Kemoterapi sırasında enfeksiyonlardan korunmanın 9 yolu
Özel İçerik

Kemoterapiye başladığınızda, doktorunuz size muhtemelen ellerinizi yıkamak ve hasta olan insanlardan kaçınmak konusunda daha dikkatli olmanızı tavsiye edecektir. Bunun nedeni, özellikle kemoterapi gibi kanser tedavileri görüyorsanız, kanserin kendisinin enfeksiyon riskinizi artırmasıdır.

Enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücreleri, kanınızdaki hücrelerin üretilmesinden sorumlu olan kan üreten kemik iliğinde üretilir. Kemik iliği, vücudunuzdaki kalça ve uyluk kemikleriniz gibi büyük kemiklerin içinde bulunur. Kanser kemiklerinizdeki boşluğa yayılabilir ve kemik iliğinizin sağlıklı hücrelerinin yerini alabilir. Kanser büyüdükçe, kalan kemik iliği hücreleri enfeksiyonlarla savaşmak için yeterli beyaz kan hücresi üretemeyebilir.

Kemoterapi ve diğer kanser tedavileri, beyaz kan hücrelerinizin yapımından sorumlu olan kemik iliği dahil, vücudunuzdaki en hızlı büyüyen hücreleri de öldürür. Daha az beyaz kan hücresi ile vücudunuz bakteri ve virüslerle savaşmakta daha zorlanır.

Kemoterapi bağışıklık sistemini baskılar ve vücudun enfeksiyonlarla savaşama yeteneği büyük ölçüde azalır. Ne kadar dikkatli olmanız gerekeceği kanserin türüne ve tedavinize bağlı olarak değişir.

Kemoterapi sırasında enfeksiyonlardan korunmanın 9 yolu

KEMOTERAPİ SIRASINDA ENFEKSİYON RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN İPUÇLARI

1. Ellerinizi sık sık yıkayın

El yıkama, enfeksiyonu azaltmanın en etkili yoludur. Siz ve çevrenizdeki herkesin kemoterapi alırken bunu düzenli olarak yapması çok önemlidir. Her yemek hazırladığınızdan snce ve sonra, yemek yedikten önce ve sonra ve tuvaleti kullandıktan sonra ellerinizi yıkayın.

Ellerinizi temizlemek için ıslatın ve bol miktarda sabun kullanın. Ellerin arkası, parmak araları ve tırnakların altını da içerecek şekilde en az 20 saniye yıkayın. Suyla durulayın ve temiz bir havluyla hafifçe kurulayın.

Sabun ve su yoksa, en az yüzde 60 alkol içeren bir el dezenfektanı kullanın . Ellerinizi tamamen kaplayacak kadar kullanın ve tüm yüzeyleri ovalayın.

2. Hasta olan insanlardan uzak durun

Kemoterapi görüyorsanız bir diğer önlem, hasta olan insanlardan uzak durmanızdır. Bu, özellikle soğuk algınlığı ve grip mevsiminde metro, uçaklar veya çocuk bakım merkezi gibi kalabalık olma ihtimali olan yerlerden uzak durmak anlamına gelir.

Ailenizden ve arkadaşlarınızda, soğuk algınlığı dahil herhangi bir hastalık belirtisi varsa, uzak kalmaya çalışın.

3. Aşı konusunda temkinli davranın

Suçiçeği aşısı gibi bazı aşılar, kemoterapi görüyorsanız sorun yaratabilecek canlı virüsler içerir. Diğer aşıların çoğu, vücudun üstesinden gelmesi daha kolay olan ölü virüsler içerir.

Onkologlar genellikle mevsimsel grip aşısı da dahil olmak üzere aşı konusunda temkinli olmayı önerir. Aşıya ihtiyacınız olabileceğini düşünüyorsanız, onkoloğunuzla konuşmayı unutmayın.

4. Havuzdan uzak durun

Sıcak küvetler, tatlı su gölleri ve havuzlar, kemoterapi alırken genellikle zararlıdır, ancak riskler kanserin türüne ve tedaviye bağlı olarak değişir. Özellikle sıcak küvetler veya tatlı su havuzları gibi sıcak alanlar bakterilerin gelişmesi için yüksek riskli alanlar olarak kabul edilir.

Tuzlu su havuzları ve deniz genellikle daha güvenli olsa da, aktif tedavi görüyorsanız ve kan sayımınız düşükse bunlardan kaçınmak en iyisi olacaktır.

5. Çiğ veya az pişmiş et yemeyin

Çiğ et, balık ve yumurta potansiyel olarak tehlikeli düzeyde hastalığa neden olan bakteri içerebilir, bu nedenle onları diğer gıdalardan ayrı tutun ve uygun sıcaklıkta pişirin. Gereksiz risk almayın.

Ayrıca, gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilecek taze meyve ve sebzeler hakkında onkoloğunuzla konuşun; doktorunuz pişmemiş ürünlerin çoğundan kaçınmanızı tavsiye edebilir. Yemeden önce sebze ve meyveleri akan su altında iyice yıkayın.

6. Manikür ve pedikürden uzak durun

Cildinizde meydana gelebilecek yırtıklar veya kesikler bakterilerin kan dolaşımınıza girmesine izin verebilir ve bu da potansiyel olarak tehlikeli bir enfeksiyona yol açabilir. Kemoterapi sırasında düşük trombosit sayısı da kanama komplikasyonları riskini artırır.

Küçük kesintiler bile büyük bir komplikasyona neden olabilir. Kemoterapi nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanan biri için bu, felaket olabilir.

Kemoterapi alırken manikür ve pedikürü atlamak en iyisidir, kendi aletlerinizle yapacak olsanız bile. Ayrıca tıraş olmaktan da kaçının veya kaza risklerine karşı elektrikli tıraş makinesi kullanın.

7. Dişlerinizi günde iki kez fırçalayın

Günde iki kez fırçalamanız ve diş ipi kullanmanız gerektiğini duymuşsunuzdur, ancak kemoterapi sırasında düzenli ağız hijyeni rutini özellikle önemlidir. Ağzınızda çok sayıda doğal bakteri bulunur. Kemoterapi bağışıklık sisteminizi baskıladığından, bu bakteriler enfeksiyon riskinizi artırabilir.

Ancak, diş eti kanaması riskiniz varsa, doktorunuz size dişlerinizi fırçalamaktan ve diş ipi kullanmaktan kaçınmanızı söyleyebilir. Bunun yerine, alkol içermeyen özel bir gargara (genellikle su ve karbonat) önerebilir.

8. Kusursuz kişisel hijyen uygulayın

Cildinizde doğal bakteriler olduğu için, her gün yumuşak sabun kullanarak duş almak ve banyoyu kullandıktan sonra genital bölgenizi titizlikle temizlemek iyi bir fikirdir.

9. Gözlükleri ve havluları paylaşmaktan kaçının

Partnerinizle aynı yatakta uyumak doktor kontrolü kapsamında uygun olabilse de, mikropların yayılmasını önlemek için ayrı havlu ve gözlük kullanmak iyi bir fikirdir.

Kemoterapi sırasında enfeksiyonlardan korunmanın 9 yolu

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN İPUÇLARI

Kemoterapi sırasında bağışıklık sisteminizi güçlendirmenin tek bir sırrı yoktur. Ancak genel olarak sağlıklı bir yaşam tarzı yaşamaya çalışmalısınız. Bu, bol miktarda meyve, sebze, tam tahıl ve yağsız protein yemeyi ve tatlıları ve işlenmiş yiyecekleri atlamak anlamına gelir.

Herhangi bir vitamin veya takviye almadan önce onkoloğunuzla konuşun, çünkü bazıları tedavinizi etkileyebilir.

Esneme ve yürüme gibi hafif ila orta dereceli egzersizler enerji seviyenizi artırabilir. Aktif kalmanın en iyi yolları hakkında onkoloğunuzla konuşun.

Tavsiyeler dahil bu içerik yalnızca genel bilgiler sağlar. Hiçbir şekilde nitelikli tıbbi görüşün yerini alamaz. Daha fazla bilgi için her zaman bir uzmana danışın.