım almanız gerekebilir.

2. Soğuk havalar

Birkaç nedenden ötürü, soğuk havalarda daha sıcak havalara göre hastalanma olasılığınız daha yüksektir. İlk olarak, birçok virüs soğuk havalarda daha aktiftir. Bu, her kış soğuk algınlığı ve grip mevsiminin ortaya çıkmasının ve COVID-19 oranlarının 2020 sonbaharının sonlarında ve kış başında artmasının nedenlerinden biridir.

Soğuk hava kan damarlarının daralmasına da neden olur. Damarlar daraldığında, solunum yolunuz, grip ve bakteriyel pnömoni gibi solunum yolu enfeksiyonlarını önlemek için ihtiyaç duyduğu kadar beyaz kan hücresi alamayabilir.

Soğuk havalarda hastalanma olasılığınızın daha yüksek olmasının bir başka nedeni, muhtemelen dışarıda daha az zaman geçirmenizdir, bu da D vitamini seviyenizde bir düşüşe neden olabilir. Vücudunuzun bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için D vitaminine ihtiyacı vardır, bu nedenle güneş ışığı almak, D vitamini takviyesi almak veya D vitamini bakımından zengin yiyecekleri diyetinize dahil etmek, mümkün olduğunca sağlıklı kalmak için yararlı yöntemlerdir.

Son olarak, bağışıklık hücrelerinizin soğuk havalarda sıcak havalarda olduğundan daha yavaş olduğunu öne süren araştırmalar vardır. Bu yüzden üşümenin veya soğuk havada vakit geçirmenin sizi hasta etme olasılığı daha yüksektir.

3. Stres

Stres, bağışıklık sisteminizi zayıflattığı kanıtlanmış başka bir faktördür. Stresli olduğunuzda, vücudunuz strese bağlı bir hormon olan yüksek kortizol salgılar. Bu hormon, lenfosit üretimini baskılar, bu da stresli olduğunuzda vücudunuzda dolaşan daha az beyaz kan hücreniz olduğu ve enfeksiyon kapmaya daha yatkın olduğunuz anlamına gelir.

Ek olarak, stres sıklıkla uykusuzluğa da neden olur. Yüksek kortizol seviyeleri ile birlikte uyku yoksunluğu sizi enfeksiyona karşı daha duyarlı hale getirecektir.

Bağışıklık sistemini etkileyen şaşırtıcı şeyler

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ETKİLEMEYEN ŞEYLER

1. Islak saç

Çocukken çoğumuz, ıslak saçla dışarı çıkarsak üşüteceğimiz konusunda uyarıldık. Islak saçın kendisi hastalanma şansınızı artırmaz. Virüsleri size çekmez, solunum yolunuz veya bağışıklık sisteminiz üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.

Ancak dolaylı olarak, dışarıda soğukken ıslak saçla dışarı çıkmak vücut ısınızı düşürmede rol oynayabilir ve bu da bağışıklık sisteminizin aktivitesini düşürebilir. Bu nedenle, soğuk havalarda, dışarı çıkmadan önce saçınızı kurutmak ve vücut ısınızın düşmesini önlemek için başınızı şapka ile örtmek muhtemelen iyi bir fikirdir.

2. Takviyeler

Yaygın olarak kabul edilen bir başka inanç da C vitamini, çinko veya ekinezya gibi büyük miktarda takviye tüketmenin insanları hastalanmaktan koruduğu veya hastalanırlarsa daha hızlı iyileşmelerine yardımcı olduğu yönündedir. Bu takviyeleri alımınızı artırmanın faydalı olduğuna dair çok az kanıt vardır. Bazı durumlarda, aslında zararlıdır çünkü vücudunuz yediğinizi metabolize etmek için fazla çalışmak zorundadır ve bu takviyelerin istenmeyen sonuçları olabilir.

Örneğin, C vitamini böbrekleriniz tarafından işlendiğinden, çok fazla C Vitamini almak aslında böbrek hasarına neden olabilir. Çinko içeren burun spreyleri hastaların koku alma duyularını kalıcı olarak kaybetmelerine neden olmuştur, çünkü çinko, koku alma sinirinde birikebilen bir ağır metaldir.

Vitamin veya mineral eksikliği olan hastalar, seviyelerini normale çeken bir takviye almaktan fayda görürler. Ancak vitamin veya mineral eksikliği olmayan hastalar için fazla miktarda tüketmenin etkili olduğu kanıtlanmamıştır ve yarardan çok zarar verebilir.

3. Ateş düşürücüler

Pek çok insan, ateş düşürücü bir ilaç almanın vücutlarının bir enfeksiyondan korunma yeteneğini azalttığı izlenimine kapılıyor. Ateş, vücudun beyindeki "termostatı" olan hipotalamus, ortamı bir patojen için daha az müsait hale getirmek amacıyla vücudun sıcaklığını yükselttiğinde ortaya çıkar. Virüslerin çoğu düşük sıcaklıklarda daha aktif olduğundan, vücudun iç sıcaklığını yükseltmek, vücudunuzun bir enfeksiyonla savaşmak için kullandığı bir mekanizmadır.

Düşük dereceli ateş zararsız olabilirken, özellikle uzun bir süre yüksek ateş tehlikeli komplikasyonlara neden olabilir. Yüksek ateş su kaybına neden olabilir çünkü sıvı sıcak ciltte, soğuk ciltten daha hızlı buharlaşır. Beş yaşın altındaki çocuklarda, hızlı bir sıcaklık artışı da ateşli bir nöbete neden olabilir.

Reçetesiz satılan ateş düşürücü bir ilaç kullanmak, genellikle ateşe bağlı komplikasyonları önlemeye ve baş ağrısı ve vücut ağrıları gibi rahatsız edici semptomları azaltmaya yardımcı olabilir. Ateş düşürücü kullanmanın bağışıklık sisteminizin bir enfeksiyonla savaşma yeteneği üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur.