Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı
Özel Haber

Elçin Poyrazlar polisye kitaplarına bir yenisini daha ekledi. Kara Muska, Gazetcinin Ölümü ve Mantolu Kadın kitaplarından sonra şimdi de Ecel Çiçekleri ile karşımızda.

Poyrazlar; 3 Şubat 1975 Bursa doğumlu. ODTÜ’de işletme okuduktan sonra Belçika'da, Katholieke Universiteit Leuven'de önce Avrupa Birliği, ardından uluslararası ilişkiler üzerine yüksek lisans yaptı. Brüksel Hür Üniversitesi'nde (ULB) ekonomi-politika doktorasını yaparken gazeteciliğe başladı.

Cumhuriyet, Dünya, Virgül, TimeOut, Huffington Post, Vocativ, BBC gibi yerli ve yabancı medya kuruluşları için çalıştı. Bu süreçte İstanbul, Washington, Brüksel ve Londra’da yaşadı. İlk polisiye romanı Gazetecinin Ölümü 2014, Kara Muska 2016, Mantolu Kadın Kasım 2018’de yayınlandı.

TEMPOSU DÜŞMEYEN POLİSİYE

Elçin Poyrazlar'ın yazdığı her kitabı bir solukta okuyan birisi olarak sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Ecel Çiçekleri tek kelimeyle nefis bir kitap. Nitekim temposu kitabın sonuna kadar bile düşmüyor ve elinizden bırakamayacaksınız.

Benim elimden düşmediği gibi...

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

Kitabı satın almak için tıklayın:

BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ

Geçtiğimiz haftalarda kitap raflarını süsleyen Ecel Çiçekleri, kitapseverler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Kısa sürede çok satan listesinde yer alan roman, keyifli ve heyecan dolu bir okuma serüveni sunuyor.

Suç, ve cinayet sarmalında ilerleyen romanda adaleti arama peşinde olan iki gizemli kadın kim? Kendi adaletlerini tesis etmeye çalışan kadınları buna iten sebepler nelerdir?

Her saysafı merak uyandıran, bir sonraki sayfaya geçmek için sabırsızlıkla bekleyeceksiniz. Sözü daha fazla uzatmadan Elçin Poyrazlar'ın sorularımıza verdiği cevaplarla sizi baş başa bırakıyorum.

Gazetecinin Ölümü, Kara Muska, Mantolu Kadın romanlarından sonra Ecel Çiçekleri ile okuyucularınıza tekrar merhaba diyorsunuz. Ecel Çiçekleri nasıl ortaya çıktı?

Ecel Çiçekleri bundan iki yıl önce bir intikam romanı yazma fikriyle ortaya çıktı. Eğer iki kadın kendilerine yapılan haksızlıkların intikamını alacak olsa nasıl bir kurgu yapı oluşturabilirim diye düşündüm. Ben güncelin polisiyesini yazıyorum ve uzun süredir vicdanımızı yaralayan kadın cinayetleri meselesini de bu kurguya dayandırmaya karar verdim. Bu kitap cezasızlık, adalet, intikam meselelerine gerçekler üstünden dokunan bir roman.

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

İki kadın koca bir şehirde adaleti tesis etmeye çalışıyorlar. Cinayete cinayetle karşılık vermek bir adalet arama metodu olabilir mi? Ya da bir mecburiyet mi?

Öncelikle bu bir kurgu. Elbette cinayete cinayetle karşılık vermek de yeni bir suçun türemesi demek. Ancak gerçeklere baktığımızda ciddi bir adalet sorunu olduğunu görüyoruz. Örneğin sürekli şiddete uğrayan bir kadın kendini savunma kaygısıyla kocasını öldürdüğünde en ağır cezayı alıyor. Öte yandan karısını öldüren bir erkek ise tahrik edildiğini savunup, ’iyi hal indirimi’ alabiliyor ve 3 yıl sonra hapisten çıkabiliyor. Bu eşitsizlik toplumda adalete olan güven konusunda muazzam bir boşluk doğuruyor. Benim korkum bu ortamın bazı kişileri kendi adaletlerini aramaya itmesi.

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

Yazar Elçin Poyrazlar

Kitabınızda kadın cinayetlerini, kadına yapılan haksızlıkları, baskıyı, şiddeti eleştirel bir dille anlatıyorsunuz. Kendinizi feminist olarak görüyor musunuz?

Ben toplumsal cinsiyet eşitliğini savunuyorum. Bir cinsiyetin diğerinden daha az haklara sahip olması, eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımda engellerle karşılaşması, ev, okul ve iş hayatında ayrımcılığa uğraması, aşağılanması, şiddete maruz kalması, öldürülmesi ve nefret nesnesi haline dönüşmesini kabul etmiyorum. Buna karşı gelinmesi için de çaba harcanması taraftarıyım. Bu anlamda evet, ben bir feministim.

Kitabınızda öldürülen kadınların hikayelerini örnek vermişsiniz. Kadın cinayetlerinin temelinde ne var sizce?

Kadın cinayetlerinin en temel sorunu erkeğin kadın üzerinden kurduğu iktidar meselesi. Erkeklerin yasama, yürütme, yargıda ve ekonomide kendi alanlarını koruduğu, kadınların talep ve haklarına kulak tıkanan bir sistem var ülkede. Ve kadınların nasıl olması ve ne yapması gerektiğini dikte eden bir erkek yapı var. O yapı bugün kadın-erkek eşitliğini reddediyor. O ret devam ettikçe kadın cinayetleri devam edecek.

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

Edebiyatımızda bu tür toplumsal konulara yeterince yer verilmediğine katılıyor musunuz?

Psikolojik, cinsel ya da fiziksel her türlü şiddet edebiyatın konusudur. Her yazar bugünü yazmak istemeyebilir. Tamamen yazarın tercihi. Ben gazeteci olmanın getirdiği bazı refleksleri romanlarımda kullanmaktan hoşlanıyorum. Güncel oldukça acı verici ve acil geliyor bana. Ve bugün yaşananların kurguda da yer bulmasını, yok edilen tüm kadınların metinlerde yaşamasını istiyorum.

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

Kitap okuyuculara nasıl bir karşılık buldu?Anlatmak istediğinizi tam olarak aktardığınızı düşünüyor musunuz?

Ecel Çiçekleri’ne şimdiye kadar okurlar ve eleştirmenler çok olumlu yaklaştı. Neredeyse her gün özel mesajlar alıyorum; "Ne kadar güçlü bir roman, geceleri rüyama girdi, 2 günde bitirdim, polisiye sevmem ama sayenizde artık okuyacağım" diyen bir sürü okur bana güç veriyor. Sadece kadınlar değil erkek okurlar da mevcut durumdan ötürü vicdanlarının yaralandığından söz ediyorlar.

Gazete yazılarınızda ve sosyal medya hesaplarınızda da bu tür konuları işliyorsunuz. Okurlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

İnsanar çoğunlukla bu durumdan fazlasıyla rahatsız. Her yazımdan sonra destek mesajları alıyorum. Cezasızlık kültürü hepimizi derinden sarsıyor. Her ülkede kadınlara karşı ayrımcılık ve şiddet var. Ancak bu suça ciddi, büyük cezalar da var. Caydırıcılığın yasalarla sağlanmadığı bir ülkede kadın kıyımını önlemek imkansız.

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

Ecel Çiçekleri'nin temposu oldukça yüksek ve kitapseverleri oldukça heyecanlandırdı. Polisiye edebiyat Türkiye'de ne konumda?

Polisiye edebiyat bence geleceğin edebiyatı. Polisiye öğelerden yararlanan, okurda merak uyandıran, öyküsüyle sarsan ve düşündüren her metin kendine iyi bir yer buluyor. Türkiye’de ise bu tür giderek yükseliyor. Çok iyi polisiyeler çıkacağından eminim.

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

Türkiye'de polisiye edebiyatta kadın yazar olarak önde geliyorsunuz. Bunu daha önce yazdığınız kitaplarda da gösterdiniz. Başarınızı öne çıkartan etkenler nelerdir?

Teşekkür ederim. Yazarlık benim için gerçek bir tutku. Gazetecilik, yazarlık ve anneliği aynı anda yapmaya çalışmak kolay değil. Zaten kadınların mekan ve zaman anlamında yazmaya alan açması da hiçbir zaman kolay olmadı. Ama bir şeyi inatla, başkaları ne der diye düşünmeden, sevdiğiniz için yaptığınızda, okurlar bunu satırlarınızda hissediyor sanırım. Yazarlığın en güzel yanı da bu; okurlarla buluşabilmek.

Sevdiğiniz ve ilham aldığınız yazarlar kimlerdir (polisiyede, suç edebiyatında)

Patricia Highsmith, George Simenon, Gillian Flynn, Agatha Christie, Robert Harris, Celil Oker, Ahmet Ümit.

Elçin Hanım kitabı yazarken özellikle cinayetleri anlatırken kadın kimliğiniz mi daha öndeydi yoksa yazar kimliğiniz mi?

Ben ikisini birbirinden pek ayırmıyorum. Bazı yazarların buna karşı çıktığını biliyorum. Ama ben kadınım ve kadın gibi yazıyorum. Kadınları, onların hayatlarını, ikilemlerini, ruhlarını, suçlarını ve olmak istedikleri şeyleri yazmaktan hoşlanıyorum.

Yazar Elçin Poyrazlar, yeni kitabı Ecel Çiçeklerini anlattı

Bazı bölümlerde duygusal davrandığınızı düşünüyor musunuz?

Her roman biraz kafa biraz da yürekten oluşur. Duygusal yaklaşım eğer melodrama dönüşmüyorsa zenginlik getirir. Bazı yerlerde duygusallık görüyorsanız eğer, o  kadın cinayetlerine duyduğum öfkenin sonucudur.

Neden polisiye peki?

Polisiye çocukluk hastalığım. Ritmini, matematiğini, olay örgüsünü, kurgusunu, gizem unsurlarını çok sevdiğimden. En iyi edebi şaheserlerin polisiye olduğunu düşünüyorum ben. Hamlet, Suç ve Ceza, Gülün Adı sadece bir kaç örnek…

Son olarak birbirlerini çok seven, birlikte adalet peşinde koşan Burcu ve Ebru kimdir? Gerçek hayatta böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Ebru ve Burcu iki kız çocuğu. Ebru ve Burcu tacize, tecavüze, şiddete maruz kalan tüm kadınların vücut bulmuş hali. Ebru ve Burcu erkeklere başkaldıran ve bundan korkmayan iki yoldaş. Gerçek hayatta milyonlarca Ebru ve Burcu var. Ve çoğu bu iki hayali karakterden çok daha şefkatli.

Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı Elçin Hanım?

Söyleşi için çok teşekkür ederim. Gerçek vahşetlerin kurguyu geçmediği, adil bir hayat diliyorum.

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com