Bayburt'ta ağlama hastalığına yakalanan adam görme yetisini kaybetti

Bayburt’ta yaşayan Tevhik Celep, annesinin ölümünün ardından 2 yıl boyunca ağladı. Yaşlı adam, 1988 senesinde ağlamaktan gözlerinin kör olduğunu söyledi.

Giriş: 03.04.2022 - 21:52 Güncelleme:
İHA

36 yıl önce 1986 yılında annesini kaybeden Tevhik Celep, annesini kaybetmenin üzüntüsüyle 2 sene boyunca sürekli ağladığını, ağlama hastalığına yakalandığını söyledi.

Annesinin ölümünden 2 sene sonra 1988 senesinde ise ağlamaktan gözlerinin kör olduğunu kaydeden Celep, doğuştan görme engelli olmadığını, 34 yıldır gözlerinin görmediğini ifade etti.

Gençliğinde çobanlık yapan Tevhik Celep, gözleri gördüğü yıllarda aklında kalan hayvanların şekillerini hatırlayabildiği kadarıyla yapmaya çalışıyor.

"YETENEĞİM VARDI, SALGINDA HOBİ EDİNEYİM DEDİM"

Oymacılık işine merak salmasında pandeminin büyük etkisi olduğunu ifade eden Celep, "İlkokuldayken çok güzel resim yapardım. Oymacılık işine de oradan esinlenerek başladım, yeteneğim vardı çünkü. Oymacılıkla da yaklaşık 2 senedir uğraşıyorum. Salgın hastalığında (covid-19) kendime hobi edineyim, farklı bir uğraş bulayım, zaman geçsin dedim, o şekilde ahşap oyma işine başladım. Şimdi ahşaplarla, tahtalarla uğraşıyorum, vakit geçiriyorum" dedi.

Ahşap oymacılığının yanı sıra tohumdan ceviz yetiştiren Celep, yetiştirdiği cevizleri para karşılığında satmadığını, eşe dosta hediye ettiğini ifade etti.

Bayburt'ta ağlama hastalığına yakalanan adam görme yetisini kaybetti VİDEO

"ELLERİM GÖZLERİM OLDU"

Aklında kalan bütün hayvanların figürlerini ahşabı oyarak yapabileceğini söyleyen Celep, "Camışların, sığırların dövüşme şeklini yaptım, koyun, keçi yaptım. Ağaç neye benzerse, neyin şeklini verebilirsem yapıyorum. Benim gözüm görmüyor, neye benzediklerini göremiyorum, görenler bu horoza benziyor, bu ineğe, ayıya benziyor diyorlar. Gözümün gördüğü zamanlarda hayvanların şekilleri hep hatırımda, hayalimde kaldı. Çobanlık yaptım, hayvan baktım o hayvanların ne durumda olduğu, neresinde neyi var hepsi ta o zamanlardan aklımda kaldı. Ellerim gözlerim oldu, ellerimle ahşabı oyarak, tahtaya dokunarak yapıyorum bu gördükleriniz ellerimin eseri. 1 ayda bunları yapıp çıkaramadım çünkü elle yapıyorum. Aletlerimde yetersiz olduğu için aylarca yaptığım hayvanlar oluyor" dedi.

Hasta olduğu dönemde doktorun kalp sağlığı açısından ceviz, kuru üzüm, kayısı yemesi gerektiğini söylemesi üzerine, akrabaları memleketi Gümüşhane'den Celep'e ceviz göndermeye başladı. Gönderilen cevizleri ekmeye karar veren Celep, kabuğundan çıkardığı cevizleri poşetlere ekerek, işe koyuldu.

Cevizlerin büyüdüğünü gören huzurevi çalışanları durumu Celep'e bildirdi. Celep, poşetlere daha fazla ceviz ekmeye ve fidan yetiştirmeye başladı. Ağaçları çok sevdiğini dile getiren Celep, çocukluğundan beri ağaçlara zarar vermeyen biri olduğunu ifade etti.

"AĞACI ÇOK SEVEN BİRİYİM"

2001 yılından beri fidan yetiştirdiğini vurgulayan Celep, şöyle konuştu:

"Ağacı çok seven biriyim, hiçbir ağacı kökünden kesmedim. Dallarından alır, fidan yetiştirirdim. Çocukluğumda arkadaşlarla hayvan otlatırdık birisi gidip değnek yapmak için ağaca zarar verse, onlara kızardım. Diyeceğim şu ki, ben çocukluktan beri ağaç seven biriyim."

Geçmiş dönemlerde köyünün, yaylasının çeşitli yerlerine ceviz ağacı, çam ağacı diken Celep, bin adet ceviz ağacı diktiğini bin ceviz ağacından geriye sadece 20-30 tane ceviz ağacının kaldığını söyledi.

Köydeki ağaçlara kimsenin sahip çıkmadığını söyleyen Celep, "Köye bin tane ceviz diktim kimse sahip çıkmadı benim de gözlerim görmediği için pek ilgilenemedim. Bazılarını kırdılar, bazıları da kurudu derken 20-30 tane dikili ağacım kaldı. Yaylamıza çam diktim, çeşme getirttik yanına epey bir uğraştık ama olmadı, başaramadık bir türlü" şeklinde konuştu.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)

Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.