- Kırıkkale'de yağışların azalması ve artan sıcaklıklar, kuraklığı derinleştirerek yer altı ve yer üstü su kaynaklarını olumsuz etkiliyor.
- Dinek Dağı eteklerindeki gölette su seviyesi ciddi şekilde düşerken, bu durum tarımsal üretim ve içme suyu temininde sorunlara yol açıyor.
- Prof. Dr. Osman Yıldız, kuraklığı farklı şiddetlerde kategorize ettiklerini belirtti ve aşırı su tüketiminin su seviyelerini daha da azalttığını vurguladı.
Kırıkkale’de artan sıcaklıklar, kuraklığın etkisini her geçen yıl daha da derinleştiriyor. Yer altı sularının çekilmesi, kentte hem tarımsal üretimi hem de içme suyu kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Balışeyh ilçesindeki 1744 rakımlı Dinek Dağı eteklerinde bulunan gölette su seviyesinin ciddi oranda düştüğü görüldü.
KURAKLIK KATEGORİLERE AYRILIYOR
Kırıkkale Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Osman Yıldız, kuraklıkla ilgili yaptığı çalışmalarda 2007, 2013 ve 2017 yıllarının en düşük yağışın kaydedildiği dönemler olduğunu, 2014 yılının ise en sıcak yıl olarak kayıtlara geçtiğini belirtti. Yıldız, kuraklığı "çok şiddetli", "şiddetli" ve "az şiddetli" olmak üzere kategorilere ayırdıklarını söyledi.

YER ALTI SULARINDA CİDDİ SORUNLAR
Prof. Dr. Yıldız, yer üstü ve yer altı su kaynaklarının önemine dikkat çekerek, "Yer üstü kaynaklarımız nehirler, göller ve barajlar. Ancak özellikle İç Anadolu, Ege ve Marmara’nın bazı bölgelerinde yer altı sularında ciddi problemler yaşanıyor. Tarım ve sanayinin artan su ihtiyacı, bilinçsiz kullanım yer altı sularını ciddi şekilde düşürdü" dedi.

TARIMSAL ÜRETİM DE ETKİLENİYOR
Balışeyh ilçesi Beyobası köyünden çiftçi Kemal Avanoğlu, kuraklığın tarımsal üretime etkilerini anlattı:
Kurak gittiği için mahsuller zor çıkıyor, çimlenme olmuyor ve ürün kaybı yaşanıyor. Dağlardaki derelerden su gelmiyor, kışın kar yağmadığı için yer altı su kaynakları beslenemedi ve kurumaya başladı. Tarımsal sulama ve şebeke sularında ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

UZMANLARDAN UYARI
Prof. Dr. Yıldız, yağışlardaki azalma ve sıcaklık artışının yalnızca meteorolojik bir sorun olmadığını, bunun tarımsal ve hidrolojik kuraklığa yol açtığını ve hidrolojik yapılarda çeşitli olumsuzluklara neden olduğunu vurguladı. Çalışmaların, hem tarım hem de su kaynakları üzerindeki etkilerin alansal bazda incelendiğini belirtti.



