
Dünkü yazısında Neşet Yağtu'yu eleştiren Fatih Altaylı, o yazıdan sonra Yağtu'nun kendisini aradığını söyledi ve o konuşmaları bugünkü köşesine taşıdı. "En sıkıldığım telefon konuşmalarından biri oldu" diyen Altaylı, ayrılmayı beceremeyen anne babaları eleştirdi.
İşte Fatih Altaylı'nın o yazısı:
ÇOCUKLARINIZI ÜZMEK İÇİN Mİ DÜNYAYA GETİRİYORSUNUZ
Dün Ahu Yağtu'nun babasının sözlerini ve tavrını eleştirince Neşet Yağtu aradı. Uzun uzun konuştu. Dinledim. Anlattığı aslında çok bildik, çok tanıdık, binlercesi yaşanmış bir aile hikâyesi. Neşet Yağtu şöyle girdi söze: "35 yıldır benim kızım bir kez bile yalan söylemedi. En zor anda bile gerçeği yüzümüze söyledi. Ama bu kez kızımı tanıyamıyorum."
KIZINI TERK EDEN BABA OLARAK GÖRÜNMEK İSTEMİYOR
Neşet Yağtu'nun üzüntüsü, "kızını terk eden baba" olarak görülmesineydi. Bütün hikâyeyi anlattı. Tabii kendi açısından.
"Ahu doğduğunda annesi Ahu'ya bakmakta zorlandı. Daha doğrusu bakamadı. İkimiz de çalışıyorduk. Paramız kısıtlıydı. Bunun üzerine annemden yardım istedik ve annemin yanına taşındık. Oldukça sosyal bir kadın olan annem, sosyal hayattan elini eteğini çekti ve Ahu'ya bakmaya başladı. Fakat zamanla annem ile Ahu'nun annesi olan eski eşim arasında sorunlar çıktı. Bunun üzerine annem üst katındaki daireyi bize verdi. Oraya taşındık. Ancak Ahu'nun annesi bunu da istemedi. 'Ben o kadınla aynı havayı solumak istemiyorum' dedi. Ancak memurduk ve hemen yeni bir eve çıkacak paramız yoktu. Biraz sabretmesini rica ettim. Ama o etmedi. Bir gün eve geldi, eşyalarını aldı, Ahu'yu da aldı ve ayrı bir eve taşındı. Kış günüydü. Ben de o gece onların evine gittim ve Ahu üşümesin diye sobayı kurdum ve yaktım. Çünkü becerememişti. Bunu bile çok gördü. Bana 'Sen ne yüzsüz adamsın buraya geldin' dedi. Ben de 'Sana gelmedim. Kızım üşümesin diye yardıma geldim' dedim ve gittim. Bir süre sonra çalıştığım TÜPRAŞ'ta lojman hakkı kazandım. Ahu her hafta sonu bana geldi. Bugünkü arkadaşlarının çoğu TÜPRAŞ lojmanlarında tanıştığı kişilerdir. Anlattıklarımın şahidi o lojmanlarda oturan insanlardır. Bu arada annesi, Ahu'nun babaannesiyle görüşmesini yasakladı. Bunu bile sineye çektim. Yeter ki kızımı göreyim diye. Bu arada ben de yeniden evlendim. Ahu her hafta sonunu bizde geçirdiği için eşim, Ahu'nun annesini arayıp 'Her hafta sonu bizde kalıyor, biz hafta sonları bir şey yapamıyoruz. Bir hafta hafta sonu, bir hafta hafta içi gelsin Ahu' demiş. Bunun üzerine tartışmışlar. İlişki kesildi. Ahu'yu bize yollamamaya başladı. Bu sırada anlatmak istemediğim bazı olaylar yüzünden ben Ahu'nun velayetini almak istedim. Yasal olarak buna hakkım doğmuştu. Ama bir kızın annesinden uzak kalmasının yaratacağı travmaya neden olmamak için davadan vazgeçtim.
AHU'NUN İLK KOCASIYLA ÇOK SAMİMİYDİK
Ardından Ahu'nun annesi, çocuğu da alarak İstanbul'a taşındı ve izlerini kaybettim. Daha sonra Ahu'nun Gaye Sökmen Ajans'ta çalıştığını duydum. Aradım, Ahu'nun benimle görüşmek istemediğini söylediler. Vazgeçmedim, bir şekilde Ahu'ya ulaştım. Yeniden baba-kız olduk. Sık sık İzmir'e gelip bende kaldı. Bu arada Ahu ilk evliliğini yaptı. İlk kocasıyla çok samimiydik, hâlâ görüşüyoruz. Yeniden evlendi, şimdiki eşiyle de bana gelir, yemeğe gideriz. Ahu ile son yıllarda sorunsuz bir baba-kız ilişkimiz vardı. Ama ne olduysa düğünden sonra oldu. Ama bilini ki ben Ahu'yu asla terk etmedim."
KIZINIZI NİYE LOĞUSA YATAĞINDA ÜZDÜNÜZ
Bu uzun anlatımdan sonra sordum, "Peki Neşet Bey, kızınızı çok seviyorsunuz. Babalar kızlarına tapar biliyorum. Peki bu kadar sevdiğiniz kızınızı, loğusa yatağında niye üzdünüz? Bağrınıza taş bassaydınız da konuşmasaydınız olmaz mıydı?" dedim.
"Peki benim torunumu görme, bilme hakkım yok mu? En azından bir telefon açamaz mıydı, Cem arayıp 'Bir oğlumuz oldu. Sağlıklı' diyemez miydi? Ben de 'Allah analı babalı büyütsün' der kapatırdım."
NEŞET BEY'E HAK VERMİYORUM
En sıkıldığım telefon konuşmalarından biri oldu. Adam gibi ayrılamayan ve ayrıldıktan sonra insan gibi davranamayan ana babaların yüzünden çocukların çektiği sıkıntıya bakın. Biz bu çocukları "sevmek ve korumak" için mi dünyaya getiriyoruz, yoksa üzerlerinden birbirimizle hesaplaşmak ve onları üzmek için mi? Ne olursa olsun Neşet Bey'e hak veremiyorum. Bir babanın kızını üzmeye hakkı yoktur.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış