DİPLOMATİK BİR DEHA

Adem Metan
Adem Metan

Haftanın ortasından, bir çarşamba gününden daha herkese merhaba.

Bugün bu yazıyı yazarken bir tarafımda umut diğer tarafımda ise gurur hakim.

‌Neden mi?

‌Umutluyum çünkü Gazze’de artık soykırımcı İsrail’in silahları sustu ve bölgeye nihayet barış geliyor.

‌Gururluyum çünkü bu süreçte devlet, ülke, millet olarak elimizi taşın altına koyduk ve barış sürecinde etkin rol oynadık.

‌Peki bunun mimarı kim?

‌Elbette Sayın Erdoğan…

‌Ki bunun diplomaside yansımalarını da çok net görüyoruz.

‌Malumunuz pazartesi günü dünya önemli bir zirveyi takip etti.

‌Gözümüz, kulağımız Şarm El-Şeyh’te düzenlenen Gazze Barış Zirvesi’ndeydi.

‌Lakin bu zirvede bir isim vardı ki yalnızca sesiyle değil…

Duruşu, temasları ve simgeleriyle öne çıktı.

Tabii ki o isim hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…

Bölgeye yön veren bir lider olarak Erdoğan, yine alışılmışın dışında bir diplomasi performansına imza attı.

‌Zirveyi adeta dizayn etti Erdoğan.

‌Ve çok kritik bir reste imza attı.

‌Netanyahu’nun zirveye katılacağı yönünde haberler çıkınca havada resti çekti ve “Netanyahu varsa ben yokum!” dedi.

‌Elbette kimse, böyle kritik bir rol üstlenen lideri karşısına almak istemedi.

‌Ve Netanyahu’nun gelişi iptal edildi.

‌Çok kısa sürede de Sayın Erdoğan’ın uçağı piste iniş yaptı.

‌Son derece karizmatik bir ayar verme, had bildirme, ülkesine saygı duyma ve mazlumların yanında durma hali…

‌Ne sıfat kullanırsanız kullanın ama hiç şüpheniz bu rest, zirveye damga vurdu.

‌Zirvenin en çok konuşulan bir diğer anı ise Erdoğan ile İtalya Başbakanı Meloni arasındaki samimi diyalogdu.

‌Erdoğan’ın, “Sigarayı bıraktırmam lazım sana” sözleriyle yaptığı takılma, Meloni’nin gülerek “Biliyorum” demesi…

‌Ardından Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un sohbete dahil olması…

‌Erdoğan’ın rahatlığı, espiri yeteneği ve aynı zamanda samimiyet üzerinden bir strateji sürdürmesi hepimize tebessüm ettirdi.

‌Hakikaten…

‌Erdoğan soğuk salonlarda, kalıplaşmış cümlelerle yürüyen diplomasiyi, insani bir zemine taşıma yeteneğine haiz bir isim.

‌Ve bu özellik çok az liderde var.

‌Üstelik Erdoğan, bu zirvede önemli somut teklifler ortaya koydu.

Konuşmasında sadece bombaları durdurmayı değil, onarıcı bir barışı hedeflediğini de açıkça gösterdi.

Ve bu yönüyle birçok Batılı liderin önüne geçti.

Ezcümle…

‌Zirve boyunca Erdoğan, yalnızca konuşan değil aynı zamanda gündem belirleyen lider oldu.

Bu zirve bir kez daha gösterdi ki…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnızca Türkiye'nin değil, bölgenin de en önemli diplomatik aktörlerinden biri.

Bu çok yönlü liderlik performansı ile Türkiye’nin hak ettiği yeri yeniden ortaya koydu.

Açıkçası Erdoğan, zirve boyunca adeta bir diplomasi dersi verdi.

Çünkü diplomasi, yalnızca dosyalar ve protokollerle değil, aynı zamanda sezgi, cesaret ve dengeyle yapılır.

Erdoğan’ın Şarm El-Şeyh performansı ise tüm bunların bir senteziydi.