A&G Araştırma Şirketi'nin Milliyet için yaptığı araştırma halkın nikâhsız birlikte yaşamaya karşı olduğunu ortaya koydu. Buna göre, yetişkin nüfusun yüzde 70.7'si evlenmeden önce çiftlerin birbirini daha iyi tanımak için nikâhsız beraber yaşamasına karşı çıkıyor. “Evlenmeden önce beraber yaşanması” konusunda fikri sorulan katılımcıların sadece yüzde 18.9'u bu fikre destek verirken, yüzde 10.4'ü ise “Kısmen katılıyorum” dedi.
Kadınlar beraber yaşama fikrine karşı
Kadınlar erkeklere nazaran daha yüksek oranda beraber yaşama fikrine karşı çıktı. Bekârlar yüzde 33.2 oranla evlilere nazaran (yüzde 13.3) birlikte yaşama fikrine daha sıcak baktığını söylerken, eğitim ve hane halkı geliri yükseldikçe beraber yaşamaya olumlu bakanların oranı arttı.
100 kişiden 74'ü kıskanç
“Kıskanç mısınız, kıskançsanız, ne kadar kıskançsınız?” sorusuna yetişkin her 100 kişiden 26'sı “kıskanç değilim” diye yanıt verdi. 100 kişiden 40'ı “Yerine göre kıskancım”, 34'ü ise “Evet, kıskancım” dedi.
Erkekler daha kıskanç
Sonuçlar, erkeklerin daha kıskanç olduğunu da gösterdi. Erkeklerin yüzde 40.9'u kıskanç olduğunu söylerken, yüzde 41.1'i yerine göre kıskanç olduğunu söyledi. Kadınların ise yüzde 28.3'ü kıskanç olduğunu, yüzde 39.3'ü de yerine göre kıskanç olduğunu ifade etti. Kıskanç olmadığını söyleyen erkeklerin oranı yüzde 18, kadınların oranı ise yüzde 32.4 oldu.
Yaş yükseldikçe “Kıskancım” diyenler azaldı. 28 yaşın altındakilerin yüzde 22.8 oranında “kıskanç olmadığını” söylerken, bu oran 44 yaş ve üstünde yüzde 31.9'a yükseldi. Kırsal alanda kıskanç olduğunu söyleyenlerin sayısı da daha yüksek çıktı. İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayanlar, diğer bölgelere göre daha yüksek oranda “Kıskancım” dedi.
Bekaret konusunda değişen birşey yok
Katılımcılara “Evlenen kadın mutlaka bakire olmalıdır görüşüne katılıyor musunuz?” diye soruldu, katılımcıların yüzde 77.5'i “Evlenen kadın mutlaka bakire olmalıdır” cevabı verdi. Katılımcıların yüzde 10.9'u “kısmen katıldığını” söylerken, yüzde 11.6'sı “katılmadığını” söyledi. Erkekler kadınlardan daha fazla “Mutlaka bakire olmalı” cevabı verirken, bekârlar ve boşanmışların bekâret konusunda daha esnek yanıtlar verdiği görüldü.
Bekâr kadınların yüzde 23.9'u bekârete esnek bakârken, yaş yükseldikçe muhafazakârlık seviyesi arttı ve bekâretin öneminin yükseldiği görüldü.
Üniversite mezunları daha rahat
İlkokul mezunlarının yüzde 90.4'ü eşinin bakire olması gerektiğini söylerken, üniversite mezunlarında bu oran yüzde 56.8'e düştü. İlkokul mezunlarının sadece yüzde 4.7'si, üniversite mezunlarının ise yüzde 19'u eşin bakire olması gerektiğine karşı çıktı.
Marmara ve Ege bu fikre katılmıyor
Bekâretle gelir seviyesi ilişkisine bakıldığında ise, ortalama aylık gelirin 1250 TL'nin altına düştüğü kişilerde bekâret konusunun daha fazla önem kazandığı görüldü. Kişilerin geliri 1250 TL'nin üzerine çıktıkça bekârete verilen önem azaldı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde eşin bakire olması gerektiği daha çok söylenirken, Marmara ve Ege Bölgesi'nde ise “Bu fikre katılmıyorum” cevapları ortalamanın üzerinde çıktı.
Doğum yapmak cinselliği azaltmaz
“Doğurmak cinselliği azaltıyor - öldürüyor mu?” sorusu ise katılımcıları ikiye böldü. Katılımcıların yüzde 53'ü “Çocuk doğurmak cinselliği azaltmaz” derken, yüzde 32.9'u bu fikre “kısmen”, yüzde 14'ü ise “tamamen katıldığını” söyledi. Boşanmışların yaklaşık yüzde 65'i kısmen ya da tamamen bu fikre katıldığını söyledi. Bekârların ise yüzde 52.3'ü çocuğun cinselliği azaltmadığını düşündüğünü aktardı.
Erkekler böyle düşünmüyor
Kadınlar ise genel ortalamanın biraz üzerinde bu fikre katıldığını söylerken, erkekler genel ortalamanın üzerinde katılmadığını ifade etti. Evlilerin çocuk sayısıyla cinsellik arasındaki ilişkisi de araştırıldı. Sonuçta, çocuk sayısı arttıkça “evet” cevaplarının az da olsa arttığı ortaya çıktı. Buna göre, 1-2 çocukta cinselliğin azalmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 55.4'ken, bu oranlar 3-4 çocukta yüzde 53'e, 5 ve üzeri çocukta ise yüzde 52.2'ye düştü.