Şebnem Schaeffer ile olaylı ayrılığının ardından kendini unutturan Şenol İpek ekranlara döndü. İpek, geçmişe sünger çekmek istediğini söylüyor: Ben iyi bir adamım. Kötü hatırlanmak beni üzer. Çok hızlı yaşamışım, kendime o-ha diyorum!
Yaşadığı olaylarla, söylediği sözlerle bir dönem adından en çok bahsettiren isimlerinden olan Şenol İpek, TRT'nin 'Hanımeli Sokağı' adlı dizisiyle ekranlara geri döndü. Röportaj öncesi kendisiyle ilgili araştırma yaparken hep aynı konularla gündeme geldiğini, sürekli bir polemik yaşadığını gördüğümüz İpek, kendisinin de bu durumdan muzdarip olduğunu söyledi.
Bu kadar zamandır nerelerdeydiniz? 2006'da askere gittim. 15 ay askerlik yaptım. Askerden geldikten sonra İzmir'e ailemin yanına gittim. Orada mobilya işi yapmaya çalıştım ama pek başarılı olamadım. Sonuçta 15 senedir bu mesleğin içindeyim. Kolay olmadı başka işlerle meşgul olmak. Sonra en iyi iş, bildiğimiz iştir. diyerek sektöre geri döndüm.
Özlemiş misiniz? Özlemişim tabii. Dönüşüme çok sevinenler, arayıp tebrik edenler oldu. İyi ki böyle bir karar almışım. Belki de ticaret tutsaydı devam edecek, dönmeyecektim. Şu an çok mutluyum. 35 yaşındayım, yolu yarıladım ve hayatımın en olgun dönemini yaşıyorum..
'Hanımeli Sokağı' dizisine başladınız. Bu süreç nasıl gelişti? Dizinin yapımcısı Sefa Tiryaki, benim çok yakın dostum. Teklif geldi, kabul ettim. Çok iyi oyuncular var projede. Sermiyan Midyat'ın oynadığı Yusuf karakteri, işlemediği bir cinayet yüzünden 17 sene cezaevinde yatıyor. Cezaevinde Şafak Sezer'in canlandırdığı Ramazan ve benim canlandırdığım Samatyalı Ahmet ile yakın arkadaş oluyorlar. Kader birliğimiz cezaevinden çıktıktan sonra da devam ediyor. Ahmet, şerefli namuslu bir karakter...
Rolünüze nasıl hazırlandınız? Cezaevinde yatmış abilerimizle, o atmosferi bilen kişilerle oturduk konuştuk. Oradaki insanın ruh halini, hareketlerini, mimiklerini, duruşlarını inceledik. Oyuncu koçu olarak da Turgay Tanülkü'yle birkaç aylık bir çalışmamız oldu.
BİRBİRİMİZE "HADİ LAN" DİYORUZ
Ahmet karakteri size yakın mı? Aslında karakteri biraz yadırgadım. Benim yumuşak, sempatik, komik bir yapım vardır ama Samatyalı Ahmet gerek bakışları gerek tavırlarıyla çok sert. Öyle olmak zorunda. Hayatımda ilk defa bu rol için bıyık bıraktım. Daha önce oynadığım bütün dizilerde evin eli yüzü düzgün çocuğuydum. Bu diziyle ilk defa böyle bir sert karakteri oynuyorum. Rol keserken falan bazı şeyler komik oluyor, "Hadi lan" diyoruz sonra... (Gülüyor) Önemli olan, seyirciyi inandırabilmek.
Sizinle ilgili araştırma yaparken hep malum konularla karşılaşıyoruz. Siz de rahatsızlık duyuyor musunuz bu konudan? Maalesef. Ben de bu konuda çok muzdaribim. 2003 yılında benim bir haberimin ana haber bülteninde 17 dakika döndüğünü bilirim. Bu, olacak iş değil! Magazin çok güçlü olduğu için internette de hep aynı haberler çıkıyor. Bunun çok zararını gördüm.
Ne anlamda zararını gördünüz? Türkiye garip bir ülke. Camiye gidersin, "Dine döndü tövbe etti" derler. Bara gidersin, "Alkole başladı" derler. Lanet edip hiçbir yere gitmezsin, "Bu adam kayıp, nerede bu?" derler. Ortası yok. Bunun ızdırabını çok yaşadım. Manevi olarak beni çok yıprattı. Olgunluk dönemimi yaşıyorum dedim ya artık bu tarz haberlerle değil, işimle gündeme geleceğim. O dönemde buna engel olamadık, toyduk, cahildik. Her söylenene cevap verme güdüsü vardı. Lafın nereye gideceğini bilmeden ağzımızdan çıkıyordu. İnsanları kırdık mı, kırmadık mı bilmiyorum. Umarım kırmamışımdır. Ama maalesef o dönem çok yanlış anlaşıldım.
Yanlış anlaşılmaktan kastınız nedir? Yapmadığım şeyleri yapmışım gibi, söylemediğim şeyleri söylemişim gibi anlatıldı. Bunların ızdırabını çok çektim. Dışarıdan gözüktüğü gibi her gece gezen, içki içen, çapkın adamlardan değilim. 2006'da 'Şenol namaza başladı' diye bir haber çıktı, çok güldüm. Ben namaza ilkokulda başlamış bir adamım, zaten giderim. Küçükken imam olmak isterdim mesela. Bunu benim yakın çevrem çok iyi bilir. Ama o dönem bunun yazılması çok komikti. Benim manevi değerlerim var ve bunu kimseye göstermek zorunda değilim. Ben bunu korumaya çalıştım. Aslında şimdi bakıyorum da, tam zamanında askere gitmişim. Dinlendim, sağlıklı düşünme fırsatı buldum. Magazinden kopmak iyi geldi.
YAPMAMAM GEREKEN ŞEYLER YAPTIM
Yaşanılanlardan pişmanlık duyuyor musunuz? Hayatımda hiçbir şeyden pişmanlık duymadım. Ama yapmamam gereken şeyler yaptım, söylememem gereken şeyleri söyledim. Bir söyledim bin oldu, sonra da çığ gibi büyüdü. İnsanları kırıp üzdüysem, ki istemeden kırmış üzmüş olabilirim, en çok ondan pişmanlık duyarım.
Şebnem Schaeffer ile yaşadıklarınız, mahkemeye de taşındı... O olayın içinde magazine cazip gelen cümleler vardı. Biseksüel, bakire gibi... İlk defa bu tarz şeyler söylendiği için çok dikkat çekti. Önüne geçemedik sonra. Davalarla, mahkemelerle uğraştık. Şebnem'in annesinin sevişme görüntülerimizi kameraya çektiği gibi bir durum çıktı ortaya. Hiç öyle bir şey söylememiştim halbuki. Hangi adam öyle bir şey söyler! Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Bu tür şeyler söylemediğime dair mahkeme kararı da var. Ama hakikaten o olay beni mahvetti. Benimle ilgili internette araştırma yapan kişi böyle saçma sapan cümleler görüyor. Bunlar beni gerçekten rahatsız ediyor. Konuştukça, batıyor duruma geldim.
Bütün bu yaşanılanların reklam için yapıldığını iddia edenler de oldu... Şöyle söyleyeyim, o dönem hakikaten bana dünya kadar iş teklifi geldi. Hiçbirini kabul etmedim. Bir açılışa katılmam için o dönemin parası 10 bin dolar teklif edildi, gitmedim. Ağzımdan her çıkanın manşet olduğu acayip bir dönemdi. Ben reklam peşinde koşsaydım, bu durumdan yararlanır, paraya çevirirdim. Ev, araba alırdım. Ama ben onun peşinde koşmadım. O haberlerin bana dönüşü hep zarar oldu.
Popüler dönemlerinizi özlüyor musunuz? O Şenol İpek yok artık. Yaşandı ve bitti.
Yaşadıklarınızdan neler çıkardınız? Bu camiada ilişki yürütemediğimi anladım. Türkiye'deki magazin sektörünün gücü bu ama artık olgunlaştım ve özel hayatımla değil, işimle gündeme geleceğim. Çünkü ben bu işten ekmek yiyorum. Bunun layığı neyse, o şekilde yaşayacağım. Bazen yukarının değerini bilmek için dibe vurmak gerekiyor. Dibe vurmak kötü bir şey değil. Ben de maddi manevi dibe vurdum. Ama dibe vurduktan sonra yukarıya daha sağlam çıkarsınız. Ben şimdi o evredeyim. İkinci bir Şenol İpek devri geliyor. Tertemiz, yeni bir sayfa açtım hayatımda.
O dönem söylemek isteyip de söyleyemediğiniz bir şey var mı? Ben iyi bir adamım. Kötü biri olarak hatırlanmak beni çok üzer. Yanlış anlaşıldığım için çok üzgünüm sadece. Çok hızlı yaşamışım. Yapmadığım şey kaldı mı diye dönüp bakıyorum, "O-ha!" diyorum. Şimdi mütevazı, olgun ve seviyeli bir hayat sürme zamanı.