Yaklaşan salgın: Çocukluk çağı obezitesi
Özel İçerik

Türkiye'de 6 ila 18 yaş arasındaki çocuklarda obezite görülme oranı yüzde 8,2 iken, fazla kilolu ve şişman olanlar yüzde 22,5 olarak öne çıkıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre obezite ve fazla kilo, dünya çapında salgın özellikler kazanmıştır. Rakamlar korkutucu. 1 milyardan fazla yetişkin aşırı kilolu ve bunların en az 300 milyonu ne yazık ki obez.

OBEZİTE NEDİR?

Vücut yağının özellikle yağ dokusunda aşırı birikmesi ve kişinin yaşı, boyu ve cinsiyetine göre ideal kilonun yüzde 20 üzerine çıktığında vücut ağırlığının artmasıyla algılanabilen durum obezite olarak adlandırılmaktadır.

Birçok aile için tombul bir çocuğa sahip olmak bir başarıdır, çocuğun iyi, güçlü ve sağlıklı olduğu düşünülür, ancak çocuk beslenme uzmanları aynı fikirde değildir.

Artık sağlık otoriteleri tarafından çocukluk çağı obezitesi bir hastalık olarak belirtiliyor. 1990'lardan günümüze hem Avrupa'da hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde çocukluk çağı obezitesi görülme sıklığı ikiye katlandı.

Yaklaşan salgın: Çocukluk çağı obezitesi

ÇOCUKLUKTA FAZLA KİLONUN NEDENLERİ

Uzmanlara göre beslenme değişiklikleri ve yeni yaşam biçimleri obezitedeki artışın ana tetikleyicileri olarak öne çıkıyor.

Kendilerini birden fazla görev, iş ve ev işi arasında bölmek zorunda kalan birçok ebeveyn, çocuklarına daha hızlı bir yemek sunmayı daha rahat buluyor. Paketli kekler ve hazır yemekler gibi birçok işlenmiş gıda, çocukların günlük rutini haline geliyor. Bu, günden güne, görünüşleri çekici yiyeceklerden oluşan, ancak çocukların güçlü ve sağlıklı büyümesi için gerekli besinleri içermeyen ürünleri tüketmek gibi kötü bir alışkanlık haline geliyor. Hiç zamanı olmadığını ifade eden ebeveynler için genellikle en önemli şey, çocuklarının sağlıklarını tehlikeye atıp atmadıkları konusunda endişelenmeden açlıklarını gidermektir.

Günümüzde birçok ebeveyn sağlıksız yağlar, şekerler ve besin değeri olmayan diğer ürünlerle çok fazla düşünmeden çocuklara menüler sunar. Konuyla ilgili daha fazla bilgi olmasına rağmen, alışkanlıklar kötü yönde değişmeye devam ediyor. Uzmanlara göre ideal olan, bir çocuğun günde yaklaşık iki bin kalori tüketmesi ve bunun yarısının karbonhidrat, üçte birinin yağ ve geri kalanının proteinlerle karşılanmasıdır. Ancak çocuklar günlük kalorilerinin çoğunu ne yazık ki abur cuburlar, gazlı içecekler ve tatlılardan alıyor.

Yağ ve şeker oranı yüksek yiyecekleri tüketmenin yanı sıra, birçok çocuk hareketsiz bir yaşam tarzı sürüyor. Fiziksel aktiviteler, uygun büyüme ve genel sağlık için çok önemlidir. Günümüzde çocukların yaşam tarzı düşünüldüğünde, eskiye oranla birçok farklılık göze çarpıyor. Yaptıkları faaliyetlerin çoğu televizyon, bilgisayar ve video oyunları etrafında yoğunlaşıyor ve pek çok aile, zaman ya da konfor eksikliği nedeniyle, çocuklarını parka ya da herhangi bir çocuk etkinliğine götürmek yerine, televizyon karşısında zaman eçirmek durumunda bırakıyor.

Toplumun aşırı kilolu olmasının temel nedenleri olan kötü beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite eksikliğinin yanı sıra çocukluk çağı obezitesini belirleyen başka faktörler de vardır. Sosyal, fizyolojik, metabolik ve genetik etkiler de çocukluk çağı obezitesini etkileyebilir.

Örneğin, obez ebeveynleri olan bir çocuk, sosyal bir sorun, kötü bir beslenme alışkanlığı veya genetik nedeniyle yetişkinlik döneminde obez olmaya yatkın olacaktır. Obezite ile çocuğun psikolojik bozuklukları arasında da güçlü bir ilişki vardır; dolayısıyla çocuğun psikolojik bir rahatsızlığı olduğu için mi obez olduğu, yoksa obez olmasından dolayı mı psikolojik rahatsızlıkları olduğu tam olarak tespit edilememektedir.

Yaklaşan salgın: Çocukluk çağı obezitesi

OBEZİTENİN ÇOCUKLARDA NEDEN OLABİLECEĞİ HASTALIKLAR

Çocukluk döneminde edinilen kötü alışkanlıklar, çocuğun bir yetişkin olarak başta sağlığı olmak üzere birçok sorunla karşılaşmasına neden olabilir. Ergenlik döneminde hastalık geliştirme riski, obez çocuğun beslenmesine ve yaşam tarzına yeterli tedavi ve dikkat göstermemesi durumunda neler olabileceğinin açık bir örneğidir.

Daha önce obezite sadece yetişkinlerin sorunuydu. Günümüzde obezite, giderek daha genç insanlarda ortaya çıkmakta ve tipik olarak tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve metabolik sendrom gibi yetişkin hastalıkları çocuklarda teşhis edilebilmektedir. Ayrıca, obez çocukların akranları tarafından reddedilme, düşük benlik saygısına sahip olma ve kendilerini gruptan dışlama gibi psikolojik problemler geliştirme olasılığı daha yüksektir. Görünüşleri nedeniyle onları marjinalleştiren diğer çocuklar tarafından “zorbalığa” maruz kalmaya çok duyarlı çocuklardır ve tüm bu psikolojik baskı genellikle anoreksiya veya depresyon gibi sonuçlara neden olur.

Ayrıca obez çocuklarda, nefes darlığı ve yorgunluk nedeniyle herhangi bir spor veya diğer fiziksel egzersizlerin uygulanmasıyla ilgili sorunlar da yaşanılabilir.

Obez çocuklarda erken ergenlik sıklıkla görülür. Obez kızlar daha erken ergenliğe girebilir, düzensiz adet döngüsüne sahip olabilir.

Hipertansiyon, kolesterol, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların görülme riski oldukça artar. Obez çocuklarda ayrıca karaciğer bozukluklarına sık rastlanır.

Obezitenin bir başka sonucu da cilt problemleridir. Çocuklarda çeşitli cilt hastalıklarına neden olabilir. Uzmanlara göre obezite çocuklukta kendini gösterdiğinde, ergenliğe kadar devam ettiğinde ve zamanında tedavi edilmediğinde yetişkinliğe de taşınacaktır.

Yaklaşan salgın: Çocukluk çağı obezitesi

ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİNİN ÖNLENMESİ

Çocukluk döneminde ne kadar az değişiklik elde edilirse, sonraki yıllarda tedavi veya düzeltme o kadar zor olacaktır. Çocukluk, alışkanlıklar ve davranışlarla ilgili olarak hemen hemen her şeyin mümkün olduğu bir dönemdir. Bu aşamada, kişilik düzenlenir ve çocuğun yetişkinlikteki davranışının temeli oluşturulur. Bu nedenle, çocuğun eğitiminin mümkün olan en iyi şekilde olması için doğrudan veya dolaylı olarak ilgili herkesin çabalarını yoğunlaştırması gerekir. Bu, her yönden sağlıklı bir yaşam sağlayacaktır. Sağlığın çocukların dengesi için önemli bir parça olduğunun bilincinde olmak gerekir.

Çocukluk çağı obezitesini önleyebilecek en kritik önlemleden biri çocukta iyi beslenme alışkanlığı oluşturmaktır. Ona doğumdan itibaren doğru yemeği vermek, onu sağlıklı tutmanın en iyi yoludur. Her şey anne sütüyle başlar, ve daha sonra çocuğun her şeyden biraz denemesi, beslenmesinin en az iki yaşına kadar çeşitli ve eksiksiz olması gerekir.

Çocuklara verdiğimiz yiyecekleri özenle seçme alışkanlığının yanı sıra, buna paralel olarak yemek, sofra ve arkadaşla paylaşma alışkanlığını da oluşturmak gerekir. Ayrıca televizyon karşısında yemek yemekten kaçınılmalıdır, çocukların televizyon karşısında bulunmaları günde en fazla 2 saat ile sınırlandırılmalıdır.

Ailenin yemekle ilgili alışkanlıklarını değiştirmek ve buna paralel olarak açık havada fiziksel aktiviteleri teşvik etmek de önemlidir.

Obezite tesadüfi değildir. Bunun farkında olarak sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirilmelidir. Uzmanların sağlıklı beslenme alışkanlıkları için tavsiye ettiği 10 öneri şu şekilde sıralanabilir:

- Diyetteki yiyeceklerin çeşitliliği ne kadar fazla olursa, diyetin dengeli olması ve gerekli tüm besin maddelerini içermesi o kadar garanti olur.

- Tahıllar, patates ve baklagiller diyetin temelini oluşturmalıdır, böylece karbonhidratlar diyetteki kalorilerin yüzde 50 ila yüzde 60'ını sağlar.

- Yağların günlük kalorinin yüzde 30'unu geçmemesi, doymuş yağların tüketiminin azaltılması gerekir. Her türlü yemeğin hazırlanmasında yağ olarak zeytinyağı kullanın.

- Proteinler toplam kalorinin yüzde 10 ila 15'ini sağlamalı ve hayvansal ve bitkisel kaynaklı proteinler birleştirmelidir.

- Günlük meyve ve sebze alımı en az 400 gr./gün'e ulaşana kadar artırılmalıdır. Yani bu besinlerden günde en az 5 porsiyon tüketilmelidir.

- Şekerleme ve gazlı içecekler gibi basit şekerler açısından zengin ürünlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Tadını, aromasını, rengini ve dokusunu geliştirmek için az işlenmiş, taze ve özenle hazırlanmış yiyecekleri tercih edin.

- Tüm kaynaklardan tuz tüketimini günde 5 gramın altına indirilmelidir.

- Günde en az 1,5 - 2 litre sıvı alınmalıdır.

- En az 15 ila 20 dakika ayıracağınız süt ürünleri, tahıllar ve meyvelerden oluşan eksiksiz bir kahvaltı olmadan asla güne başlamayın. Bu sayede günün ilerleyen saatlerinde abur cubur tüketme ihtiyacı ortadan kalkar veya azaltılır ve okuldaki fiziksel ve bilişsel performans iyileşir.

- Tüm aile üyelerini yemek yeme ile ilgili alışveriş, haftalık menüye karar verme, yemek hazırlama ve pişirme gibi faaliyetlere dahil edin. Ayrıca unutmayın; her gün fiziksel egzersiz yaparak aktif bir yaşam sürmek, yeterli kilonun korunmasına ve bu tür diyetin yararlarının artmasına katkıda bulunur.