9/115
Güneş'in haberine göre, 58 yaşındaki oyuncunun prostat kanserine yakalandığı öğrenildi...
10/115
Maddi açıdan zorluk çeken oyuncunun yakın arkadaşı Nuri Alço...
11/115
Hastane masrafları konusunda yakın çevresinden yardım aldı.
12/115
Yeşilçam Sineması'na 'Gecekondu Yosması' adıyla damgasını vuran 1950'li yılların gözde dansözlerinden 85 yaşındaki Nimet Alp, memleketi Mersin'de kaldığı huzurevinde unutulmanın hüznünü yaşıyor.
13/115
12 yaşındayken bale yaparken keşfedildiğini, 67 yıl önce adım attığı Yeşilçam'da da dansı ve oyunculuğu ile 18 yıl emek verdiğini anlatan Nimet Alp, filmlerde rol aldığı arkadaşları ve devlet yöneticilerinin kendisini hatırlamadığından yakındı.
14/115
Huzurevinde hayatının sonbaharını sürdüren Nimet Alp, 'Gecekondu Yosması' filmiyle şöhreti yakaladıktan sonra 'Yetim Yavrular', 'Çalsın Sazlar Oynasın Kızlar', 'Öp Babanın Elini' gibi çok sayıda filmde dans edip oyunculuk yaptığını belirtti.
15/115
Nimet Alp, "Zeki Müren, Fikret Hakan, Eşref Kolçak, Adile Naşit gibi isimlerle filmlerim var. O dönemlerde herkes etrafımdaydı. Binlerce hayranım vardı. Ama şimdi unutulmak, hatırlanmamak zoruma gidiyor" dedi.
16/115
Nimet Alp şimdilerde anı dolu fotoğraflarla avunuyor...
17/115
Yeşilçam'ın eski sanatçılarından 82 yaşındaki Muazzez Özdemir, Edirne'deki evinde ölü bulundu.
18/115
Özdemir'in cansız bedeni çevreye yayılan kötü koku sonucu komşuların polis ekiplerine haber vermesi ile bulundu.
19/115
Peki bir zamanlar Yeşilçam'ın en ünlü yıldızları olan isimler, şimdi nasıl hayatlar yaşıyor? İşte her biri film gibi olan çarpıcı hayat hikayeleri...
20/115
Yeşilçam’da 1970’li yıllarda kötü adam rollerinin aranan adamı olan İhsan Gedik’in, Taksim’de güçlükle yürümesi ve düşmesi kameralar tarafından görüntülendi.
21/115
Güçlükle yürüdüğü dikkat çeken Gedik’in bir ara demir dubaya çarpıp düştüğü görülüyor. Başı yere çarpan Gedik’in yanından geçmekte olan çöp kamyonunun altında kalmaktan son anda kurtuluyor.
22/115
Vatandaşların yardım ettiği Gedik, kendisine verilen bir sandalyeye oturuyor. Vatandaşlarla kısa bir süre sohbet eden Gedik, Taksim'de karanlıkta gözlerden kayboluyor.
23/115
'Türk Sineması'nın kötü adamı' olarak bilinen ve Yeşilçam'da 48 yılda 600 yakın sinema filminde rol alan 71 yaşındaki İhsan Gedik, rol teklifi gelmeyince, geçimini sağlamak için hazırlattığı ‘Dünden Bugüne İhsan Gedik' kitabını elinde bastonuyla sokak sokak gezerek satmaya başladı.
24/115
Gedik, kitap satışından elde ettiği parayla geçimini sağladığını ve kızını üniversite okuttuğunu söyledi.
25/115
Yeşilçam'da 600 yakın filmde Türk Sineması'nın önemli yıldızlarıyla kamera karşısına geçen ve 'Sinemanın kötü adamı' olarak tanınan İhsan Gedik, zor koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
26/115
Gedik, çevirdiği sinema filmlerinin tanıtım kapakları, fotoğraf kareleri ve Türk sinemasının önemli aktörlerinin kendisi için yazdığı sözleri 174 sayfalık ‘Dünden Bugüne İhsan Gedik' kitabında topladı.
27/115
Sanatçı bu kitapları satarak para kazanmaya çalışıyor. İstanbul'da yaşayan İhsan Gedik, otobüsle Edirne'ye gelirken sırtında yaklaşık 20 kilo ağırlığında çantasında taşıdığı kitapları, bastondan destek alarak gezdiği sokaklarda kendisini tanıyanlara ve esnafa satmaya çalışıyor.
28/115
Gedik'i tanıyanlar, birlikte fotoğraf çektiriyor. Gedik, kitaplarını imzalayarak satıyor.
29/115
Bir dönem 'Perihan Abla' başta olmak üzere birçok televizyon dizisinde, reklam filminde rol alan ve sonrasında yerleştiği Antalya'da bir kafeteryanın çay ocağında işe başlayan İffet Kalkan, 30 yıl önce koptuğu kızı Hümeyra Öztürk Jamil'e kavuşuyor.
30/115
İffet Kalkan'ın fotoğrafını gören Hümeyra Öztürk Jamil, 30 yıl önce izini kaybettiği annesinin Antalya'da yaşadığını öğrendi. Haberden yola çıkarak annesinin telefonuna ulaşan Jamil, onunla kısa bir görüşme yaptı.
31/115
Kızıyla konuştuğunda gözyaşlarını tutamayan İffet Kalkan, şu an 41 yaşındaki kızını ilkokuldan mezun olduktan sonra ayrıldığı eşi Tahir Jamil'e teslim ettiğini,iki yıl süren telefon ve mektuplaşmanın ardından bağlantılarının tamamen kesildiğini anlattı.
32/115
Kalkan, 30 yıldır yüzüne, sesine, nefesine hasret yaşadığı kızından ayrılış hikâyesini şöyle özetledi:
33/115
1972 yılında, Avustralya asıllı Tahir Jamil ile evlendim. İstanbul'da yaşıyorduk. 1973 yılında kızım Hümeyra dünyaya geldi. Kızım ilkokul öğrencisiyken eşimden ayrıldım. İstanbul'da, dul bir kadın olarak genç bir kızı yetiştirmem çok zor olacaktı.
34/115
Baba Avustralya'ya dönmüştü. İlkokulu bitirince kızımı gelip almasını, Avustralya'da ona iyi bir gelecek sağlamasını istemiştim. Kızım okulunu bitirince babası Avustralya'dan geldi, Hümeyra'yı aldı. Baba-kız Avustralya'ya döndü.
35/115
Son gelen mektubunda, babasının evlendiğini, iki de kardeşi olduğunu, çok mutlu yaşadığını yazmıştı. Ben de bu arada birkaç kez iş, ev ve şehir değişiklikleri yapmıştım, kızımın telefon ve adresini kaybetmiştim. İletişim tamamen koptu.
36/115
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde sokakta mendil satarak geçimini sağlamaya çalışan eski milli boksör Hüseyin Ağar yetkililerden yardım bekliyor.
37/115
Çöp eve dönen bodrum katın bir odasında kalan Ağar, sağlık sorunları yaşamasına rağmen kendisine bakacak kimsesi olmadığı için zor durumda olduğunu söyledi.
38/115
Yaklaşık 300 sinema filminde rol alan 'Şişko Nuri' lakaplı Sıtkı Sezgin 1968 yılında TRT 1'de yayınlanan ve Canan Arısoy'un hazırladığı 'Bizim Sokak' isimli film ile televizyon hayatına başladı...
39/115
40 yıllık sanat hayatı içersinde Orhan Boran, Fatma Girik, Adile Naşit, Münir Özkul gibi birçok sanatçıyla çalıştı.
40/115
Şu anda Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevi'nde hayatını sürdüren Şişko Nuri, en büyük idealinin Kurtlar Vadisi'nde rol almak olduğunu belirtti...
41/115
Beyaz perdeye Bizim Sokak isimli televizyon filmi ile başladığını belirten Şişko Nuri, 'Orada ben rahmetli Orhan Boran ile tanıştık. Bana isim aranıyordu. Bana 'oğlum senin adın Sıtkı Sezgin kimse tanımaz. 'Şişko Nuri adını sana verelim' dedi. ..
42/115
Türk Sineması'nda 'Şişko Nuri' olarak tanınan ve Samsun'da huzurevinde kalan 63 yaşındaki Sıtkı Sezgin, ölmeden önce son isteğini açıkladı...
43/115
Ben de 'tamam' dedim ve o günden sonra Şişko Nuri adını aldık. 300'e yakın irili ufaklı birçok güzel kaliteli filmlerde rol aldım. En çokta Sezerciğin 'Öksüzler' filmi var. Halkın çok beğenisini kazandı. Benim ailem öldükten sonra Yeşilçam'a girmeden önce çok sıkıntılar çektim. Kahve köşelerinde hayatım geçti. Fotoğrafçılık yaptım' diye konuştu...
44/115
Birçok filmlerde rol aldığını en son Ali Avaz'ın '40 Bin Mark Alman Avrat' filmlerini oynadıktan sonra bir çöküş dönemine girdiğini ifade eden Şişko Nuri, 'Ben de artık unutulmaya yüz tuttuğum gibi şekillere girdim...'Ben bir kenara mı itildim, perişan mı olacağım, ne olacak?' diye düşüncelere kapıldım. Bu sıkıntılarla Samsun'a geldim...
45/115
Benim en büyük idealim ölmeden önce Kurtlar Vadisi'nde oynamak. Filmin yapımcısı Raci Şaşmaz'a buradan sesleniyorum, ben ölmedim. Bir sanatçı olarak Kurtlar Vadisi'nde güzel bir rol almak istiyorum...
46/115
Nam-ı diyar Mazlum'u yani Yadigar Ejder'i tanımayanımız yoktur.
47/115
Gerçek adı Yadigar Kuzu'di. Arkadaşlarının deyimiyle "Ayı Yadigar"
48/115
21 yıl önce 14 Ocak 1992'de Taksim Parkı'nda sabah temizliği yapan çöpçüler, bir bankın üzerinde donarak ölmüş dev bir adamın cesedini buldular.
49/115
Soğuktan kaskatı kesilmiş bulunan bu beden bir aktöre aitti.
50/115
Üstelik bine yakın filmde rol almış, fizik olarak Yeşilçam'da benzeri bulunmayan bir oyuncuya, Yadigar Ejder'e...
51/115
1000 film çevirmişti ama cebinde 5 parası yoktu.
52/115
Kirasını ödeyemediği için, evinden çıkarılmıştı. Belli ki, o soğuk gecede sığınabilecek tek bir dost kapısı da yoktu.
53/115
Taksim Parkı'ndaki bir bankta kendisini bekleyen Azrail'in kollarına uzanıverdi, çaresizce.
54/115
Kemal Sunal'ın neredeyse bütün filmlerinde rol almıştır.
55/115
İşte zirveden yere çakılan diğer hayatlar...
56/115
Bir dönem ünlü şarkıcılarla birlikte sahneye çıkan perküsyon sanatçısı 61 yaşındaki Mehmet İdiç’in yaşamı Mersin’de drama dönüştü.
57/115
İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur ve Kibariye ile birlikte aynı sahnede perküsyon çalan Mehmet İdiç, vücudunun sol tarafı felçli olan kardeşi Ahmet İdiç’le ilgilenmek için 15 yıl önce mesleği bırakmak zorunda kaldı. Kardeşi gibi hiç evlenmeyen ve geçinmek için inşaatlarda bekçilik yapan Mehmet İdiç’in sağ ayağındaki yara kangrene dönüştü.
58/115
Kaldırıldığı hastanede sağ ayağı diz altından kesilen Mehmet İdiç, taburcu olduktan sonra felçli kardeşiyle birlikte Merkez Akdeniz İlçesi Bahçe Mahallesi 4510 Sokak’ta terk edilmiş bir evde sefalet içinde yaşamaya başladı. Zaman zaman farelerin gezdiği, elektriği, suyu olmayan, yağmur yağdığında damlayan evde sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi veren Mehmet İdiç’in hali yürek sızlattı.
59/115
Yatağa mahkum olan Mehmet İdiç, gidecek yerleri olmadığı için buraya yerleştiklerini belirterek şunları söyledi, "Daha önce çalıştığım inşaatlarda kalabiliyordum. Ama şimdi, her türlü haşerenin yuva yaptığı yerde, yatağa mahkum olarak öleceğim günü bekliyorum. Benim burada kaldığımı görenler zaman zaman yiyecek bir şeyler getiriyor. Birileri bir şey getirirse karnım doyuyor. Yoksa o gün öyle geçiyor. Bazen de ayağımın tedavisine yardım ediyorlar. Tek dileğim engelli kardeşimle birlikte bir huzurevine yerleşebilmek. İlgililerden bu konuda yardım istiyorum. Bari ömrümüzün son günlerinde rahat edelim."
60/115
Bir dönemin jönüydü. Sefalet içinde hayata veda etti. İşte oyunculuğun yanısıra mankenlik ve fotomodellik de yapan, otellerin kral dairelerinde kalan ancak sonra yaşadıkları yüzünden alkole sığınan ve akli dengesini de yitiren Mesut Engin'in buruk öyküsü... Bir yıldızın yükselişi ve çöküşü...
61/115
Mesut Engin Ses Dergisi'nin düzenlediği güzellik yarışmasında Kral seçilip Yeşilçam'a adım attı. O yıllarda tüm genç kızların hayallerini süslüyordu.
62/115
Takvimler 1973 yılını gösteriyordu. Mesut Engin, Türk sinemasına bir çok yıldız oyuncu armağan eden Ses dergisinin düzenlediği yarışmayı kazanarak Yeşilçam'a adım attı.
63/115
Hem oyunculuk yapıyordu hem de mankenlik ve foto modellik. Bebek yüzüyle tüm genç kızların gözdesiydi. Aynı zamanda çok da iyi para kazanıyordu... Otellerin kral dairelerinde kalabiliyordu.
64/115
Ama 1976 yılında geçirdiği trafik kazası onun için sonun başlangıcı oldu. Geçirdiği trafik kazasından sonra sağ el bileğinin sinirleri kesildi. 1953 doğumlu Engin bu olay olduğunda henüz 23 yaşındaydı. Yaşadıklarını kaldıramadı. Hayata küstü ve alkole sığındı. Bir kaç yıl sonra hayatında bazı şeyler yoluna girer gibi oldu. 30 yaşına geldiğinde İstanbul'un tanınmış ailelerinden birinin kızı olan Asiye Gençağaoğlu ile nişanlandı. Güzellik salonu işletmeye başladı.
65/115
Ama onun asıl hayali sinemaydı. Kötü günlerinde sinema dünyasındaki kimseden destek görmedi. Kopkoyu bir bunalıma düştü Mesut Engin. Kendini tamamen alkolün kollarına bıraktı. Hem işini hem şöhretini yitirdi.
66/115
Girdiği bunalımdan bir türlü çıkamayan Engin, kendini tamamen alkolün yarattığı 'yalancı' mutluluğa bıraktı. Akli dengesini yitirdi ve artık sokaklara düşmüştü.
67/115
Bir zamanların ünlü ve paylaşılamayan oyuncusu Mesut Engin artık İzmir'de Ağaçlı Yol'da otobüs duraklarındaki banklarda uyumaya başlamıştı.
68/115
Çevredekilerin "dede" dihe hitap ettiği Mesun Engin, kendisine sunulan yiyecekleri de geri çeviriyordu. 2003 yılında alkok bağımlılığından kurtuldu. Sonra İstanbul'a geldi Engin. Karayolları çalışanlarının desteğiyle yaşamını sürdürdü. Daha sonra ise Beyoğlu sokaklarında yatıp kalkmaya devam etti. Tiyatro sanatçıları Mehmet Esen ve Mustafa Turan onu Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bitkin bir halde buldu. Bir zamanların ünlü aktörü Mesut Engin'e İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü kapılarını açtı. Engin, 720 kişinin yaşadığı Kayışdağı Darülaceze’ye yerleştirildi.
69/115
Onun öyküsünü bir film olsa belki de milyonlarca kişiyi salonlara çeker ve gözyaşlarına boğardı. Küçücük yaşında keşfedilip sinemaya adım attı, adını tarihe "efsane dansöz" olarak yazdırdı.
70/115
Henüz 14 yaşındayken annesiyle gittiği film setinde keşfedilmişti Özcan Tekgül. Türkiye'nin önemli pavyonlarında sahneye çıktı. Bununla da kalmadı Ortadoğu ülkelerinde dans etti. 1954 tarihli Çalsın Kızlar, Oynasın Kızlar ile ilk oyunculuk deneyimini yaşadı
71/115
Döneminin magazin basınının peşinde koştuğu ünlülerden biriydi Tekgül. Güzelliğini sergileyen fotoğrafları ile erkeklerin başını döndürdü.1980 yılında Kültür Bakanlığı tarafından kendisine Onur Belgesi verilmesi,tartışmalara yol açtı
72/115
Sonra devir değişti. Tekgül yavaşça köşesine çekildi. Artık onu ne arayan vardı ne soran
73/115
Hiç evlenmemiş, yuva kurmamıştı. Bu yüzden babasından kalan maaş ile geçinmeye çalıştı
74/115
Hatta baba yadigarı evi satıp kıt kanaat yaşamaya başladı
75/115
Ondan geriye Yaşlı Gözler, Garipler Adası, Basmacı Güzeli, Kadifeden Kesesi, Hicran Yarası, Çadır Gülü'nün de bulunduğu çok sayıda film kaldı. Bir de trajik bir yaşam öyküsü
76/115
Tekgül'ün ölümünden sonra onun adına sevindirici olan haber ise aktör Halil Ergün'den geldi.
77/115
"Zamanında büyük bir hayranlıkla izlemiştim" dediği Tekgül'ün mezarını yaptırma sözü verdi Ergün
78/115
Bir dönem herkesi peşinden koşturan Yeşilçam yıldızlarının ışıltılı yaşamları hiç ummadıkları talihsizlikler sonucunda birer drama dönüştü. Yeşilçam'ın trajik öykülerinden birinin kahramanı da Serpil Örümcer. 1967'de Milliyet'in düzenlediği güzellik yarışmasında birinci olduğunda henüz 14 yaşındaydı Örümcer.
79/115
Bacaklarının güzelliğiyle dikkat çeken ve "Bayan Bacak" olarak anılan Örümcer, bir yıl mankenlik yaptı. Bu sırada unutulmaz Samanyolu şarkısıyla zirvede bulunan, dönemin ünlü sanatçısı Berkant'la tanıştı. Bir süre sonra onunla evlendi.
80/115
Ama bir süre sonra Berkant'ı terk etti. Artık öylesine ünlüydü ki... Ayakkabısından rakı içen bile vardı. Örümcer iki evlilik daha yaptı. Cengiz Kartal'la 1989-1990 yılları arasında süren evliliği bittiğinde neyi var neyi yok satmıştı. Batman'da gayriresmi 4 eşi ve 11 çocuğu bulunduğunu sonradan öğrendiği işadamı Hasan Ölük'le yaptığı üçüncü evlilik, Örümcer'e göre hayatının ikinci büyük hatasıydı.
81/115
Bir günlük konser için gittiği Batman'da 10 gün kalınca tanıştığı Hasan Ölük, evlendikten sonra işkenceye başladı. Raporlar alıp mahkemelerde günler geçiren Serpil Örümcer, bu evlilikten güçlükle kurtuldu.
82/115
Ancak artık, yaşamını süsleyen neon ışıklarının yerini, çöpleri aydınlatan sokak lambaları almıştı. Çöplerden topladığı káğıt ürünlerini satarak geçimini sağlıyordu. Örümcer kızı Fulya ve torunlarıyla Küçükçekmece'de yaşıyor. Örümcer için geçtiğimiz aylarda Bakırköy Belediyesi ve Bakırköy Gönüllü Çevreciler Sosyal Yardımlaşma Derneği bir gece düzenledi. Amaç Örümcer'in bir ev sahibi olmasını sağlamaktı.
83/115
Tiyatro ve sinema oyuncusu, şarkıcı Deniz Akbulut, oyunculuğa Nejat Uygur Tiyatrosu'nda başladı.
84/115
50'nin üzerinde film çeviren ve sesiyle de halkın sevgisini kazanan İstanbullu sanatçı, film setinde geçirdiği bir kaza sonunda 1996'da gözlerini kaybetti.
85/115
Dört yıl önce kocası tarafından terk edildi. Akbulut, şimdi kaderiyle baş başa, köşesinde ilgi bekliyor.
86/115
1944 Kıbrıs Lefkoşa doğumlu olan Feri Cansel kariyerinin en parlak dönemini 1974 ile 78 arasında yaşadı. Türkiye'ye geldikten sonra, daha kolay iş bulabilmek için bir apartman görevlisi ile bir formalite evliliği yaptı.
87/115
1960'lı yıllar ve 1970'li yıllarda günün koşullarına uygun piyasa filmlerinde rol aldıktan sonra, ismini 1970'lerde erotik filmlerle duyurdu.
88/115
Erkeksi tavırları, küfrün eksik olmadığı konuşma tarzı ile "Kasımpaşalı Emmanuelle" olarak lanse edildi. Cansel, 2 Eylül 1983 günü nişanlısı tarafından öldürüldü.
89/115
Yeşilçam'da birçok filme sesini veren ses sanatçısı Sevim Şengül, 1938'de İstanbul'da doğdu.
90/115
Özellikle 60'lı yıllarda İstanbul sahnelerinde fırtına gibi esti. Türk müziği ve fantezi türü şarkılarla çok sevildi. 'Bar Kızı', 'Bana Derler Fosforlu', 'Veda Busesi' gibi filmlerde Türkan Şoray'ın okuduğu şarkılara sesini verdi.
91/115
Ama yoksulluk uçurumuna düşen ünlüler gibi, önce işini, sonra sağlığını yitirdi. Son günlerini hayranlarından birinin evine sığınarak geçirdi. En son Bursa Devlet Hastanesi morgunda yapayalnız kaldı. 1999'un ağustos ayında birkaç yakını tarafından toprağa verildi.
92/115
Sezercik Aslan Parçası, Sezercik Yavrum Benim, Sezercik Küçük Mücahit gibi filmlerin kocaman gözlü, dağınık perçemli sevimli oyuncusu Sezer İnanoğlu babası yapımcı Berker İnanoğlu sayesinde sinemaya adım attı. Genellikle Kemaletin Tuğcu'nun kahramanlarını anımsatan anne- baba sevgisinden uzak çocukları canlandırarak seyirciyi 'bal telinden' vurdu.
93/115
Ama dönemin sinemaseverlerinin gönlünde 1974 Kıbrıs çıkarmasını konu alan Sezercik Küçük Mücahit filmindeki rolüyle taht kuran Sezercik'in hayatı yetişkinliği döneminde çok farklı bir yola girdi. Bir kaç filmin yapımcılığını üstlendiyse de sinemada eski parlak günlerine bir türlü dönemedi.Eşinin intiharı ise onun hayatında farklı bir dönüm noktası oldu
94/115
Sezer İnanoğlu ya da pek çok kişinin hafızalarındaki adıyla Sezercik daha sonra polisiye olaylarla gündeme geldi. Önce evinde uyuşturucu bulundu. Ardından polisle çatışmaya girdi. Evinde ve ofisinde ateşli silahlar bulundu.Eski Türk filmlerinin o masum yüzlü çocuğu Hollywood aksiyonlarındaki kötü adama dönüştü .
95/115
Hayatı fırtınalarla geçen, figüranlıktan zirveye ulaşan Cahide Sonku, bastığı yerlere halı serilen, ayakkabısından şampanya içilen sinemamızın ilk starıydı
96/115
Sonku, tiyatro ve sinema dünyamızın en güzel ama en kötü kaderli yıldızı oldu.
97/115
Parasının kıymetini bilmedi, har vurup harman savurdu. Ve buna alkol tutkusu da eklenince sonunda sokaklarda kalacak kadar göz yaşartan bir yoksulluğun pençesine düştü. Cahide, 18 Mart 1981'de, bugün Pera Palas'ın karşısında olan ve yıllar sonra onun anısına açılan 'Cahide's Restoran'ın bulunduğu yerde kör kütük sarhoş hayata veda etti. Öldüğünde 65 yaşındaydı.
98/115
1950'lerde ve 60'ların başında Türk sinemasında fırtına gibi esen komedyen karakter oyuncusu Suphi Kaner, çeşitli sorunlarla iç içe yaşarken, aşırı duyarlı kişiliği nedeniyle alkole bağımlı oldu.
99/115
Alkol yüzünden dönemin Prodüktör Cemiyeti ortak karar alarak ona kimsenin iş vermemesini sağladı. Düştüğü yoksulluk ve bunalım çukurunda daha fazla duramadı ve 1963 Ağustos'unda intihar ederek hayata veda etti. Öldüğünde cebinde 15 lirası vardı. Daktilo makinesi de 50 liraya rehindeydi.
100/115
1925'de Diyarbakır'da doğan Sami Hazinses, ilkokuldan sonra çalışmak için İstanbul'a geldi.
101/115
1953'de Mahir Canova'nın yönettiği 'Kara Davut' filmindeki rolle sinemaya başladı.
102/115
Sonraki yıllarda çevirdiği filmlerle rolleri büyüyen Hazinses, Türk sinemasının unutulmaz komedi sanatçıları arasına girmeyi başardı. Hazinses, oyunculuğunun yanı sıra güfte ve beste çalışmaları da yaptı. Son yıllarında sefaletin kucağında olan sanatçı, Göztepe Semiha Şakir Huzurevi'ndeydi. 2002'nin ağustos ayında hayata gözlerini yalnızlık içinde yumdu.
103/115
15 Mayıs 1944'te Mersin'de dünyaya gelen Işın'ın filmlere konu olacak bir yaşam öyküsü var. Küçük yaşta ailesini yitirince akrabalarının yanında kalan Işın sinemayla Adana'ya çekim için giden bir film ekibi sayesinde tanıştı. Gördüklerinen etkilenince film yıldızı olmak için 1958 yılında İstanbul'a geldi. Hem de yaya olarak. Henüz 15 yaşında olan Işın, soluğu Beyoğlu'nda bir otelde aldı. İstanbul'a gelişinin hemen ertesi gün bir film şirketinin kapısında bekleyip sete giden bir minibüse gizlice bindi. Bu deneyim onun sinemanın büyüsüne iyice kapılmasına yol açtı. 1968 yılında Türkiye'de ilk yerli fotoromanı yayınlayan Birol Işın, Elziliş ve Diriliş gibi filmleri yönetti.
104/115
Işın'ın trajedisi aslında yıllar önce başladı. Oğlu Finlandiya'ya kızı da Almanya'ya yerleşen Işın eşinden de ayrılınca bunalıma girdi Ekonomik durumu da kötüye giden Işın 2005 kışında sokakta donmak üzereyken bulundu. Ona Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü'nün sahip çıktı.2007'de Yaşam Evleri projesi kapsamında Beyoğlu Sururi Mahallesi'ndeki bir apartmanın giriş katındaki evine yerleştirildi. Kızı arayıp bulamayınca polise haber verdi ve cesedi bulundu.Cenazesine kızı oğlu ve Darülaceze görevlileri dışında hiç kimse katılmadı.
105/115
Yönetmen Kemal İnci'nin kardeşi olan Bilal İnci, çeşitli işlerde çalıştıktan sonra sinemaya yöneldi
106/115
Bir Türk'e Gönül Verdim, Alageyik, Büyük Yemin, Beyaz Mendil gibi filmlerde oynadı.
107/115
Deli Yürek, Fahri Baba, Berivan, Yusuf, Ayışığı Neredesin, Kayıt Dışı İnci'nin rol aldığı TV dizileri. Bir Türk'e Gönül Verdim adlı filmdeki rolüyle 2. Adana Altın Koza Film Festivali'nde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü kazanan İnci, 2005 yılında Beyoğlu'nda kaldığı otel odasında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti.
108/115
İlkokulu bitirdikten sonra kunduracılık, dökümcülük, kuyumculuk gibi değişik işlerde çalıştı. Sinemaya 1953 yılında Köyün Çocuğu adlı filmle adım atan Hamzaoğlu, ilk başrolünü 1961 yılında oynadı
109/115
1969 Adana Altın Koza Film Festivali, 1970 Antalya Altın Portakal Film Festivali, 1991 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazandı. 1999 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Yaşam Boyu Onur Ödülü'nün sahibi oldu.
110/115
1999'da Marmara Bölgesi'ni yerle bir eden depremde evini kaybetti. 2000 yılındaki ölümünden önce TV ekranlarında göründüğünde eski halinden eser yoktu. Hastalık yüzünden zayıflayıp tanınmaz hale gelmişti. Yeşilçam'da kendisi gibi karakter oyuncusu olan pek çok meslektaşının kaderini paylaşıp yapayalnız ve yardıma muhtaç bir şekilde hayata veda etti.
111/115
Sinemaya 1946 yılında başlayan Kazım Kartal, kamera karşısına en çok 'kötü adam' rolüyle geçen aktörlerden biri. Bine yakın filmde yan rollerde yer alan Kartal, iki tane de senaryo kaleme aldı. 1970'li yıllarda seks filmleri furyasında da kamera karşısına geçen Kartal bunun nedenini de şöyle anlatmıştı: "Parasız kaldığım dönemlerde bakkaldan veresiye alışveriş bile yapamayıp, alay konusu olmak canıma tak demişti, mecburdum".
112/115
ÇASOD üyesi olan sanatçı, 2003 yılında bir dizi filmin çekimi için gittiği Erzurum'da rahatsızlanıp İstanbul'a dönmesinden kısa bir süre sonra kalp krizi neden yaşamını yitirdi.
113/115
Siyah- beyaz Yeşilçam filmlerinde kimi zaman sokaklarda yankesicilik yaptı, kimi zaman Filiz Akın ablasına elinde darbukasıyla eşlik eden bir çingene oldu. Bazen de Ediz Hun'a "size baba diyebilir miyim amca" deyip mavi gözlerinden boncuk gibi yaşlar akıttı.
114/115
Filmlerdeki değişmez rol arkadaşı ve gerçek hayattaki kuzeni Zeynep Değirmencioğlu'nun (Ayşecik) babası senarist Hamdi Değirmencioğlu onu Ses dergisinin çocuk yıldız yarışmasına sokmasaydı belki de hayatı çok farklı bir şekilde ilerleyecekti. Yarışmada birinci değil ikinci oldu ama yine de Yeşilçam kapıları onun için ardına kadar açıldı
115/115
1959 doğumlu Ömercik ya da gerçek adıyla Ömer Dönmez, 4 yaşında kamera karşısına geçti. 60'lı ve 70'li yıllarda 40'a yakın filmde oynadı. Ama pek çok çocuk yıldızın kaderinden farklı olmadı onunki de. Büyüdükçe popülerliğini kaybetti. 17 yaşındayken geçirdiği talihsiz bir kaza nedeniyle de sol gözünü. Kısacası onun için "film bitti". Sonra bir süre büfecilik, taksicilik yaptı. Zeynep Değirmencioğlu'nun emlak ofisinde çalıştı. Şimdi 50'li yaşlarına merdiven dayayan Ömercik, İkinci Bahar dizisinde bir kuruyemişçiyi canlandırdı. Artık, eski parlak günlerinin çok uzağında bir yaşam sürdürüyor.