Paylaşılmayan Servet, Yüktür

Uhud Tekin
Uhud Tekin

Birileri çöpten yemek toplarken,

Birileri artık doyduğu için değil, sıkıldığı için sofradan kalkıyor.

Birileri kira ödemek için üç işte çalışırken,

Birileri deniz manzaralı boş evlerinin sayısını unutur hale geliyor.

Ve sonra biri ölüyor.

Dünyaca tanınan, büyük bir moda imparatorluğu kurmuş, lüksü ve zarafeti yeniden tanımlamış biri.

Yıllarca adının baş harfi bile servet sayılmış.

Defileleri krallar, yıldızlar, milyarderler izlemiş.

Ama o öldüğünde ardında kalan şey neydi?

Milyarlarca dolarlık bir miras.

Ama ne açlığı bitirdi, ne susuzluğu, ne yoksulluğu.

Sadece bir servet tablosuna “+1 mirasçı” eklendi.

Ve dünya olduğu yerde kaldı.

Oysa paylaşılmayan servet, sadece ağırlıktır.

Toplumun sırtında bir kambur gibidir.

Film Önerisi: Shoplifters (2018, Japonya)

Yönetmen: Hirokazu Kore-eda

IMDb: 7.9

Tür: Dram

Bir Japon ailesi…

Ama klasik anlamda bir aile değil bu.

Birbirinden kopuk insanların, hayatta kalmak için bir araya gelip sahte bir “aile” kurması.

Çalıyorlar.

Ama marketlerden değil, sistemden çalıyorlar adeta.

Sevgiye aç bir çocuk, yaşlı bir kadının evine sığınmış bir kadın, sokakta büyümüş bir adam…

Yani yoksulluğun görünmeyen yüzleri.

Film ne ahlak dersi verir ne de kurban edebiyatı yapar.

Sadece gösterir.

Ve insana sorar:

“Gerçek aile, gerçek değerler, gerçekten nerede yaşar?”

Dizi Önerisi: Olive Kitteridge (2014, HBO Mini Dizi)

IMDb: 8.3

Oyuncular: Frances McDormand, Richard Jenkins

Bölüm Sayısı: 4

Amerikan taşrasındaki sıradan hayatların arkasına gizlenmiş yoksulluk, duygusal yalnızlık ve görünmeyen mücadeleler üzerine çok katmanlı bir hikâye.

Olive, okulda öğretmen ama evde suskun bir hayalet gibi.

Her şey var gibi görünüyor ama hiçbir şey aslında yerinde değil.

Bu mini dizi, duygusal yoksulluğu, küçük kasaba hayatı üzerinden anlatırken, sistemin herkesi nasıl yalnız bıraktığını da gösteriyor.

İzlerken derin bir sessizlik çöküyor izleyiciye. Ve bir şeyi anlıyoruz:

Yalnız kalmakta bir çeşit yoksulluktur.

Son Söz: Servet, göl misali biriktikçe kirlenir.

Dünyada servetin yüzde 80’i, nüfusun yüzde 1’inin elinde.

Bu matematik tutuyorsa, insanlık sınıfta kalıyor demektir.

Hiçbir servet, tabak boşken değerli değildir…

Ama unutmayalım, paylaşmak sadece zenginlerin üzerindeki bir sorumluluk değildir.

Şunu sormak lazım: “Ben olsaydım, neyi paylaşırdım?”