- 15 Aralık, Dünya Türk Dili Ailesi Günü olarak kutlanmakta ve Türk Dünyası'nın ortak dil ve kültürel mirasına vurgu yapmaktadır.
- Bu gün, Türkçenin zengin geçmişine ve dilin birleştirici rolüne dikkat çekerek, dil bilincini artırma ve kültürel entegrasyonu güçlendirme amacını taşır.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destekleriyle Türk Devletleri, dil birliği ve iş birliği ile stratejik bir güç odağı oluşturmayı hedeflemektedir.
15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü, Türk Dünyası için eşsiz bir anlam taşıyor.
Özbekistan’ın Semerkant şehrinde gerçekleştirilen UNESCO 43. Genel Konferansı'nın 3 Kasım’daki toplantısında, 15 Aralık 'Dünya Türk Dili Ailesi Günü' ilan edildi.
ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan tarafından sunulan ve 26 ülkenin eş sunucu olduğu bu kararla Türk dilinin korunması, gelecek kuşaklara aktarılması ve uluslararası düzeyde görünürlüğünün güçlendirilmesi yönünde önemli bir adım atıldı.
Türk dilinin bilinen en eski ve en köklü mirası olan Orhun Yazıtları'nın sırrının 1893 yılında Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen tarafından çözüldüğü bu tarih, UNESCO kararıyla küresel ölçekte tescillendi; Türkçenin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda tarihin canlı tanığı ve birleştirici gücü olduğu tüm dünyaya duyuruldu.
Sürecin başarıyla sonuçlanmasında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanlarına yaptığı çağrı ve Devlet Başkanları Zirvelerinde atılan adımlar etkili oldu.

KÖKLÜ TARİHİ SİMGELİYOR
Bu özel gün, Türk dilinin geçmişini kutlamak, dil bilincini artırmak ve Türk Devletleri arasındaki kültürel entegrasyonu pekiştirmek için bir dönüm noktası.
Türk dilinin bilinen ilk yazılı kaynakları olan 8. yüzyıldan kalma Orhun Abideleri, Türkçenin zenginliğini ve köklü tarihini simgeliyor.
Bu taşlara kazınmış kadim harfler, sadece Türk milletinin tarihini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bugün geniş bir coğrafyada konuşulan dillerin ortak ana kaynağını da işaret ediyor.
DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK: GASPIRALI'NIN VİZYONU
15 Aralık'ın ruhu, 19. yüzyılın büyük Kırım Tatar aydını İsmail Gaspıralı’nın Türk Dünyası’na miras bıraktığı o meşhur ilkeyle de örtüşüyor:
"Dilde, Fikirde, İşte Birlik."
Gaspıralı, farklı coğrafyalardaki Türk halklarının Rus Çarlığı altında asimilasyona uğradığı bir dönemde, ortak bir kültürel uyanışın ve siyasi bilincin ancak ortak bir yazı dili ile mümkün olabileceğini savunmuştu.
"Tercüman" gazetesini "Dilde Birlik" şiarıyla yayınlaması, bugün Ortak Türk Alfabesi ile atılan adımların fikri temellerini oluşturmuştu. Onun mirası, Türk dillerinin birbirine yakınlaşarak geleceğin güçlü Türk Birliği'ni kuracağına olan inancın en büyük dayanağıydı.

ORTAK TÜRK ALFABESİ
Günümüzde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) çatısı altında en somut kültürel iş birliği adımı olan Ortak Türk Alfabesi çalışmaları, Gaspıralı’nın idealini gerçeğe dönüştürmeyi hedefliyor.
Farklı alfabeler (Kiril, Arap, Latin) kullanan Türk devletleri arasında tek bir standart alfabeye geçiş, sadece harf birliği sağlamakla kalmayacak; aynı zamanda Türk cumhuriyetlerinin akademik, sanatsal ve edebi eserlerinin zahmetsizce paylaşılmasını sağlayarak, ortak bir kültürel zemin oluşturacak.
Türk gençliği farklı Türk lehçelerini daha kolay öğrenmelerine ve ortak kültürel mirasa daha derinlemesine nüfuz etmelerine olanak tanıyacak.
Bu adım, Türk dilini 21. yüzyılın küresel dil sahnesinde daha güçlü bir konuma taşıyacak stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor.

LİDERLERE YENİ ALFABEDEN OLUŞTURULAN KİTAP HEDİYE EDİLDİ
9-11 Eylül 2024 tarihleri arasında Bakü’de gerçekleştirilen Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu’nun üçüncü toplantısında Türk dillerinin kendine özgü dilsel özellikleri ele alınarak kapsayıcılığın önemi vurgulanmış, farklı fonetik özelliklerin tek bir alfabe çerçevesinde temsil edilmesine özen gösterilmiş, anlaşılırlığı en üst düzeye çıkaran ve tüm konuşmacılar için daha kolay öğrenmeyi ve kullanmayı sağlayan 34 harfli Latin temelli Ortak Türk alfabesi üzerinde uzlaşılmıştı.
Böylece Nahçıvan Anlaşması ve Türk Dünyası 2040 Vizyonu’nda belirtilen Türk halkları arasında daha iyi iletişimi kolaylaştırmak için alfabe ve terminolojide birlik sağlamayı amaçlayan hedefler doğrultusunda, Türk Akademisi Kuruluş Anlaşması’nın tüm Türk dilleri için geçerli birleştirici bir alfabe oluşturulmasını öngören 2. maddesini takiben 34 harfli Latin temelli Ortak Türk alfabesi Komisyon üyelerince kabul edilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'nde Türk liderlere ortak alfabe ile basılmış Cengiz Aytmatov ve Oğuzname kitapları hediye etmişti.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN TÜRK BİRLİĞİ ÇAĞRISI
Dünya Türk Dili Ailesi Günü, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası zirvelerde ve konuşmalarında sürekli yinelediği "Türk Birliği" ve dayanışma çağrılarına da güç veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulmasıyla siyasi ve ekonomik entegrasyonun zirveye ulaştığını belirterek, bu birliğin sadece kültürel bir platform değil, bölgesel ve küresel dengeleri etkileyecek stratejik bir güç odağı olduğunun altını çiziyor.

"TEK MİLLET ALTI DEVLET"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı temel noktalar şunlardır:
Türk Devletleri'nin ortak hareket etmesinin, bölgesel barış ve istikrarın teminatı olduğu.
Enerji, ticaret ve ulaşım koridorlarında iş birliğinin derinleştirilerek, Türk Dünyası’nın ekonomik refahının artırılması.
Uluslararası platformlarda adaleti ve hakkaniyeti savunan, güçlü ve birleşik bir Türk Teşkilatı'nın inşa edilmesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek millet, altı devlet" ruhunun somut politikalara dönüştürülmesini ve Türk devletlerinin her alanda birbirine destek olmasını isteyerek, dayanışmanın ve birliğin vazgeçilmez temeli olarak işaret ediyor.

GÜÇLÜ TÜRK AİLESİ: GEÇMİŞTEN GELECEĞE
TRT Haber'in paylaştığı bilgilerde, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü, Orhun Abideleri'nin kadim Türkçesinden Gaspıralı’nın ilkesine ve Ortak Türk Alfabesi’ne uzanan, binlerce yıllık bir bilinci simgeliyor.
Türk dilleri ailesi, 200 milyondan fazla konuşanıyla, dünyadaki en geniş ve en dinamik dil gruplarından biri.
Türkçenin bu zenginliği ve birleştirici rolü, gelecekte daha güçlü, daha entegre ve küresel meselelerde daha etkili bir Türk Birliği'nin kurulmasının anahtarıdır.