IMF: Avrupa ekonomisindeki riskler, salgındaki ikinci dalgayla artıyor

Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Bölümü Direktörü Alfred Kammer, koronavirüs salgını nedeniyle Avrupa ekonomisinin ağır bir bedel ödediğini ve salgının ekonomik etkisinin devasa boyutlarda olduğunu belirterek, "Riskler, salgında ikinci dalga yoğunlaştıkça artıyor. Ekonomideki iyileşmeyi sürdürmek için politikalar kararlı bir şekilde destekleyici kalmalıdır." dedi.

Kammer, yaptığı açıklamada, ikinci dalga nedeniyle koronavirüs salgınına dair endişelerin arttığı Avrupa ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirdi.

“SALGIN NEDENİYLE ÇOK SAYIDA KİŞİ İŞİNİ KAYBETTİ”

Salgın nedeniyle Avrupa'da çok sayıda kişinin işlerini kaybettiğine işaret eden Kammer, "Kovid-19 nedeniyle Avrupa ekonomisi ağır bir bedel ödüyor. Salgının ekonomik etkisi devasa boyutlarda. Son tahminlerimize göre, Avrupa ekonomisi 2020'de yüzde 7 küçülecek." dedi.

"KORONAVİRÜS AVRUPA EKONOMİSİNE 3 TRİLYON LİRALIK ZARAR VERDİ"

Avrupa ekonomisinin 2021'de ise yüzde 4,7 büyümesini beklediklerini aktaran Kammer, "Ancak bu büyüme oranı, salgın öncesi büyüme tahminlerimizden yüzde 6,3 daha az ve bu da ekonomide 3 trilyon euroluk kayba işaret ediyor. Bu kayıp, orta vadede telafi edilemeyecek." diye konuştu.

SALGINDAKİ İKİNCİ DALGA RİSKLERİ ARTIRDI

Koronavirüs salgınında ikinci dalga endişesinin yaşandığını vurgulayan Kammer, "Riskler, salgında ikinci dalga yoğunlaştıkça artıyor. Ekonomideki iyileşmeyi sürdürmek için politikalar kararlı bir şekilde destekleyici kalmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"YİNE DE SORUNLU KREDİLER ARTACAK"

Alfred Kammer, Avrupa bankalarının salgına güçlü sermaye ve likidite tamponlarıyla girdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Avrupa bankaları, tarif edilemeyen bu şoka karşı dayanıklı olduğunu gösterdi. Onların dayanıklılığı ve uygulanan politikalar sayesinde kredi sıkışması yaşanmadı. Yeni şokların olmaması durumunda büyük Avrupa bankalarındaki ortalama sermaye oranı asgari sermaye gerekliliklerinin oldukça üzerinde kalacak. Yine de sorunlu krediler artacak ve politika yapıcıların bunların verimli bir şekilde elden çıkarılmasını kolaylaştırması gerekecektir."