Şafak Altun, yeni kitabı Uyumsuzlar’ı anlatıyor
Özel İçerik

Şafak Altun

Şafak Bey ile geçtiğimiz yıl Ferrari’yi Çalan Fil’i konuşmuştuk. Şimdi ise, Uyumsuzlar ile karşımızda. Yine sıra dışı, yine şaşırtıcı! İnsan ne kadar Uyumlu, ne kadar Uyumsuz düşünmeden edemiyor. Ütopik olmaktan öteye gidemez dediğimiz yaşamlara doğru gidiyoruz galiba diye de iç geçiriyoruz.

Oldukça keyifli bir röportaj oldu. Peki ya siz, siz bir Uyumsuz musunuz?

KENDİ ÇAPIMDA BENİM DE UYUMSUZ, TUHAF, BELKİ DE BİRAZ FARKLI TARAFLARIM VAR

- Şafak Bey, bu ikinci röportajımız. Tanışıklığımızdan sebep, “Görüşmeyeli nasılsınız?” diye başlamak istiyorum.

Damla çok teşekkür ederim. Ferrari’yi Çalan Fil’den sonra yeni bir kitapla karşınızdayım. Bu seferki kitap biraz daha hızlı çıktı. İyi bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Şafak Altun, yeni kitabı Uyumsuzlar’ı anlatıyor

- Harikasınız. Peki kim bu Uyumsuzlar?

Uyumsuzlar, çılgındır, “zamansız fikirleri” vardır, isyankârdır, korkusuzdur, sıra dışıdır, kuralsızdır, mücadelecidir, direnendir, yenilikçidir, kaybedendir; ama yenilmezdir, bir şeye inanandır. Ee takdir edersin ki biraz da tuhaftırlar.

- Neden?

Çünkü onların her daim kafalarında yenilikçi fikirleri vardır. Bazen uyumsuzlar, dahiler arasından bazen de deliler arasından çıkar. Çünkü onların bu hayatla, bu dünyayla bir dertleri vardır. Onların tek derdi bu dünyayı değiştirmektir.

- O hâlde siz de bir Uyumsuz musunuz? Nasıl ortaya çıktı bu kitap?

Yani kendi çapımda benim de uyumsuz, tuhaf belki de biraz farklı taraflarım var. Özellikle şakalar ve espriler konusunda. Ama benim araştırma dünyasına girdikten sonra bakışım biraz daha değişti. Yılların verdiği birikimle dünyadan ve Türkiye’den birçok ismi tanıma imkânına eriştim. Bir anlamda o insanlara resmigeçit düzenleme fikri oluştu bende. Yani onlara minnet borcunu ödeme düşüncesi ağır bastı.

- İnsanlığa Yön Verenlerin Hikâyesi diye de açıyorsunuz Uyumsuzlar’ı. Bundan da bahsedelim mi biraz?

Evet, bu kitap dünyaya, insanlığa yaptıklarıyla yön veren insanların kimler olduğunu anlatıyor. Yaklaşık 15 yıldır çeşitli konularda kitaplar yazıyorum. Bu kitapların ortak özellikleri araştırmaya ve incelemeye dayalı oluşlarıdır. Öyle isimler öyle olaylarla karşılaştım ki, onların bir kısmını çalışmalarıma yansıttım. O kişiler hep yokluklar ve yoksunluklar içinde, fedakâr bir şekilde ülkelerini, markalarını ve içinde bulundukları yapıları ileriye götürmek isteyen insanlardı. O insanların tek amacı daha iyi, daha yeni şeyler yapmaktı. Ama yaşadıkları dönemlerde mevcut düzen savunucularına göre onların fikirleri gerçekçi değildi. Onlar deli, manyak belki de akıl hastalarıydı. Fakat gelin görün ki tarih onları haklı çıkardı. Madalyonun öbür yüzünde ise bambaşka bir fotoğraf var. Bütün bu olumlu ve güzel işleri yapan insanlar acı çektiler, anlaşılamadılar, belki de mutsuz bir hayat sürdüler.

Şafak Altun, yeni kitabı Uyumsuzlar’ı anlatıyor

- Öyle çok konu, insan var ki kitapta, insan kitabın araştırma, yazım sürecini merak ediyor doğrusu. Nasıl bir süreçti?

Yaklaşık bir yıldır biriktirdiğim notları kullandım. Ama asıl kaynak şimdiye kadar yazdığım notlar oldu. Felsefeden icatlara, psikolojiden sosyolojiye ciddi bir kaynak taraması yaptım. Asıl zorluk ise anlaşılabilir ve kolay okunabilir hale getirmekti.

- Bir bölümün içinde şöyle bir cümle var: “Dünyanın en acayip çağlarına hoş geldiniz!” diyorsunuz. Neler bekliyor bizi o acayip çağlarda?

Ayakta kalabilmek için bugüne kadar bilime, teknolojiye ve doğaya uyum sağlamaya çalıştık. Bugün de Dijital Devrimi’nin sancılarını yaşıyoruz. Dünyanın en acayip zamanlarından geçtiğimiz doğrudur.

Bugünden itibaren artık her şeyimiz değişmeye başladı. Bugün dijital platformların ve teknolojilerin hem “ilaç” hem de “zehir” olduğunu görüyoruz. İş yapış şekillerimiz, dini inanışlar, aşklar ve evlilikler, başta olmak üzere her şey bir değişim içinde olacak. 2050’lerde robotlarla evlilikten, Big Data’ların her şeyimizi düzenlediği bir tür “Big Brother”laşmış, gözeten kapitalist sistemin en acımasız yanlarını yaşayacağız. Misal üç bin İsveçli çalışan kendine çip taktırmış. Hem pratik, hem güvenliymiş, kişisel veriler de saklanabiliyormuş. Yaygınlaştığında bir işte çalışmak için ben çip taktırmak istemiyorum diyebilecek miyiz?

- Ütopik dursa da belli ki uzak değil…

Çipe ihtiyaç bile olmadan sevdiklerimizi, sevmediklerimizi, korkularımızı, ilgi alanlarımızı, konuşmalarımızı, arkadaşlarımızı, dinlediğimiz müzikleri, okuduğumuz kitapları bilen birileri var. Belki de çipsiz insan kalmayacak etrafımızda. Herkes ya bu düzene uyacak ya da uyumsuz bir şekilde bu sisteme kendini teslim etmeyecek.

Şafak Altun, yeni kitabı Uyumsuzlar’ı anlatıyor

BLACK MIRROR’DA İŞLENEN KONULARIN ALASINI ZATEN YAŞAMAYA BAŞLAMADIK MI?


- Frankenstein’den Black Mirror’a değindiğiniz filmler var. Bu filmleri hangi yönlerinden sebep değerlendirmek istediniz?

Evet, bu filmlerin bir kısmı gerçekleşiyor ya da gerçekleşecek. Black Mirror’un 3. sezondaki Nosedive (Pike) bölümünde insanlar, sosyal medyada birbirine puan veriyor ve Bryce Dallas Howard'ın canlandırdığı karakter, beğeni alabilmek için akıl sağlığını kaybediyordu. Bakın enteresan bir şey söyleyeyim size, Black Mirror’da işlenen konuların alasını zaten yaşamaya başlamadık mı?

- Gerçekten öyle, başladık… Bu arada “Uyumluların 10 günahı”nı da açıklıyorsunuz. Uyumlu olmak nasıl bir şey peki?

Uyumlu olmak, sitemin hayatın devamını sağlar. Bu nedenle yaşayabilmek için uyumlu olmalıyız.  Sistem, toplum için aykırı olan bireyi yola getirmek, normalleştirmek ve evcilleştirmek için her türlü işkenceyi yapar. Yalnız kalmamak adına her nevi topluluğa uymayı ve kalabalıkta fark edilmeden bu grup içinde kaybolmayı bir meziyet olarak görür “bu güvenli limana” demir atmak isteriz. Bir şeyi başkaları yaptığı için yapma ya da başkaları inandığı için inanma eğiliminden çok etkileniriz. Sürüye ve onun gereklilikleri olan psikolojisine uyarız.

- Bir başlığınızda da soruyorsunuz: Her uyumsuz tuhaf mıdır, deli midir? Öyle midir?

Garip, aklında değişik fikirleri olan, sürekli zihni meşgul kişilerdir. Deli olmak zorunda değiller ancak kafalarının işleyiş şekli farklı olduğu kesindir.

- Peki bir uyumsuzu nasıl tanırız?

Zaten her halinden anlarız.

Şafak Altun, yeni kitabı Uyumsuzlar’ı anlatıyor

KUTUPLAŞMA ORTAMINDA YALAN HABERLER, ARTIK HER ŞEYİ BELİRLER OLDU


- Bir bölümde de uyumsuzlar da zamanla uyumlu olabilirler diyorsunuz. Nasıl?

Şirketler de insan beyni gibi geçmişi hatırladıkça onu tekrar etme eğilimi içinde. İnsanlar gibi şirketler de, eskimiş yöntemlere ve teknolojileri kullanma konusunda ısrarcı davranıyor. Çünkü bu işte ustalaşmışlardır. James March, bu durumu “başarı tuzağı” ya da “yetkinlik tuzağı” olarak isimlendiriyor. Ona göre, şirket başarıyı elde ettiği eylemi tekrarlama refleksine giriyor. Bunun sonucunda da zamanla ustalaşıyor, ardından başarı üzerine başarı elde ediyor. Fakat yetkinliğin katı kuralcılığa dönüşmesi nedeniyle yeni fikirler denenmez hale geliyor. Günün sonunda da başarılı şirketlerin, eskimiş teknolojilerden düzen bozucu yeniliklere geçiş yapamayan “başarı tuzakları” tarafından nasıl dağılma süreçlerine girdiklerine tanıklık ediyoruz.

- Elbette sosyal medyaya da değiniyorsunuz. Sosyal medya üzerinden pek çok şey anlatıyorsunuz. Sosyal medya bizi zamanla uyumlu hale getiren etkenlerden biri olabilir mi?

Kutuplaşma ortamında yalan haberler (Fakenews), artık her şeyi belirler oldu. Başta sosyal medya platformları olmak üzere yeni dönem dijital platformlar, bizim artık hayatımızın İşleyişini düzenlemeye başladılar. Ne yapıp ne yapamayacağımızı kontrol ediyorlar. Dijital ortamlar, önce Yalan Karanlık yüzü ile bizi her türlü yeni uygulamasıyla esir alıyor; insanı “özne” olmaktan çıkarıyor “nesne” haline dönüştürüyor. Chambridge Analytica Skandalı’nda biz bir kez daha, Facebook’a verdiğimiz mahrem bilgilerimiz üzerinden davranışlarımızın artık yönlendirilebileceği gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Paylaşım ve beğeniler üzerinden bizim kişilik yapımızı analiz ediyorlar, yani bizi çözümlüyorlar. Bizi tanıdıktan sonra da müşterilerinden gelen taleplere göre insanları yönlendiriyorlar. İddiaya göre de Trump’ın 2016’daki kazandığı seçimlerde, Brexit oylamasında da böyle bir süreç izlendi.

- Delilik ve dâhilik çok mu benzeşiyor? Onlar hep uyumsuz mu eski tarihlerden beri?

Uyumsuzlar genellikle dâhilerin arasından çıkıyor. Ama her uyumsuz da toplum için iyi şey yapacak anlamına gelmiyor. İpucu bırakmayan seri katiller, mükemmel planlı banka soyguncularının da sence aklı farklı çalışmıyor mu?

Şafak Altun, yeni kitabı Uyumsuzlar’ı anlatıyor

HER KİTAP, BANA BİLGİ DENİZİNDE YENİ LİMANLAR KAZANDIRIYOR

- Bir uyumsuz, uyumsuz olduğunun farkında mıdır?

Tabii ki farkındadır. Ama unutma ki, bir toplumda uyumsuzların olabilmesi için uyumluların da olması gerekir. Yoksa düşünsene herkes yaratıcı fikirler peşinde koşarsa yemeği kim yapacak, çocukları okula kim götürecek?

- Her bölümden sonra “Bu bölümden çıkardığım dersler, ana fikri nedir” gibi açıklamalar yapıyorsunuz? Neden? Anlaşılmayacağını mı düşünüyorsunuz?

Yok, konu o değil, hem eğlence olsun hem de okuması kolay olsun diye koyduk o bölümleri.

- İnsanlar yaşamları hakkında pek çok şeyin farkında olmak istemiyor sanki. Belki de pek çok açıklamanızın detaylı oluşu bu sebepten, ne dersiniz?

Tabii ki insanlara çok da fazla eleştiri yapamıyorsun. Çünkü öylesine yoğun bir hayat yaşıyorlar ki, kafaları kaldırıp “Ne oluyor, ben ne yapıyorum?” diyecek ve hayatı sorgulayabilecek bir ortam bulamıyor. Ferrari’yi Çalan Fil’de belirli özel şartlar altında olan insanların nasıl yönlendirilebileceğine dikkat çekmiştim. Uyumsuzlar’da ise, “Kendi hayatını yaşa ve uyumsuz ol!” diyorum.

- Yazdığınız kitap size ne kazandırdı?

Bütün espri de bu zaten. İşin iyi tarafı her kitap bana, bilgi denizinde yeni limanlar kazandırıyor. Yeni yeni şeyler öğrendikçe daha çok yazasım yeni yeni kurguları uygulayasım geliyor.

- Uyumsuzlar bir seriye dönüşür mü?

Neden olmasın? Çünkü okudukça, araştırdıkça yeni yeni insanlarla tanışıyorum. Ve o insanların yaptıklarını öğrendikçe yeni yeni projelere yelken açmak istiyorum.

Şafak Altun, yeni kitabı Uyumsuzlar’ı anlatıyor

Uyumsuzlar

Şafak Altun

Destek Yay.

S.: 304

Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R

*

NOT: Şafak Altun'un bir önceki röportajını okumak için tıklayınız.

*

Instagram: biyografivekitap