Dünyanın gözü üzerinde olan Vladimir Putin kimdir

Dünyanın gözü üzerinde olan Vladimir Putin kimdirDünya diken üstünde...

Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan sürtüşmeler olası bir savaşı da beraberinde getiriyor. Dün gece Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, imzaladığı kararnameyle Rus askerlerinin Ukrayna'ya girmesini emretti.

Bu kararla birlikte bütün dünyadan ses geldi ve Türkiye başta olmak üzere Rusya'ya seret tepki gösterdiler. Son zamanların en çok konuşulan devlet başkanlarından olan Vladimir Putin'in hayat hikayesi...

Vladimir Putin, 7 Ekim 1952 tarihinde, SSCB döneminde adı Leningrad olan Sankt Petersburg kentinde doğdu. Annesi fabrika işçisi, babası donanmada denizaltı filosunda görevli bir askerdi.

Leningrad Devlet Üniversitesi Hukuk Bölümü'nden 1975'te mezun olan Putin, yüksek lisansını ekonomi alanında yaptı. Mezuniyetinin ardından, 1975'ten itibaren KGB'de çalışmaya başlayan Putin, bir süre Almanya'da görev yaptı, Leningrad'a dönmesinin ardından da üniversite yönetiminde görev aldı.

1990'da Leningrad Şehir Konseyi'nde danışmanlık yapan Putin, 1991-1992 yıllarında da belediye başkan yardımcısı ve belediye konseyi dış ilişkiler komitesinin başkanlığı yaptı.

Dünyanın gözü üzerinde olan Vladimir Putin kimdir

DEVLET BAŞKANLIĞI

Putin, 1996 yılına kadar St. Petersburg yönetiminde çeşitli kademelerdeki görevlerinin ardından, 1996'da Kremlin Sarayı Mülkiyet İdaresi Başkan Yardımcılığı'na atandı ve bu görevini, 1997 yılına kadar sürdürdü. 1997 ve 1998'de Devlet Başkanlığı İdaresi Başkanı ile Devlet Başkanlığı Denetim İdaresi Başkanı olarak yaptı.

Putin, 1998-1999 yıllarında, Rusya İç İstihbarat Servisi FSB'nin başkanlığını yaparken, aynı zamanda, yeni Rusya'nın politbürosu olarak da adlandırılan Rusya Güvenlik Konseyi'nin sekreterliği görevini yürüttü.

Putin, 9-16 Ağustos 1999 tarihleri arasında başbakan yardımcısı ve başbakan vekilliği, 16 Ağustos'tan itibaren de başbakan olarak görev yapmaya başladı. Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in 31 Aralık 1999'da istifa etmesinin ardından, Anayasa gereği, üç ay içerisinde devlet başkanlığı seçimi yapılıncaya kadar bu görevi vekaleten üstlendi.

YÜZDE 50 OY...

Putin, Rusya'da yapılan başkanlık seçimlerinde yüzde 50'nin üzerinde oy toplayarak, birinci turda devlet başkanı seçildi. 7 Mayıs 2008'de görev süresi dolarak yerini yeni devlet başkanı Dmitri Medvedev'e bıraktı ve Rusya'nın Başbakanı oldu.4 Mart 2012'de 3. kez yüzde 63,6 oyla Rusya Federasyonu'na devlet Başkanı seçildi.

ÖMER HAYYAM HAYRANI

Ayrıca Putin, efsanevi İngiliz grubunun bir ferdi olan Paul McCartney ile buluşması sırasında hayranlığını dile getirmişti. Time'a verdiği bir röportajda Brahms, Mozart, Çaykovski, Rahmaninov, Schubert, Liszt dinlemeyi sevdiğini ve en sevdiği şarkının Beatles'tan Yesterday olduğunu açıkladı. Tarihi ve politik içerikli kitapları tercih ettiğini ve Ömer Hayyam'ın şiirlerini sevdiğini açıkladı. 

Boş zamanlarını nasıl geçirdiğini soran bir gazeteciye, köpeği ile zaman geçirdiğini ve eşinin hediye ettiği Ömer Hayyam şiirlerini okuduğunu ifade eden Putin, basın toplantısında gazetecilere Ömer Hayyam'ı tavsiye etti.

Dünyanın gözü üzerinde olan Vladimir Putin kimdir

KÖPEKLERE DÜŞKÜN BİR BAŞKAN

Köpeklere olan düşkünlüğü ile bilinen Putin'e, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov tarafından çoban köpeği yavrusu hediye edildi. Siyah kuşak sahibi olan Putin, genç yaştan beri judo ile ilgilenmektedir. 

Dış istihbarat servisi KGB'ye katılmayı lise birinci sınıftayken karar verdiğini açıklayan Putin'in çocukluktan beri hayali bir istihbarat elemanı olmaktı. Putin, o dönemi şu sözlerle anlatmıştır:

Dünyanın gözü üzerinde olan Vladimir Putin kimdir

"AJAN OLMAK İSTEDİM"

"Henüz lise birinci sınıftayken ajan olmak istiyordum. KGB’nin bizim bölgemizdeki bürosuna gittim ve isteğimi dile getirdim. Görevli memur, 'Her çalışmak isteyeni buraya almadıklarını, ayrıca üniversite mezunu ol­mak gerektiğini' söyledi. Israrla 'Hangi fakülte?' diye sorunca, 'Hukuk, aldın mı şimdi cevabını' diyerek beni başından savdı, işte o günden itibaren hukuk fakültesine hazırlanmaya baş­ladım. KGB’ye girerken Stalin’in 1930’larda uyguladığı şiddet, baskı ve sürgüne gönderme politikalarından ha­berim yoktu. Casusluk filmleri ve romanlarının etkisi altındaydım."