Uzakta Olmak, Yakında Kalmak…

İnsanın kendi ülkesine yabancı hissetmesi, başka bir coğrafyada huzur hayali kurması, sanıldığı kadar nadir bir duygu değil.

Son zamanlarda, özellikle gençler arasında “göç” kelimesi bir çıkış kapısına dönüştü.

Kimimiz daha iyi bir eğitim için, kimimiz daha düzenli bir hayat için, kimimiz ise sadece nefes alabileceğini hissetmek için bambaşka şehirlerin sokaklarını hayal ediyor.

Ama işin ilginç yanı şu:

Gittiğimiz her yerde bir yanımız hep burada kalıyor.

Ve orada da bambaşka zorluklar olduğunu fark etmek, zamanla gözlerimizi tekrar buraya çevirmemize neden oluyor.

Türkiye’miz…

Evet, eksikleri var.

Zaman zaman yoruyor, kırıyor, öfkelendiriyor.

Ama bir de şu var:

Sana çay ikram eden, yardım eden, yolunu tarif eden, birden seni kardeşi gibi gören insanlar burada yaşıyor.

Burası da hayatın ta kendisi:

Kimi zaman gölge, kimi zaman güneş.

Ve belki de bu yüzden sevilesi...

Film Önerisi: Brooklyn (2015)

IMDb: 7.5

Tür: Dram / Romantik

Yönetmen: John Crowley

1950’li yılların İrlandalı genç kadını Eilis, Amerika’ya göç eder.

Brooklyn’de yeni bir hayat, yeni bir aşk, yeni bir kimlik inşa eder.

Ama geçmiş, kökler ve vatan duygusu onu bırakmaz.

Geri döndüğünde hangisinin “ev” olduğunu anlamaya çalışır.

Brooklyn, yer değiştirmenin değil; aidiyet duygusunun hikayesidir.

İnsan gittiği yeri sevebilir ama içindeki sesi susturamaz.

Film, başka bir ülkede yeni bir hayat kurmanın romantik değil, zor ama değerli bir yolculuk olduğunu gösterir.

Dizi Önerisi: The Durrells (2016–2019)

IMDb: 8.0

Tür: Komedi / Dram / Biyografi

Platform: Prime Video

1930’larda geçen bu İngiliz yapımı dizide, dul bir anne ve dört çocuğu İngiltere’den Yunanistan’ın Korfu Adası’na taşınır.

Sebep mi? Daha ucuz bir yaşam, daha sade bir hayat ve yeni bir başlangıç.

Ama taşındıkları yerin güzelliği kadar zorlukları da vardır.

Yine de birbirlerine tutunarak ve yeni yeri severek ayakta kalırlar.

Bu dizi, “başka bir yer” fikrinin cazibesini gösterirken, mutluluğun nereye değil, kiminle gittiğinle ilgili olduğunu da incelikle hatırlatıyor.

Son Söz: Sevmek, Gitmekle Ölçülmez

Bazen gitmek gerekir.

Bazen kalmak da bir direniştir.

Ama her iki hâlde de insan, en çok kendini ve köklerini yanında taşır.

Türkiye çeşitli zorlukları olan bir ülke olabilir.

Ama burada hâlâ bir bardak çayla kalbinizi ısıtan biri, size inanan biri, bir gülümseme ile destek olan biri vardır.

Ve her ülkenin kendi karanlığı varken, burası hâlâ ışıkla dolu.

Yeter ki sadece gölgelerine değil, ışığına da bakalım.

Çünkü bazen başka yerde bulduğumuz huzur,

Burada kaçırdığımız şefkatin başka dildeki hâlidir.

İyi seyirler…