Edirne'deki ayçiçeği tarlalarında görülen köse hastalığı, endişeye neden oldu

Edirne’nin merkez Avarız, İskender, Yenikadın, Eskikadın, Sazlıdere, Köşençiftliği, Hacıumur ilçeleri ile Havsa ilçesine bağlı Habiler köyündeki ayçiçeği tarlalarında köse hastalığı görüldü.

Türkiye’nin yemeklik ayçiçeği ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayan kentte, bitkinin yapraklarında görülen ve yüzde 100'e kadar varan kayıplara yol açan hastalık endişelere neden oldu.

DHA’nın haberine göre; Edirne Ziraat Odası ekipleri tarlalarda hasar tespit çalışmasında bulunup, üreticileri önlem almaları konusunda uyardı. Bazı çiftçiler, tarlalarını bozup yeniden ekime hazırladı.

Hastalığın görüldüğü tarlalarda ise koyunlar otlatıldı.

“Bunun bir ilacı yok, nasıl bulaştığını da kimse bilmiyor”

Havsa'nın Habiler köyünde 400 dönüm ekili ayçiçeği tarlasında köse hastalığı görülen İsmail Ateş, traktörle tarlasını sürerek bozdu. Tarlasını yeniden ekeceğini ve büyük zarara uğradığını söyleyen Ateş, şu ifadeleri kullandı:

“Bu hastalıktan bilinen bir markanın 130 cinsi tohumundan çok hasar aldık. Bu yıl yaklaşık 400 dönüm gibi bir arazimde görüldü. Bunları bozup yeniden ekeceğiz. Köse hastalığı, yaprakların 2 cins renk almasından ve yaprak altlarının beyaza dönmesinden oluşan mantar hastalığı olarak söyleniyor. Bunun bir ilacı yok, nasıl bulaştığını da kimse bilmiyor.

Edirne'deki ayçiçeği tarlalarında görülen köse hastalığı, endişeye neden oldu

“Tohum bulmakta da zorlanıyoruz”

Ziraatçılara da soruyoruz, 'Tarlanın içine dahi girmeyin' diyorlar. Benim 400 dönüm yerimde görünüyor ve hepsini bozacağım, yeniden ekeceğim. Aynı cinsi yeniden ekme imkanım yok. Aynı cinsi ektiğimde yeniden oluyor. Farklı cinslere yönelmek zorundayız. Şu anda tohumda da sıkıntı olmaya başladı. Tohum bulmakta da zorlanıyoruz. Çünkü çok alanda var, sadece bende değil. Bütün bölgelerde var. Hayrabolu, Edirne, Havsa, Tekirdağ'ın köylerinde olduğu için belirli bir üretim oluyor. Bu yüzden üretici tohum bulmakta da sıkıntı yaşıyor. Şimdilik tohum aldık. Bozacağız, yeniden ekeceğiz. Zararım şu anda 150 bin TL. Zamanla ne olacağını da bilmiyoruz. Ekimde ne olacağını da bilmiyoruz. Üretici olarak şu anda çok çaresizlik var.”

“Bu hastalığın bulaşma oranı yüksek”

Toplam 350 dönüm ektiği ayçiçeği tarlasında, ilk kez 150 dekarında köse hastalığı görüldüğünü söyleyen Ahmet Uslu ise şu ifadeleri kullandı:

“Şu an beklemekteyiz, bir hafta sonra ne olur bilmiyoruz. Bozacağız, başka çaresi yok. Şu anda 150 dönümlük bir alanı bozacağım. Maliyetler, girdisi çıktısı yükseldi. 4-5 seneden beri aynı cinsi ekiyorum, ilk defa böyle bir şey başıma geliyor. Trakya'nın yüzde 80'i zaten ektiğimiz cinsten ekiyor. Ama bu sene ne olduysa bilmiyoruz. Yüksek verim bekliyorduk. Yağmurlar yağdı. Ama bu hastalığın bulaşma oranı yüksek.

“Aynı firmanın tohumunu ekmeyeceğim”

Şu anlık 150 dekar yeri bozacağım. Geri kalan yerler de birkaç güne belli olacak. Başka bir firmanın, farklı çeşit tohumunu ekeceğim. Aynı firmanın tohumunu ekmeyeceğim. Çünkü aynı ektiğim zaman köse hastalığı yükseliyor. Yağ ve ayçiçeği fiyatları da yükseldi. Beklentimiz çok yüksekti ama şu an moralimiz bozuldu. Her şey güzel gidiyordu ama bu sene ayçiçeklerinde bir sıkıntı yaşadık. Zararım şu anda 50 bin TL civarında.”

“Daha önce kullanılan tohum ilaçları kullanılamaz hale geldi”

Trakya Üniversitesi Bitki Islah Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, ayçiçeğinde görülen köse hastalığının genellikle erken ekilen bitkilerde görüldüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Ayçiçeğinde köse hastalığı, bizim bilimsel olarak ayçiçeği mildiyösü dediğimiz bir hastalık. Özellikle ülkemizdeki yağlık ayçiçeğinde en büyük problem. Özellikle erken ekilen ayçiçeklerinde, toprağın soğuk geçen zamanlarında, ayçiçeği toprakta 1 haftadan fazla kaldığında mildiyö hastalığı ortaya çıkıyor. Son yıllarda bunun yeni ırkları da ortaya çıktı. Bu çerçevede daha önce kullanılan tohum ilaçları kullanılamaz hale geldi. Özellikle 1 haftadan fazla toprak altında kalırsa ayçiçeği buna yakalanıyor. Bunun için çiftçilerimizin yeni ırklara dayanıklı çeşitler seçmeleri son derece önemli. Çiftçilerden dinlediğimiz kadarıyla şu an Edirne kesiminde merkeze bağlı köylerde çok sıkıntı yarattığı ortaya çıkıyor.

“Köse hastalığının etrafa yayılma gibi bir problemi yok”

Ayçiçeği ekimleri geç kaldı. Mayısın sonlarına doğru geldik. Bu saatten sonra bozup ekme biraz sıkıntı yaratabilir. Benim özellikle çiftçilere ve üreticilere tavsiyem; tarlalarında ne kadar mildiyö hastalığı var? Çünkü ayçiçeği boşluğu çok iyi dolduran bir bitki. Eğer tarlalarında yüzde 30'dan fazla bir zarar yoksa bunu tekrar ekmenin bir anlamı yok. Ayçiçeği boşlukları doldurarak verimi telafi edebilir. Çünkü ayçiçeğindeki bu köse hastalığının etrafa yayılma gibi bir problemi yok. Tüm hasta olanlar, toprak altında yakalananlar. Toprak üstündeki etkisi, verime çok fazla sıkıntı yaratmıyor.”

“Verim kayıpları, ülkemizin dışarıdan daha fazla bitkisel yağ ithalatını artıracak”

Bölgede görülen köse hastalığı ile birlikte Türkiye'nin, dışarıdan daha fazla bitkisel yağ ithal edeceğini öne süren Prof. Dr. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sene özellikle gıda sektörünün, küresel dünya krizinin giderek yaygınlaşacağı söyleniyor.

Yukarımızda dünya ayçiçeği pazarının 3'te 2'sinin olduğu bir Karadeniz bölgesi var. Yarısından fazlasını Ukrayna ve Rusya üretiyor. Orada bir savaş söz konusu. Bitkisel yağlarımızın çok fazla pahalı olmasının sebeplerinden biri.

Geçen yıl ülke olarak rekor bir üretimle kapattık. Bu sene de ayçiçeğine aynı şekilde talep var. Buğdaydan da ayçiçeğine talep var çünkü fiyatı da uygun oldu. Bu çerçevede çiftçi, ayçiçeğine karlı bir üretim olarak bakıyor. Trakya bölgesi zaten ülkenin yarısından fazlasını üretiyor. Bu çerçevede Trakya bölgesindeki bu verim kayıpları, ülkemizin dışarıdan daha fazla bitkisel yağ ithalatını arttıracak. 3 milyar Dolar'dan fazla bitkisel yağ ithal ediyoruz.

“Tüketicileri ve ülke ekonomisini kötü olarak etkileyecek”

En önemli noktalardan biri de dışarıda savaş nedeniyle istediğimiz kadar mal yok. Bu da iç talebin artması demek. Talebin daha çok artması da fiyatların daha çok yükselmesi ve tüketicilere daha pahalı bir bitkisel yağ elde etme durumu ortaya çıkaracak. Doğal olarak tüketicileri ve ülke ekonomisini kötü olarak etkileyecek.”