
"KÜRT KARDEŞLERİMİZLE ALAKASI YOK"
AK Parti İstanbul il teşkilatının düzenlediği iftara katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütünün Kürt kardeşlerimizle bir alakası yoktur" diye konuştu.
"GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ"
Başbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ramazan ayında bu işi yapanların neden yaptığını iyi biliyoruz. Arkasında kimlerin olduğunu, kimlerin taşeronluk yaptığını da biliyoruz. Bu saldırılara karşı geri adım atmayacağız. Ülkemizin bir karış toprağını bölücü terör örgütüne bırakmayız. Benim bu ifademi milliyetçi bir ağız olarak niteleyen basından kişiler çıkabilir, eğer öyleyse evet ben milliyetçiyim. Biz bu topraklar üzerinde beraber yaşayacağız"
ERDOĞAN AK PARTİ İFTARINDA KONUŞTU
"NİSAN'DA IMF BORCU SIFIRLANIYOR"
IMF ile ilgili bir de müjde veren Başbakan Erdoğan, "Borcumuz 23.5 milyar dolardan 1.7 milyar dolara indi. Hedefimiz bu borcu 1.3 milyar dolara indirmek, Nisan ayında da borcu sıfırlamak" dedi.
4. VİDEO İÇİN TIKLAYIN
"MEDYA PATRONLARINA ŞAŞIRIYORUM"
"Myanmar'da bizim ne işimiz" var diyen bazı medya mensupları olduğunu hatırlatan Başbakan, "Ben medya patronlarına şaşırıyorum, nasıl bu adamlara köşe vermişler?" diye sordu.
"MYANMAR'DA ŞEHİTLERİMİZ VAR"
"Myanmar önemli bir yer, şehitlerimiz yattığı bir yer. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra oraya esir olarak götürülen şehitlerimiz var. TİKA aracılığıyla oraya şehitlik yapacağız. Bazı köşe yazarları, 'Dışişleri Bakanı'nın ne işi var?' diyor. Ben medya patronlarına şaşırıyorum, nasıl bu adamlara köşe vermişler. Biz şehitlerimizin olduğu ihtiyaç sahiplerinin olduğu her yere gideriz."
Makedonya Cumhurbaşkanın da katıldığı iftar yemeğinde Erdoğan, olimpiyat oyunlarında madalya kazanan sporcuları da tebrik etti.
CÜNEYT ÖZDEMİR'DEN SERT ELEŞTİRİ
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Myanmar ziyaretini eleştiren ve Başbakan'ın eleştirdiği yazarlardan biri de Radikal gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir'di. Özdemir, Davutoğlu'nu köşesinde sert sözlerle eleştirmişti.
İşte Özdemir'in o yazısı
Arakan'a giden uçağın içinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun her zamanki derinlikli stratejisine ait sözcükler gevelediğini görünce insan kendini gülmekten alamıyor. Dışişleri Bakanı'nın öylesine derinlikli bir stratejisi var ki neye dokunsa ortalık toz duman oluyor. Biliyorsunuz bu derinlikli strateji geçen günlerde Irak ziyaretinde gizlice Kerkük'ü ziyaret etmişti. Irak hükümeti öylesine sert ve net bir tepki gösterdi ki Dışişleri Bakanı Irak'ta tutuklanmaktan son anda kurtuldu. Hariciye, olayı sert bir notayla atlattı. Bu derinlikli stratejinin geçen yıllarda İran'ın nükleer programı ile ilgili çuvallamasının üzerinden ne kadar geçti bilmiyorum ama Dışişleri Bakanı Arakan yolundayken İran, Türkiye vatandaşlarına vize uygulamaya yeniden başladığını duyurdu.
Davutoğlu Dışişleri Bakanı olmadan önce dost diyebileceğimiz bir İsrail devleti vardı hatırlar mısınız? Al derinlik ver strateji derken artık düşmandan beteriz. Tabii bir de Arap dünyasına açılım olarak sunulan Suriye meselesi var ki daha dün komşu kapımızdaki büyük başarı olarak sunulan Halep'te bugün katliam yaşanıyor.
ŞİMDİ BU BEYHUDE GEZİYE GÜLMEKTEN BAŞKA NE YAPABİLİRİZ
Ve sanki bütün bunlar olmamış gibi, sanki bunların hiçbiri derinlikli stratejinin birer ürünü değilmiş gibi Dışişleri Bakanı Davutoğlu kalkmış Arakan'daki Müslümanlara yardım etmeye gidiyor. Yıllardır çözülemeyen dünyanın belki de en karışık
etnik ve din savaşını yerinde çözüp gelecekmiş gibi bir hava! Şimdi Dışişleri Bakanı'nın ortalık yangın yeriyken katıldığı bu beyhude geziye gülmekten başka ne yapabiliriz. Aslında bırakın gülmeyi bu derinlikli strateji dönüşte
Myanmar'a savaş ilan etmezse ona bile sevineceğim. Yine de tek tesellimiz var: En azından Dışişleri Bakanı ortalıkta gözükmediği için yeni bir komşumuzla daha sorun yaşamayacağız. Gerçi sorun olmayan kaldı mı onu da bilmiyorum!
EMİNE ERDOĞAN'IN ARAKAN'A GİDİŞİ
Dışişleri Bakanı'nın Arakan'a resmi olarak gitmesi ne kadar yanlışsa Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan'ın Arakan'a gayri resmi ziyareti o kadar doğru. Başbakan Erdoğan'ın ailesinin dünyanın her yerindeki Müslümanlara olan ilgisi malumumuz. Nitekim Davos'taki 'One minute' çıkışı biraz da Emine Erdoğan'ın Gazze'de yaşanan zulmü neredeyse bir aile meselesi kadar hissederek samimi ve içten yaşamasının ürünüydü. Somali'ye yapılan yardımların büyüklüğü de
kuşkusuz Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan'ın çabalarıyla oluştu diyebiliriz. Sonuçta bu sivil çabalar Türkiye'yi küçültmedi, sadece büyüttü.
Başbakan'ın eşi bu tür gayri resmi girişimlerinde hem Türkiye'nin adını duyuruyor hem de Türkiye'yi temsil ediyordu. Emine Erdoğan kızıyla beraber dünya meselelerini yakından takip ediyor ve samimi duyarlılığını hiçbir devlet başkanının eşinde görülmediği şekilde dile getiriyordu. İlişkiler bu düzeyde olunca hiçbir devlet de kalkıp "Türkiye'nin ne işi var o kamplarda" diye sormuyor, soramıyordu. Keşke Arakan ziyareti de bu kapsam içinde kalsaydı.
DAVUTOĞLU'NUN HEYETE KATILMASI GÖRÜNTÜYÜ BOZDU
Bugün Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı'nın büyük bir işgüzarlıkla eşlik ettiği bir başbakan eşindense kızı ile Arakan'a giden gerçek bir sivil toplum gönüllüsü portresi uluslararası düzeyde çok daha güçlü kalacaktı. Davutoğlu'nun heyete katılması bu görüntüyü bozdu. Türkiye'yi gereksiz yere karmaşık bir din savaşında taraflardan birinin 'resmi' olarak hamisi pozisyonuna soktu. Emine Erdoğan'ın sivilliğini de tehlikeye attı. Ne derinlikmiş, ne stratejiymiş be kardeşim!
"BAŞBAKAN ELEŞTİRİYE HİÇ GELEMİYOR"
Radikal yazarı Cüneyt Özdemir bugünkü köşe yazısının bir bölümünde de Başbakan Erdoğan'ın sert açıklamalarına yanıt verdi. Özdemir, Başbakan'ın eleştiriye hiç tahammülü olmadığını belirtti.
İşte Özdemir'in yazısının o kısmı:
Artık biliyorsunuz 'Bizim oranın âdetleri meşhurdur Başbakan'ın geceyarısı telefon etmeleri.' Bundan yıllar önce bir gece telefonum acı acı çalmış ve Sayın Başbakan Erdoğan'ın sesi ile karşılaşıp şaşırmıştım. Başbakan ile yazdığım bir yazı üzerine yaptığımız konuşmadan pr malzemesi olarak anlaşılır endişesi ile kimselere bahsetmeye utanmıştım. Sonuçta telefonun ucundaki ses bir başbakan da olsa özel bir konuşma yapılabilmeli diye düşünmüştüm.
Anladım ki memlekette benden başka kimsede bu tür endişeler yok!
Başbakan Erdoğan'ın kötü bir huyu var. Eleştirilmeye hiç gelemiyor. Mesela köşenizde Başbakan Erdoğan'ın hoşuna giden bir şey yazarsanız muhabbetle bir gece yarısı sizi arayıp içten konuşmaktan çekinmiyor, ancak hoşuna gitmeyen bir eleştiri okuyunca hemen 'birtakım medya'ya transfer oluyorsunuz.
Bakınız: En son Dışişleri Bakanı'nın Myanmar seferini eleştiren köşe yazarınız!
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış