ERDOĞAN VE SONRASI…

Adem Metan
Adem Metan

Herkese merhabalar.

Hem aldığım notlar, hem edindiğim gözlemler…

Hem öngörülerim hem de bazı konulardaki düşüncelerimi paylaşmak üzere karşınızdayım.

Mutlaka dikkatinizi çekmiştir.

Son birkaç aydır bir lider tartışması söz konusu…

Tayyip Erdoğan’dan sonrası ne olacak?

Kim olacak?

Kim öne çıkıyor?

Sosyal medyada çeşitli isimler dolaşıyor.

Allanıp pullanıyor.

Şöyle eğitimi var, böyle deneyimi var gibi tartışmalar gündeme geliyor.

Şunu açıkça belirtmekte fayda var.

Sayın Erdoğan’ın takımındaki herkes çok değerli.

Herkes iyi bir tecrübeye, güçlü bir donanıma sahip.

Ancak ben bu tartışmaları şimdilik yersiz görüyorum.

Sosyal medyada birisinin adı çok yazılıyor diye, o kişinin Erdoğan’dan sonra göreve geleceğini düşünmek gerçekçi değil.

En azından ben öyle görmüyorum.

Gelin nedenlerine tane tane eğilelim.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir.

AK Parti, geleneksel olarak teşkilat odaklı bir parti kültürüne sahip.

Liderlik, tek başına bir kişinin niteliklerine veya popülerliğine dayanmaz.

Bu, güçlü bir teşkilat yapısının ve ekip çalışmasının ürünüdür.

AK Parti tarihine bakıldığında, Sayın Erdoğan’ın siyaset yolculuğu daima takım ve teşkilat anlayışıyla ilerlemiştir.

Dolayısıyla sosyal medyada adları sıkça geçen isimler, otomatik olarak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna aday olarak değerlendirilemez.

Bence Erdoğan’dan sonra şimdilik bir “Erdoğan sonrası” yok.

2028 seçimlerinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görevde olacağını düşünüyorum.

Ondan sonra doğal akışında süreç devam edecektir.

Şu anda sosyal medyada yapılan spekülasyonlar; parti, liderlik ve teşkilat işinin önemini göz ardı ediyor.

AK Parti, teşkilatçılığı ön planda tutan bir siyasi gelenekten geliyor.

Liderlik bir takım işi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necmettin Erbakan’la yolları ayırırken de bir takım halinde hareket etti.

Bugün bazı siyasi partilerin en büyük talihsizliği, teşkilatlarının eksikliği.

Teşkilatın desteği olmadan ne kadar nitelikli ve akıllı olunursa olunsun başarıya ulaşmak mümkün değil.

Bence Tayyip Erdoğan, 2028’den sonra da bir dönem daha devam eder.

O zamana kadar bu konuşulan isimlerin altından çok sular geçer.

Bugün bir ismi tartışmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum.

Bunun bir yasakla veya başka bir engelle ilgisi yok.

Şu anda bu tartışmanın önemi yok.

Tabii burada anayasaya da bir parantez açmakta fayda var.

Hukuken Erdoğan’ın adaylığının mümkün olduğunu savunanlar kadar yasal olarak mümkün olmadığını savunanlar da var.

Hukukçu değilim…

Fakat çok sayıda hukukçu ile bu konuyu konuştum.

Kendileri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne atıfta bulunarak Erdoğan’ın adaylığının mümkün olabileceğini söylüyor.

Dediğim gibi bu işin hukuki boyutu.

Varsın bunu hukukçular tartışsın.

Ben önce bir vatandaş ve sonra bir gazeteci olarak şunu çok net ifade edebilirim ki…

Sokak hala Erdoğan’ı istiyor.

Bugün geldiğimiz noktada…

Erdoğan’ın 2028’de yeniden aday olup olmayacağı, muhtemelen siyasetin dinamikleri, ittifak dengeleri ve kamuoyunun eğilimleriyle şekillenecek.

AK Parti ve Cumhur İttifakı cephesinde, Erdoğan’ın liderliği hala belirleyici bir güç unsuru.

Türkiye’nin dış politikada, savunma sanayisinde ve ekonomik yeniden yapılanma süreçlerinde Erdoğan’ın tecrübesine duyulan ihtiyaç vurgusu, bu yöndeki beklentileri artırıyor.

Bakalım zaman bize ne gösterecek.

Bekleyip görelim…