AA

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul'da pazarlama ve iş dünyasını bir araya getiren "Sürdürülebilir İş- Sürdürülebilir Dünya" temasıyla düzenlenen Global Marketing Summit 2023'e katıldı.

Dün akşam Gazze'de yaşanan olaylar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bolat, üzüntülerini ifade etti.

Ömer Bolat, burada ticaret ve pazarlamanın iç içe alanlar olduğunu aktararak, KREA M.I.C.E'ın düzenlediği Altın CEO Liderler Ödül Yarışması'nda 2021 ve 2022'de kendisinin de bulunduğunu hatırlattı.

Bakan Bolat, burada yaptığı konuşmasında, koronavirüs salgınının tüketim alışkanlıkları ve tüketici davranışlarının yanında pazarlama anlayışını da değiştirdiğinin görüldüğünü belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

İşin ahlaki tarafında bir dezenformasyona yol açtığı da söylenebilir. Bu süreçte stokçuluk, başkalarının ürünlerine el koyma, fırsatçılık, tamahkârlık gibi kötücül anlayış ve uygulamalar, ticaret ahlakında ciddi zafiyetler maalesef oluşmuştur. Ahlaki kaygıları gözeten, toplumsal faydayı göz ardı etmeyen, çevreye duyarlı ve gelecek nesilleri ihmal etmeyen sürdürülebilir bir pazarlama anlayışı temenni ediyorum.

Yeni pazarlama anlayışının gövdesi: Rekabet

Yeni pazarlama anlayışının gövdesini rekabetin oluşturduğuna dikkati çeken Bolat, şöyle konuştu:

Merkezinde hızlı değişim ve süreklilik arz eden hızlı bir etkileşimle yeni trendlerin ortaya çıkması, odağında ise 'bilgili tüketici' yer almaktadır. Ancak pazarlama, sadece ürünü satmak demek değildir; aynı zamanda markayı oluşturur, markanın ne olduğunu ifade eder. Başarılı ve uzun bir pazarlama süreci olmadan, büyük bir marka oluşturmak neredeyse imkansızdır.

"Pazarlama 'yıkıcı rekabet' üzerinde yükselmemeli"

Bakan Bolat, pazarlamanın "yıkıcı rekabet" üzerinde yükselmemesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

Aşırı kâr güdüsü toplum ve çevreye karşı sorumluluk duygusunun önüne geçmemeli. Toplumsal ve ahlaki değerler pazarlama anlayışının temel ayaklarından biri olmalı. Pazarlama, tüketici refahını ve memnuniyetini öncelemenin yanında, toplumsal faydayı gözeten, doğaya karşı duyarlı ve çeşitli sosyal sorumluluk projelerini geliştiren bir anlayışta olmalı. İşletmelerin belli değerleri de olmalıdır. Firmaların sadece para ve daha çok kazanmak, ürün veya hizmet satmak değil, aynı zamanda ülke ve toplum sorunlarına çözüm bulmayla da ilgili olmaları beklenmektedir. Bugünkü neslin ihtiyaçları karşılanırken, gelecek nesillerin ihtiyaçları da unutulmamalıdır. Bugünün nesilleri olarak, yarının nesillerine yaşanabilir bir dünya bırakma borcumuz olduğunu unutmamak ve yarının nesillerinin de bugünün kaynaklarını tükettiğimiz için bizden alacaklı olduklarını unutmamak, pazarlama departmanlarının asla unutmamaları gereken bir husustur.

"Sürdürülebilir pazarlama için gerçek durumu anlamak gerek"

Sürdürülebilir bir pazarlama ve marka yönetimi için en güçlü aracın, gerçek durumu anlamak ve anlatmak olduğunu belirten Bolat, şu ifadeyi kullandı:

Bu kapsamda strateji geliştirmek, hedef kitleyle iletişimi doğru kurmak, paydaşları harekete geçirmek ve etki yaratabilmek için gerçek durumu anlatan çok yönlü ve detaylı verilere ihtiyaç duyulur. Sürdürülebilir pazarlamada en kritik nokta, hikâyeyi iyi anlatmak, samimi olmak ve ikna etmektir.

"Sürdürülebilir ürünlere yönelik ürün aramaları arttı"

Ömer Bolat, yapılan araştırmaların, sürdürülebilir yaşam pratiklerine yönelik talebin hızla arttığını gösterdiğini bildirerek, şöyle konuştu:

Bu artış bölgeden bölgeye, kültürden kültüre değişse de sürdürülebilir yaşam biçimlerine eğilim, tüketicinin markalardan da taleplerini beraberinde getirmektedir. İklim krizinin etkilerini tecrübe ettikçe, insanların daha sağlıklı bir gezegende yaşama arzuları giderek artmaktadır. Sürdürülebilir ürünlere yönelik Google aramalarının 2016-2021 arasında yüzde 71 artması, bu gerçekliği teyit etmektedir. Diğer taraftan, markanın uyguladığı strateji ve belirlediği hedef ile uygulamalarının, hedef kitle tarafından benimsenmesi ve takip edilmesi, sürdürülebilir pazarlamanın hedefe ulaşması için temel şart durumundadır. Bu yüzden, 'hedef kitle/müşteri, sürdürülebilir pazarlamada önemli bir paydaş' olarak konumlandırılmalıdır.

"Avrupa'nın en büyük şirketlerinin sadece yüzde 9'u 2050 emisyon hedeflerine ulaşmaya hazırlanıyor"

Dünyadaki ekonomik düzenin ve iş yapma modellerinin sürdürülebilir olmadığını aktaran Bolat, şu bilgileri verdi:

Yeryüzünü iyileştirmek, gelecek nesillerin kaynaklarını tüketmeden bir ekonomik model yaratmak için iş dünyasının sürdürülebilir alternatiflere yönelmesi şart. Örneğin, Avrupa'nın en büyük şirketlerinin sadece yüzde 9'u 2050 emisyon hedeflerine ulaşmaya hazırlanıyor. Bu da daha küçük, yenilikçi şirketlerin sürdürülebilir modellere öncülük etmesi gerektiğini göstermektedir.

"Sürdürülebilirlik, mecburiyet ve prestij"

Sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk bilincinin işletmeler için giderek bir mecburiyet haline geldiği gibi, prestij ve toplumsal meşruiyet de sağladığını ifade eden Bolat, sözlerini şöyle tamamladı:

Öncelikle, 'yalnız ben', 'hep ben' diye asla demeden, 'biz', 'hep birlikte' ve 'ülkemiz' diyerek; empati yaparak, yani kendimizi karşımızdakinin yerinde düşünerek, karşılıklı saygı ve birlikte paylaşma değerlerine sahip çıkarak, yıkıcı rekabetle değil, rekabet ederken birlikte yaşama, 'bu dünya hepimize yeter, gelecek nesillere borcumuzun olduğunu unutmamalıyız' gibi temel değerler etrafında birleşmeliyiz.

"Koronavirüs salgını, tüketim alışkanlıkları ve davranışlarını değiştirdi"

Koronavirüs salgınının tüketim alışkanlıkları ve tüketici davranışlarının yanında pazarlama anlayışını da değiştirdiği görülmektedir. Maalesef işin ahlaki tarafında bir dezenformasyona yol açtığı da söylenebilir. Bu süreçte, stokçuluk, başkalarının ürünlerine el koyma, fırsatçılık, tamahkârlık gibi kötücül anlayış ve uygulamalar, ticaret ahlakında ciddi zafiyetler maalesef oluşmuştur. Ahlaki kaygıları gözeten, toplumsal faydayı göz ardı etmeyen, çevreye duyarlı ve gelecek nesilleri ihmal etmeyen sürdürülebilir bir pazarlama anlayışı temenni ediyorum.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)