Zübeyir Aydar: Paris'teki cinayetler özel istihbarat işi

Zübeyir Aydar: Paris'teki cinayetler özel istihbarat işi

Milliyet Gazetesi'nden Aslı Aydıntaşbaş'a konuşan Aydar, bundan tam 20 yıl önce İran'ın Berlin'de yaptığı saldırıya dikkat çekti. Olayın çok profesyonelce gerçekleştiğini kaydeden Aydar,'Çok profesyonel bir cinayet. Eğitimli bir istihbarat işi gibi.Türkiye içinden mi, dışından mı, özel harp daireleri mi yoksa bölgedeki farklı güçler mi bilemiyorum. Ama barış sürecinden rahatsız olan karanlık bir güç olduğu ortada' dedi.

20 YIL ÖNCE İRAN'IN BERLİN'DE YAPTIĞI SALDIRI

PKK'nın Avrupa sorumlusu ve Oslo sürecinin kilit isimlerinden Zübeyir Aydar'la, Paris'teki suikastmahallini ziyaretinden hemen sonra görüştüm.
Brüksel'den gece yarısı yola çıkmış, başta yıllardır tanıdığı Sakine Cansız olmak üzere PKK'nın Avrupa kanadından 3 kadının cesedini teşhis etmişti.
Hemen ardından telefonda ilk sözü, "Kötü bir gün" oldu. "Faili meçhul anlamında Avrupa'da Kürt hareketine yönelik daha önce İran'ın 1993'te Berlin'de yaptığı saldırı var. Bu da bir benzer. 3 kadın arkadaşımız hedef alınmış. Hiç hesapta olmayan bir durum. Sakine özellikle hedef alınmış..."
Aydar içeride gördüğü tabloyu "profesyonel bir iş" olarak tanımladı.

BARIŞ SÜRECİNE KARŞI KARANLIK ODAKLARIN İŞİ

3 kadın da susturucuyla başından vurulmuştu. "2 yıl önce bizlere yönelik bazı suikastlar olabileceği konusunda duyum almıştık. Ama kadın arkadaşlara yönelik değildi..." Peki kim yaptı? "Benim yorumum ve bizlerin genel değerlendirmesi, İmralı sürecine yönelik bir sabotaj olduğu. Bu, barış ve diyalog sürecine karşı olan karanlık bir odağın işi. Kimin yaptığı henüz netleşmedi. Ama bu döneme denk gelmiş olması, tesadüf değil..."

PROFESYONEL BİR CİNAYET EĞİTİMLİ İSTİHBARAT İŞİ

Ve ben sormadan tekrar vurguluyor; "Çok profesyonel bir cinayet. Eğitimli bir istihbarat işi gibi.Türkiye içinden mi, dışından mı, özel harp daireleri mi yoksa bölgedeki farklı güçler mi bilemiyorum. Ama barış sürecinden rahatsız olan karanlık bir güç olduğu ortada."

PKK İÇİ HESAPLAŞMA MI

Aydar, hükümet sözcüsünün "PKK içi hesaplaşma" yorumunu sorduğumda ateş püskürdü: "Bunlar Türkiye'deki klasik psikolojik savaş refleksleri. İç hesaplaşma diyen bu işin aslını örtmeye çalışıyor. On binlerce insanımız Paris'e akıyor. Hükümet, sağduyuyla bu işin üzerine gitmektense sinekten yağ çıkarmaya mı bakıyor. Bunun kimseye, özellikle de sürece faydası olmaz. Zaten bu aynı zamanda kendilerine de yönelik bir olay. Bu kimin işine yarar diye bakmak lazım. Çünkü yapan, yakında onlara da (hükümet) yönelebilir. Hem Kürt hem de Türk tarafı sağduyuyla yaklaşmalı."
"İçerde çatlak" haberleri, PKK cephesini her şeyden daha fazla rahatsız ediyor. Aydar, PKK içinde farklı fikirler ve zaman zaman görüş ayrılıkları olabileceğini, ancak cinayete varan bir iç kavga olmadığını söylüyor.

"SAKİNE YILLARDIR ASKERİ SAHADA DEĞİL"

Peki PKK'nın kurucuları arasında yer alan Sakine Cansız'la Fehman Hüseyin arasında görüş ayrılığı ya da kavga oldu mu? "Sakine Cansız tüm ömrünü bu mücadeleye vermişti. 55 yaşın üzerindeydi ve Avrupa kadın hareketi içindeydi. Sürece de bağlıydı. Bu hikayeleri kim ortaya atıyor merak ediyorum. Sakine yıllardır askeri sahada değil. Bahoz Erdal'la nerede tanışsınlar ve tartışsınlar? Bu iddialar çok ahlaksızca. Kuşkusuz insanlar bir araya gelip tartışabilir. Ama örgütte ortak bir görüş oluşur. Hep medya gücüyle birileri için onun-bunun taşeronu deniyor."
Peki Sakine Cansız, örgütün Avrupa'daki yöneticisi ya da kasası mıydı? "Alakası yok" diyor, "Sakine arkadaşımız, merkezi yönetimde değildi. Kasası falan iddiaları da doğru değil. Son dönemde kadın hareketi içindeydi. Tabii kadın hareketi de bir bütün olarak bu hareketin önemli bir bileşkeni..."
Aydar, Sakine Cansız'ı en son 28 Aralık'ta örgütün 1 haftalık dış politika beyin fırtınasında görmüş. "Hayatını bu özgürlük mücadelesine adamış, Diyarbakır Cezaevi'ndeki direnişiyle efsaneleşmiş biriydi. Hedefin Sakine olması manidar. Türkiye'de insanlar daha sorumlu açıklamalar yapsın..."