Delta varyantı neden bu kadar hızlı yayılıyor

Tüm dünyada koronavirüs vakalarında yaşanmaya başlanan artışın sorumlusu olarak görülen Delta varyantı, birçok bilim insanı ve uzmanı endişelendirdi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yakın zamanda ölümcül varyantı, insan sağlığı için oluşturabileceği ciddi tehlikeleri belirterek 'endişe verici varyant' olarak sınıflandırdı.

Ancak, Delta varyantını bu kadar endişe verici ve tehlikeli yapan şeyin ne olduğu sorusu hala devam ediyor. Daha bulaşıcıysa, neden böyle?

Bilimsel olarak koronavirüsün B.1.617.2 mutasyonu olarak adlandırılan Delta varyantı, onu diğer varyantlardan daha bulaşıcı hale getiren iki mutasyonun birleşimidir.

İlk vakası Aralık 2020'de Hindistan'da tespit edilen Delta varyantının, dünyadaki diğer varyantlardan daha hızlı yayıldığı biliniyor ve Avrupa'da en baskın mutasyonlardan biri haline geldiği görülüyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde de yeni koronavirüs vakalarının yüzde 80'inden fazlası, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne (CDC) göre Delta varyantından kaynaklanıyor.

DAHA FAZLA VİRAL YÜK TAŞIYOR

'Endişe varyantı' olan Delta varyantının, kişiden kişiye daha hızlı ve etkili bir şekilde yayıldığı söyleniyor.

Delta varyantının diğer iki mutasyondan, E484Q ve L452R'den gelen genetik kodu taşıdığı düşünüldüğünde, insan bağışıklık sistemine girip organları istila etmesi daha da kolaylaşıyor. Buna ek olarak, yeni varyantlar spike proteinin yapısını değiştirme eğiliminde olduğundan, kendisini insan konakçı hücrelerine bağlamada daha etkilidir ve hızla çoğalarak orijinal bir koronavirüs türünden daha fazla hasar verir.

Bunun dışında uzmanlar, Delta varyantının, aşılar tarafından sağlanan antikorları bazı durumlarda atlatabileceğini söylüyor.

Tüm dünyada hasara yol açmaya devam eden Delta varyantının doğal ve aşı kaynaklı bağışıklıktan kaçma yeteneği ciddi bir endişe konusu olsa da, bilim adamları onu daha bulaşıcı hale getiren unsurları araştırıyorlar, aslında onu daha tehlikeli ve endişe verici yapan da bu.

Çin'in Guangdong Eyaleti Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nde yürütülen bir çalışmada, bir araştırma ekibi, koronavirüse yakalanan 62 kişiyi takip etti ve karantinaya aldı. Enfekte bireyleri analiz ettikten ve viral yüklerini inceledikten sonra, Delta varyantı ile enfekte olan hastaların, orijinal koronavirüs suşuna yakalananlardan 1.260 kat daha fazla viral yüke sahip olduğu bulundu.

Ek olarak, çalışmada, Delta varyantı ile enfekte olan kişilerin temastan dört gün sonra virüsün belirtilerini gösterdiğini, orijinal virüs ile enfekte olmuş kişilerde bunun ortalama 7 gün sürdüğü belirtildi.

Viral yük, enfekte olmuş bir kişinin kanındaki viral partiküllerin miktarıdır. Hastalığın ciddiyetini ve virüsün ne kadar bulaşıcı olabileceğini belirler.

Araştırmaya göre, Delta varyantı ile enfekte olan kişilerde yüksek viral yük, virüsün bir kişiden diğerine daha hızlı yayılmasına neden oluyor. Çalışma, Delta varyantının orijinal suştan daha hızlı çoğaldığını gösteriyor.

Bu aynı zamanda bir kişiyi ciddi enfeksiyona daha yatkın hale getirerek daha ciddi semptomlara ve komplikasyonlara yol açabilir. Bilim insanları, enfekte olmuş kişilerde yüksek viral yükün, küresel olarak COVID vakalarının sayısındaki artışa neden olduğuna inanıyor.

AŞILAR ETKİLİ

Delta varyantı iki mutasyonun birleşimi olduğundan, antikorlardan kaçma yeteneğinin daha etkili olduğu söyleniyor. Bilim insanları, yeni varyantların, özellikle Delta varyantının, bağışıklık savunmalarından kaçmalarına yardımcı olan ve aşıya dayalı korumadan kaçmalarına yardımcı olan ve yeni enfeksiyonlara yol açan özellikler içerdiğine dair endişelerini dile getiriyor.

Ancak, tam olarak aşılanmış kişiler virüse yakalanabilirken, ciddi hastalıklara yakalanma riskleri daha düşüktür ve hastaneye yatış riskleri sıfıra yakındır. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, tam aşılı kişilerin ayrıca virüsü yayma risklerinin daha düşük olduğunu gösteren bir çalışma yayınladı.