
Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA), Kürt sorununun çözümünde öncelikli maddeler arasında gösterilen ve hükümetin son günlerde Kürtçe savunma hakkı ve kamuda Kürtçe'nin de kullanılacağına dair açıklamalarıyla yeniden gündeme gelen ana dilde eğitimi Diyarbakır'da masaya yatırdı.
İki aylık bir çalışmayla dünyada Türkiye'dekine benzer sorunların yaşandığı ülkelerdeki ana dilde eğitimin nasıl yapıldığını araştıran DİSA ekibi, Ankara'ya dört ayrı model önerdi.
TOPLANTIYA BÜYÜK İLGİ
Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen toplantıya, akademisyenler, Kürt dil bilimciler, kentteki STK'lar büyük ilgi gösterdi; AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu ve BDP'li Altan Tan ise, ana dilde eğitime ilişkin partilerin görüşlerini anlattı. Kürsüye önce DİSA Başkanı Nejdet İpekyüz çıktı. Toplumsal bir yara olan sorunu Kürtçe anlatan İpekyüz, yaptıkları çalışmalarla sürece katkı sunmak istediklerini söyledi ve ekledi: "Yaptığımız çalışmalarda anadilde eğitimin olmadığı yerlerde huzurun olmadığını gördük. Bu meseleye kafa yoranları bölücü diye itham edenler var. Esas olarak halkın talebine kulak tıkamak bölücülüktür. Anadil, farklı diller yasal güvence altına alınmalı. Artık dünyadan örnek arayışına giren bir ülkeden çıkıp örnek alınabilecek bir ülke haline gelmeliyiz."
"YASAKLAYICI MANTIK ÇÖZÜMDEN UZAKLAŞTIRIYOR"
İpekyüz'den sonra DİSA adına çalışmaları yürüten Vahap Coşkun ve M. Şerif Derince, yaptıkları çalışmaları anlattı. Coşkun, Kürtlerin ana dil talebinin son beş yıl öncesine nazaran artık ortak ve en öncelikli talebi haline geldiğini belirterek, buna karşı çıkan kesimlerin de azımsanmayacak derecede yüksek olduğunu dile getirdi. Kürtçenin yeterli olmadığı yönünde kamuoyundaki önyargılara da dikkat çeken Coşkun, şunları söyledi: "Bir bürokrat 'siz aşkınızı Kürtçe anlatabilirsiniz ama matematik yapamazsınız' dedi. Bir başkası 'Bunu talep ederek milli bütünlük ve iradeye zarar veriyorsunuz' diyor. Yasaklayıcı mantık bizi çözümden de uzaklaştırıyor."
ANKARA'YA DÖRT MODEL ÖNERİSİ
Kürt dili üzerine araştırmalarıyla tanınan Şerif Derince ise İspanya, Çin, Fransa, Bolivya, Hindistan gibi ülkelerdeki ana dilde eğitimi araştırdıklarını, Türkiye'ye örnek alınabilecek dört model belirlediklerini söyledi. Derince'nin anlattığı modeller şöyle:
1. Model: İlköğretim 5'e kadar anadil, sonra karma eğitim
2. Model: Kürtçe-Türkçe Dengeli Kademeli Çokdilli ve Çokdiyalektili Eğitim (Karma eğitim)
3. Model: Türkçe Temelli Kademeli Çokdilli ve Çokdiyalektli Eğitim
4. Model: Birinci Dili Türkçe olmuş Kürt Öğrenciler İçin Yeniden Canlandırma Programı.
"KÜRTÇE ZORUNLU DERS OLSUN"
Toplantının soru-cevap bölümünde ilginç öneriler de yapıldı. Bunlardan en dikkat çekeni Kürtçenin zorunlu ders olmasını isteyen öneri oldu. Bir öğrencinin dile getirdiği, "Toplumsal uzlaşma ve iki kadim halkın birbirini anlaması için Türklerin de Kürtçeyi öğrenmesi zorunlu olmalıdır" önerisi, salondan büyük alkış aldı. Toplantıda yapılan Kürtçe, Zazaca, Türkçe, İngilizce konuşmalar simultane olarak çevrildi.
ALTAN TAN: "SABREDECEK ZAMAN KALMADI"
BDP'li Tan, konuyu sadece bilimsel yönüyle ele alanları eleştirdi. "Bir tane Allah'ın kulu kalkıp 'ana dilde eğitim çocuğun gelişimine zarar verir diyen var mı?" diye soran Tan, şöyle devam etti: "Konu siyasi bir konudur. Bugün buraya davet edilen CHP'li Atilla Kart yok. Niye, 'çünkü biz ana dilde eğitimin zaruri olduğuna inanıyoruz. Biz partimizi orada savunacak durumda değiliz' diyorlar. CHP ve AKP'deki arkadaşlar, parti içinde seslerini yükseltmeliler. Kürtlerin de sabredecek zamanı kalmadı..."
ENSARİOĞLU: "BU DOĞUŞTAN BİR HAK, PAZARLIK MESELESİ OLAMAZ"
AKP'li Galip Ensarioğlu, önümüzdeki süreçte en çok konuşulacak, belki de çatışma yaratacak konuların başında ana dil meselesinin olduğunu söyledi. Kürt sorununda olmazsa olmaz taleplerinin başında ana dilin geldiğini ve tüm Kürtlerin bu konuda uzlaştığını belirten Ensarioğlu, "Bu insanın doğuştan elde ettiği bir haktır. Kürtler bunu hiçbir şekilde pazarlık meselesi yapmayacaktır" dedi.
MECLİS'TE UZLAŞMA YOK
Geçen hafta Uzlaşma Komisyonu bünyesindeki Yazım Komisyonu'nda hararetli tartışmalara neden olan "Eğitim ve öğrenim hakkı ve hürriyeti (Özgürlüğü)" maddesi üzerindeki görüşmelerden uzlaşı çıkmadı. Zira anadilde eğitim konusunu da içeren maddeye ilişkin partilerin önerileri farklılıklar içeriyor.
BDP, ana dilde eğitimi savunuyor, MHP ise karşı çıkıyor.
AK Parti, mevcut anayasadaki "Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez" hükmüne yeni anayasada yer verilmemesi gerektiğini savunarak, herhangi bir eğitim diline atıfta bulunmuyor.
CHP ise, "Eğitim dili Türkçedir. Devlet kişilerin ana dilde öğrenim görmeleri konusunda gerekli önlemleri alır" diyor. Madde üzerindeki müzakereler ise, şimdilik kilitlenmiş görünüyor. (Taraf)