AA & Ensonhaber

İsrail, Gazze'de 7 Ekim'den beri sivilleri katlediyor. Hamas'ın baskını bahane edilerek düzenlenen saldırılar işgale ve soykırıma dönüştü.

Yakınları, 11 Temmuz 1995'te yaşanan Srebrenitsa soykırımında katledilen 8 bin 372 kurban arasında bulunan Aisa Omerovic ve Fadila Efendic, ülkedeki soykırım ile Gazze'de yaşananlar arasındaki benzerlikleri anlattı.

"Onlar insan olamazlar"

Savaşta 22 ve 26 yaşlarında 2 oğlu ve erkek kardeşi öldürülen, Srebrenitsa soykırımında ise 42 yakınını kaybeden Omerovic,

Cephede ölenlerin kaderinde o vardı ama 11 ila 14 Temmuz arasında toplanan ve götürülenler, onlar (Sırplar) nasıl istedilerse o şekilde öldürüldüler. Hayvanlar bile bu şekilde davranmaz. Nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama onlar insan olamazlar.

ifadelerini kullandı.

Tüm dünya Srebrenitsa'yı izledi, Gazze'yi de izliyorlar"

Omerovic, tüm dünyanın o yıllarda şehirde yaşananları izlediğini belirterek,

Bugün de İsrail'in Gazze'de insanları nasıl öldürdüğünü izliyorlar. Herkes izliyor, sessiz kalıyor. Bu bize acı veriyor çünkü orada yaşananları düne kadar biz de yaşadık.

dedi.

Gazze'de yaşananların acısını içinde hissettiğini gözyaşları içerisinde anlatan Omerovic, televizyonda Gazze'deki görüntüleri izlediğinde, bir köşeye çekilip ağladığını ve oradaki insanlar için dua ettiğini söyledi.

"Sevdiklerim artık yok, Gazze'deki insanlar da bugün aynı durumdalar"

Omerovic,

Ne olacak şimdi? Giden gidiyor, mezarda yatıyorlar. Artık yoklar, sadece rüyalarımda görüyorum onları. Gazze'de yapılanlar tüm dünya için utanç verici. O kadar insan öldürüldü. Srebrenitsa'da çok insan öldürüldü ama orada bir ay içerisinde buradakinden daha fazla insanı katlettiler. Tek amaçları Filistinlilerden kurtulmak.

diye konuştu.

Gazze'den gelen görüntüleri izledikçe kalp çarpıntısının arttığını ve geceleri uyuyamadığını vurgulayan Omerovic, hiçbir millettin kökünden yok edilemeyeceğini, insanların muhakkak bir yerlerde köklerini bırakacağını ifade etti.

Omerovic, izlediklerinin kendisini Srebrenitsa soykırımının yaşandığı günü hatırlattığına dikkati çekerek,

Ruhum, kalbim ağrıyor. Kalbim bomboş artık. Ben hep mutlu bir insandım ama bakın güneş her yeri ısıtıyor ama beni ısıtamıyor. Sevdiklerim artık yok, Gazze'deki insanlar da bugün aynı durumdalar.

şeklinde görüşlerini dile getirdi.

"Bizi kurtarmadılar başkalarını da kurtarmayacaklar"

Diğer bir soykırım tanığı Fadila Efendic, eşinin savaşın başı, oğlunun ise ileriki yıllarda ülkenin korunması için cephede yer aldığını, 11 Temmuz'da herkes evini terk etmek zorunda kalınca kızıyla Potoçari'deki Hollanda askerlerinin kontrolündeki kampa gittiklerini, eşi ile oğlunun ise evde kaldığını söyledi.

Efendic, eşinin kendisini teselli ettiğini ve Srebrenitsa'nın düşmeyeceğini söylediğini fakat kendisinin bunun mümkün olduğuna inanmadığını ifade etti.

Eşi ile oğlunun da bir süre sonra birliğin olduğu yere geldiğini bildiren Efendic,

Oğlum İngilizce biliyordu. Sözde bizi korumakla görevli Birleşmiş Milletler (BM) ve Hollandalı askerlerle konuşup, halkın kurtarılması için neler yapılabileceğini konuşmak istediler. Tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki kendini savunacak gücü olmayan milletin, birinin gelip kendilerini kurtarmasını beklemesi çok üzücü. Bizi kurtarmadılar, başkalarını da kurtarmayacaklar.

dedi.

Efendic, bugün dünyanın Gazze'de yaşananları izlediğini ancak kimsenin "Srebrenitsa'dan ders alın" diyemediğini vurguladı.

"Elektrik ve suyun olmaması, kuşatma altında olmaları bizim yaşadıklarımızla aynı"

Soykırım tanığı Efendic, yaşadıklarını şöyle anlattı:

Kızım Nirha ile birlikte burada kaldık ve sonrasında Tuzla'ya gittik. Oğlum Fejzo ile eşim Hamed ise soykırımın yapıldığı yere götürülmüş. Benim o an, bundan haberim yoktu, onların esir edildiğini düşünüyordum. O gün mü ertesi gün mü öldürüldüler, ne kadar işkence ettiler ve acı verdiler bunu bilmiyorum. Eşimden ilk haberi 1998'de aldım. Bir toplu mezardan kafasız şekilde vücudu çıkartıldı. 31 Mart 2003'te toprağa verildi. İki yıl sonra ise kafası bulundu ve mezarına eklendi. Ben kocamın bana kızımızı iyi koru sözünü yerine getirdim. Oğlumun iki kemik parçası bulundu, 2013'e kadar daha fazlası bulunur diye bekledim ancak bulunamayınca onu da defnettik.

Gazze'de bugün yaşananların savaş yıllarında kendi yaşadıklarını anımsattığına işaret eden Efendic, Gazze'de elektrik ve suyun olmadığını, insanların ise katledildiğini ve bu durumun aynısını Srebrenitsa'da yaşandığını dile getirdi.

Efendic, Gazze'de hayatını kaybeden insanlar için çok üzüldüğünü ifade ederek, "Yıkık binalar, insanların hayatını kaybetmesi, bombardımanlar ve kuşatma altında olmaları da bizim yaşadıklarımızla aynı." şeklinde konuştu.

"İsrail Filistin halkına soykırım yapıyor"

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının çok ağır olduğun vurgulayan Efendic,

İsrail Filistin halkına soykırım yapıyor, tıpkı Sırpların bize Srebrenitsa'da soykırım yaptığı gibi. Bu hakikat. Benim siyasetle işim olmaz, durum neyse onu söylüyorum.

dedi.

Efendic,

Gazze'de çocukları için ağlayan annelerin acılarını paylaşıyorum. O acının ağırlığını hiçbir teraziyle ölçemezsiniz. Bunu ancak dünyaya getirdiği, geceleri başında uyumadan beklediği ve karnını doyurduğu çocuğu öldürülen anneler anlar. Bu çok büyük bir üzüntü değil mi? O katilleri savunan ve koruyanlara yazıklar olsun.

ifadelerini kullandı.

Tüm annelerin "aynı dilde ağladığını" belirten ve Gazzeli annelere vazgeçmemeleri mesajını gönderen Efendic, "Güçlü olsunlar. Mücadele etsinler. Çocuklarına hem anne hem baba olsunlar. Hayatta kalan çocuklarını eğitsinler, ölenlere ise Fatiha okusunlar." diye konuştu.

Srebrenitsa'da neler yaşandı?

Srebrenitsa'nın, 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin hemen ardından BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrol ettiği bölgeye gitmesine izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık bölge, fabrikalar ve depolarda öldürdü, katledilenler toplu mezarlara gömüldü.

Kimliği tespit edilen soykırım kurbanları her yıl 11 Temmuz'da düzenlenen törenle Potoçari Anıt Mezarlığı'nda toprağa verilirken, bugüne kadar 6 bin 751 soykırım kurbanının cenazesi defnedildi.

Srebrenitsa'daki soykırımda hayatını kaybedenlerden kimlik tespiti yapılamayan ve cenazesi bulunamayan 1600'den fazla kişi bulunuyor.