Manisa başkanına ağladı...
Yazıma bugün, Ferdi Zeyrek’i anarak başlamak istiyorum.
Zira herkesin bağrına bastığı bu ismi, anmadan geçmek olmazdı.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, 48 yaşında hayata veda etti.
Elektrik akımına kapılan Zeyrek, yaşam mücadelesini 3 günün sonunda kaybetti.
Bu ölüm sadece Manisa’yı değil…
Tüm Türkiye’yi derinden üzdü.
Birçoğumuz Ferdi Zeyrek’i vefatıyla tanıdı.
Bu ölüm, bir anda herkesin ortak acısı oldu.
Konuştuğum herkes, gıyabında o kadar güzel konuştu…
Onu, o kadar güzel andı ki…
Tanımadan yüreğimize oturdu acısı.
Cenaze töreni de bir o kadar kalabalıktı.
Bir anda Türkiye’nin Ferdi’si oldu, Ferdi Başkan.
Ne çok seveni varmış…
Meğer ne çok gönle dokunmuş…
Sevenlerinin bıraktığı vefa, ne büyük bir teselli ailesi için.
İnsan bir yandan böyle güzel anılan bir ömre şahit olabilmeye sevinirken…
Bu kadar erken bir vedaya da kahroluyor.
Demek ki isteyince halkın gönlüne girmek…
Tüm halkın ortak teveccühünü kazanmak…
Hiç de zor değilmiş.
Ferdi Zeyrek, bunu göstermiş oldu.
Allah herkese böyle güzel anılmayı nasip etsin.
Allah rahmet eylesin…
KABİNE LOTO YENİDEN BAŞLADI
Malumunuz geçtiğimiz aylarda…
Kabine değişimi, yegane gündemimizdi.
Her gece, isimler üzerinden bahis açanlar…
Gelen ve gidenleri revize edenler…
Bakan loto çekenler…
Daha neler neler…
Bakıyorum, bugünlerde yine aynı tablo var.
Bu konuyu, daha önce de bu köşeye taşıyıp…
“Eylül ayına kadar bir revize yok” demiştim.
Bugün yine aynı noktadayım.
Kabine loto oynayanlara kötü haberi yeniden vermiş olayım.
Eylüle kadar kabinede herhangi bir değişim söz konusu değil.
Bu kabine spekülasyonlarının motivasyonunu da inanın hiç anlamış değilim.
Sosyal medyada birkaç etkileşim alabilmek için
Böyle heyecan yaratmanın kime ne faydası var?
İnsan bazen gerçekten hayret ediyor.
SİYASETE SOSYAL MEDYA AYARI
Bilen bilir…
Sosyal medyayı aktif kullanan biri olarak
Belki de sosyal medyada yaşananları en çok eleştiren kişilerin başında geliyorum.
Her zaman ilkeli olmayı şiar edinmiş biri olarak
Sosyal medyadaki bazı hassasiyetlere dikkat etmeye çalışıyorum.
Mesela…
Sosyal medyayı sosyal medya gibi kullanıyorum.
Bu konuda iyi bir sosyal medya okur yazarı olduğumu düşünüyorum.
Fakat…
Bir süredir gözlemlediğim bir konu var: Sosyal medya mahkemeleri!
Son olarak Madleen gemisine İsrail’in el koyması sonrası başlayan bir tartışma…
Hedefte bu defa devlet yöneticileri var.
Sosyal medya üzerinden siyasete ayar verilip
”İsrail’e tepki göster” paylaşımları yapılıyor.
Yahu arkadaşlar, sosyal medya gerçekten siyasete ayar verme yeri mi?
Siyaseti sosyal medyada mı şekillendireceğiz?
Yakinen takip ediyorum.
İsrail’in Gazze’ye amansız saldırıları sürerken Türkiye en başından bu yana…
Tavrını en net ortaya koyan ülke oldu.
Bugün pek çok ülke de Türkiye’nin çizgisine geldi.
Ayrıca…
İsrail’in vahşetini konuşmak yerine…
Türkiye’deki siyaseti, sosyal medyada hedef haline getirmek…
Sizce kimin işine yarar?
Böyle hassas bir konuda, İsrail’i konuşmak yerine neden Türkiye’deki siyaseti dizayn etmeye çalışıyoruz?
Bu eleştiriyi yaparken de makul zeminde tartışanları dışarıda tutmak isterim.
Türkiye’nin Gazze konusunda daha fazla şey yapmasını bekleyebilirsiniz.
Bunu yazıp sürekli gündeme getirebilirsiniz.
Bu işin insani boyutunda, insani bir eleştiridir.
Fakat…
İş ayar verme noktasına gelince inanın eğreti duruyor.
Dediğim gibi bu, bizi meselenin özünden de uzaklaştırıyor.
Meselenin özü ne mi?
İsrail vahşeti, acımasızca sürüyor.
Gazze’de binlerce insan, temel insani ihtiyaçlara dahi ulaşamıyor.
Gazze’de 2,3 milyon insan, büyük bir açlık kriziyle karşı karşıya.
Filistin, çocuklar için dünyanın en ölümcül yeri oldu.
İşte meselenin özü tam olarak bu.
Sosyal medyanın gündemi de işte bunlar olmalı.
Belki bir gün biz de….
Doğru yerde doğru tepki vermeyi hep birlikte öğreniriz.
Kim bilir…