Türk medyasında Nuray Mert olayı

Rasim Ozan Kütahyalı
Rasim Ozan Kütahyalı

Nuray Mert’in yazarlığa veda yazısını okuduğumda hüzünlendim.

Kendisine Nuray diyecek kadar iyi tanırdım. Senelerdir görmedim ama size bilmediğiniz hakiki Nuray Mert’i anlatayım.

Her şeyden önce az bilinen bir gerçek: Nuray Mert korkunç seviyede imanlı bir Müslüman'dır. Böyle bir koyu iman az bulunur ama bunun bilinmesini çok istemez.

Tam anlamıyla Trabzonludur Nuray. Yüzde 100 Trabzon öfkesi vardı 15 sene önceki Nuray’da. Şimdi 65 yaşında, daha bilgeleşmiş olabilir, bilmiyorum.

İslam Peygamberi ile biri dalga geçerse, alay ederse, Hz. Muhammed’i (s.a.v.) biri aşağılarsa Nuray’ın beyin sıvıları o kadar birbirine karışır ki Nuray Mert, o kişiyi öldürebilir.

Evet, abartmıyorum öldürebilir. Korkunç derecede sinirlenir.

Böyle koyu ve kesin inançlı bir Müslüman olduğu çok az biliniyor Nuray’ın.

Oysa bence Nuray Mert’i Nuray Mert yapan temel özellik, koyu inançlı Müslüman kimliğidir.

Aslında son yazısında da bunu belli ediyor. Bu Müslüman kimliğin üzerine sol kimliği gelir.

Ben aşırı imanlı Müslüman olduğunu fark ettiğimi 2009’da Perestroyka’da Nuray’a bizzat söyleyince şaşırmıştı. Hatta Nuray’ın Seyyid Hüseyin Nasr ve Gai Eaton gibi geleneksel Müslüman düşünürlerden hiç hoşlanmadığını da söyledim Nuray’a.

Onun saklı tuttuğu İslami kişiliğine dair bu kadar detay bilmeme de şoke olmuştu. Ben bir kere okuduğumu asla unutmayan fil hafızalı bir insanımdır.

Masada Ahmet Hakan ve Serdar Güzelaydın da vardı. Zaten Ahmet ile Nuray o zaman aşırı kanka idi. Ki Nuray’ın hayattaki en ölümcül hatalarından biri Ahmet’e bu kadar aşırı güvenmesi idi. Bu ilişki noktasında büyük hayal kırıklığı ve çöküş yaşadı.

Nuray Mert, çok imanlı bir Müslümandı ama seküler yaşam tarzına sahip bir Nişantaşılı olduğunu vurgulamayı severdi. Öyle bir ikili konum alarak kendince denge kurardı.

Nişantaşı semti, hem Nuray’ın hem Ahmet’in özgüven devşirdiği bir tip psikolojik takıntı idi. Mesela Nuray ve Ahmet’in çömezi, akrabası olan Kübra Parmaksızoğlu da aynı obsesyonun ürünü bir kızcağızdır. Bence bu takıntı da Nuray ve Ahmet’in Müslüman ve (Trabzonlu-Yozgatlı) kimliğinden kaynaklanıyordu.

Nuray, içki de içerdi, özgür yaşayan kadın modundaydı. Asla dinci gibi bilinmek istemezdi, o yüzden seküler yaşam tarzını bazen abartarak gösterirdi ama koyu Müslüman olduğu için de anti-feminist bir damarı vardı. Darwin’den nefret eden damarı da Müslümanlık kaynaklıydı.

Nuray Mert asla anti-Kemalist olmadı. Hatta Liberalizm ve Liberallerden öyle nefret ederdi ki o yüzden anti-Kemalizm olayına uzak dururdu.

Altan Ailesi’nden nefret ederdi. Murat Belge’den nefret ederdi. Hele şu an DEM milletvekili olan Cengiz Çandar’dan akılalmaz şekilde nefret ederdi Nuray. Çandar’a dair “Ahlaksız Adam” yazısını yazdı.

Nuray Mert, anti-Kemalist olmadığı gibi bir bahane bulup, Atatürk’ü övmek isterdi. Yine bu, Koyu Mümin Müslüman kişiliğini dengelemek ile ilgili bir durumdu bence bu.

Nuray, asla bir gün bile AK Parti’ye oy atmadı. Avrupa Birliği’ne karşı oldu. 2010’da Hayır dedi. 2008’de Ergenekon soruşturmalarına bile şüpheyle yaklaştı Nuray. Hatta Ruşen Çakır’ın programında Ali Bayramoğlu ile tartıştılar. Bence o gün de bu gün de Bayramoğlu haklıydı o konuda.

Nuray Mert, tüm bunları yapmasına rağmen hala bilinmeden “Yetmez ama Evetçi aydın” kategorisinde görülüp, Kemalistler tarafından lanetlendi. Son 12 sene zaten siyasal gündem dışına düştü Nuray.

Kürtlerle Nuray’ın olayı ayrı bir olay. Onu ayrıca ele almak gerekir.

Nuray Mert’e açılan uydurma davada, ilk celsede beraat alacağından hiç kuşkum yok. Tamamen işgüzarlık davasıdır.

Bu veda yazısıyla beraber Muhafazakar-Müslüman AK Parti camiası, Nuray Mert’e en yüksek seviyeden sahip çıkma kararı aldı, onu biliyorum.

Hem de en üst düzey isimler bunu söylüyor. Hepsinden WhatsApp mesajı aldım. Belli ki Tayyip Erdoğan’dan onay almışlar, yoksa bu rahatlıkta bana yazmazlardı.

Bu duruma çok sevindim. Dediğim gibi Nuray ilk celsede beraat eder.

Ayrıca Muhafazakar-Müslüman AK Parti camiası, Nuray Mert’in yazmasını da istiyor. Böyle bir karar da var. Yani Yeni Şafak’tan Nuray’a teklif her an gidebilir. Hatta Ahmet Hakan’a talimat gidip, Hürriyet’ten bile teklif gidebilir.

O şekilde hava dönmüş durumda. Hiç abartmıyorum.

İslami kesimin en sert, en radikal isimlerinin bile Nuray Mert’e ani ve aşırı sahip çıkışında çok farklı bir psikolojik arka plan var.

Bu yazıda söylediklerim toparlayıp, özetlersek şunu diyebilirim: Yasin Aktay ne kadar Müslüman ise, Nuray Mert de o kadar Müslüman'dır. Aktay da bu dediğimi reddetmez.

Ben buna şahidim. Çok derin bir İslam inancı var Nuray’ın. Koyu İmanlı, Mümin Müslüman bir entelektüel Nuray Mert.

Zaten 90’larda sol değil İslamcı çevrelerin içinden çıkmış biridir Nuray. Bu gerçeğin nedense üstü örtülmüş. Biraz da kendi örttü bu hakikatin üstünü Nuray Mert.

28 Şubat 1997 darbesi esnasında Nuray Mert, toplumda bilinme oranı çok çok düşük bir insandı. Toplum tanımazdı Nuray’ı 1997’de. Generaller hiç tanımazdı.

O yüzden “28 Şubat’a karşı dimdik duran seküler kadın popüler yazar” efsanesi doğru değil.

Bu sıfat, ateist bir yazar ve 1997’de popüler bir medya figürü olan, 28 Şubat generallerine karşı göğsünü siper etmiş liberal aydın Gülay Göktürk için geçerli olabilir.

Nuray’ın tanınma oranı Radikal gazetesi yazarı olduktan sonra 2000’lerde arttı. Nuray daha önce medya dünyasının parçası değildi. Yani 40’lı yaşlarında Nuray Mert, sahneye çıkabilmiştir.

Öte yandan dediğim gibi özellikle 2016’da ilan edilen ikinci cumhuriyet döneminde Nuray Mert, tamamen unutulmaya terk edilmişti.

2016 sonrası yeni siyasal rejimin, İkinci Cumhuriyet döneminin etkili bir yazarı ve medya figürü olmaktan çıkmıştı Nuray. Ta ki bu veda yazısına kadar.

Aslında bu “Veda Yazısı” sevdiğim bir insan olan Nuray Mert için bir yeniden doğum olabilir.

İslamcılar Nuray’ı yeniden keşfetti bu yazıyla. Ben de bir okuru olarak Nuray Mert’in yazılarına devam etmesini isterim