ensonhaber.com

Habertürk ekranlarında Türkiye'nin milli teknoloji projelerinin konuşulduğu programın katılımcılarından biri de Sağlık Bakanı Yardımcısı Şuayip Birinci'ydi.

Programın açılışında kısa bir konuşma yapan Birinci, "Biz sağlıklı yaşamak için teknoloji üretiyoruz. Dünyada bilim ve teknoloji veriyle çalışıyor. Türkiye'nin son zamanlarda sağlığa getirdiği soluk, dünyanın sağlık sistemlerini restore etme hamlelerine başlaması. Özellikle bilişim teknolojilerinde geldiğimiz yer kıymetli. Yapay zeka araçları ile hekimlerin yapacağı işlerin önemli kısımlarının yazılımı yapılıyor. Yapay zeka uygulamalarında tanı ve teşhis süreçleri kısalacak. Bizim bu fırsatı bu ülkenin yakaladığını düşünüyoruz." derken daha sonra yaptığı sunumda, Türkiye'nin sağlık alanındaki milli teknoloji hamlelerini ayrıntılı bir şekilde vatandaşlara aktardı.

"İnsanları hastaneye ve hekime erişebilir bir hale getirdik"

Şuayip Birinci, AK Parti iktidarında 22 yıldır yapılan devrim gibi icraatları anlatırken şunları söyledi:

Biz ilk başta insanları hastaneye ve hekime erişebilir bir hale getirdik. Hastanelerimizin yaş ortalaması 48'ken 13'e düştü. Dünyada konuşulmayan, birçok ülkenin konuşamadığı şeyleri de yapıyoruz. Hava ambulansıyla 57 bin hasta taşımışız. Ambulans sayısını 10 kat artırmışız. Türkiye, sağlık harcamalarına göre en yüksek memnuniyet oranını yakalamış ülke. Bu, yaptığımızın ne kadar doğru olduğunu, yatırımlarımızın nasıl karşılık bulduğunu gösteriyor.

"Dünyada MHRS kadar büyük bir sistem yok"

Böyle bir sistemi yönetmek için çok ciddi işler yapmanız lazım. Sağlıkta hizmet ruhu da dönüşmeye başladı. Öyle bir sistem kuralım ki insanlar kendi sağlığını yönetsin, hekimler hastalarının sağlığını yönetsin, biz de yöneticiler olarak taşradan merkeze kadar bütün sitemin yönetimini sağlayalım diye düşündük. Dünyada Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) kadar büyük bir sistem yok.

"Dünyada kişisel sağlık sistemini en geniş kullanan ülke Türkiye"

Aslında bizim kırılmamız e-Nabız. Bütün sağlık sistemi dijital platformumuz üzerinde çalışıyor. Türkiye'nin yüzde 82’si bu sistemi kullanıyor. 60 bin tesis ve farklı sistemlerden buraya veri gönderiliyor ve veri alışverişi yapılıyor. Pandemi yaptıklarımızın öne çıkmasını sağladı. Dünyada kişisel sağlık sistemini bu kadar geniş kullanan bir ülke yok. Bu dijital dönüşüm geçtiğimiz yıl Türkiye'ye 40 milyar lira kar ettirdi. Dünyada Türkiye’nin dışında radyasyon dozunu takip eden başka bir ülke yok. Türkiye’de hastalık sebebiyle başka bir şehre tedavi olmak için gitmek isteyenlerin oranlarını takip ediyoruz. Hastanelerin rolünü yerine getirip getirmediğini ölçebiliyoruz. 112 ambulanslarını, aile hekimliği merkezlerini nereye koyacağımızı sistem bize söylüyor.

"e-Nabız dünyanın en iyi uygulaması seçildi"

Bütün pandemiyi Halk Sağlığı Yönetim Sistemi (HSYS) ile yönettik. Pandemide işlerin ne kadar dijital bir şekilde yürütüldüğünü gördünüz, aşısından en uçtaki uygulamasına varıncaya kadar. Engellilerin çocuklarını istihdam ettiğimiz Engelsiz Sağlık İletişimi Merkezi (ESİM) ile engellilerimiz ambulans çağırabiliyorlar, hekimin yanına gittikleri zaman da beden dilini normal dile çeviren uygulamalar kullanabiliyorlar. Bu da 2017 yılında Avrupa'da sıra dışı inovasyon ödülü aldı. e-Nabız, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki 170 ülke arasındaki yarışmada dünyanın en iyi uygulaması seçildi. Acil Sağlık Otomasyon Sistemi (ASOS), 112’ye telefon açılmasından hastanın taburcu olmasına kadar bütün süreci takip ediyor. Doktorundan Türkiye’deki büyün yöneticilerin aktif takip ettiği, kendi kendine yönettiği bir sistemden bahsediyoruz.

"Türkiye'de insanlar dijital doğar, dijital ölür"

Ölüm Bildirim Sistemi (ÖBS) için şunu söylemek isterim. Türkiye'de insanlar dijital doğar, dijital ölür. Hatta doğmadan önce dijital sistemde kayıt altına girer. Hamilelik testi tespit edildiğinde direkt benim sağlıkçım sizi bulur.
Öldüğünüzde de bütün emeklilik işleminizi sistem keser. Sizin emekli maaşınız durur, İçişleri Bakanlığı'na bildirir. Tamamıyla dijital olarak ölürsünüz.

"Bütün kronik hastalıkları takip ediyoruz"

Hastalık Yönetim Platformu'na (HYP) özellikle değinmek istiyorum. Gelecekteki en büyük problemimizden biri bu. Bütün kronik hastalıkları bu sistemle takip ediyoruz. Size ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Hekime söylüyor, 'Şu testi yaptırın' diyor. Çok sayıda hasta takip ettik. Şu anda 50 milyon üzerinde takibimiz var. Tetkik sayımız artmasına rağmen yüzde 45 kronik hastalıkta tasarruf ettiğimizi gördük. Obezite aslında bütün dünyanın pandemisi. Ve Türkiye bu anlamda baktığınızda da Meksika'dan sonra. Yani en kötünün sondan ikinci sıradayız. Bu anlamda riskimiz çok büyük.

"HES uygulaması salgının yayılmasını yavaşlattı"

Pandemi sırasında neler yaşadığımızı gördünüz. Biz yapay zekalı bir uygulama yapıp bir haftada 135 bin riskli ve bunlardan 12 bin 500 kişinin pozitif olduğunu yakalamıştık pandeminin ilk zamanlarında. Filyasyon takip sisteminde ise 50 bin kişilik, dünyanın etrafını 1111 kere dolaşmış bir ekipten bahsediyoruz. Burdan onlara minnet duygumu ifade etmek istiyorum. Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasını çok iyi biliyorsunuz. Apple Awards'ta Türkiye birincisi olmuştu. Zirvedeydi ve 32 milyon riskli kişinin insanımızın arasına karışmasını engelledi. Salgının yayılmasını yavaşlattı ve sağlık sisteminin yetersizliğinin önüne geçti.

"Bütün değerlendirmelerde 5 puan alan tek ülke biziz"

Ve gelecekten artık yapay zeka robotların insanlara tanı koyacağı bir sürece doğru gidiyoruz. Peki biz dünya sıralamasında neredeyiz? SCORE'un değerlendirmesine göre bütün alanlarda 5 puan alan tek ülke biziz. Yine karar destek sistemleri, elektronik sağlık kayıtlarının kullanımı, telesağlık, hastaların verilerine ulaşım hakkında birinci sıradayız. Aslında biz başka bir yere doğru gidiyoruz, burası bizim için kıymetli. O genç çocuklar, liseli çocuklar TEKNOFEST'te beyin kanamasının yazılımla tespiti, karın boşluğundaki hastalıkların tespiti ve meme kanserinin yazılımla tespitini yapıyorlar. 3 yıldır biz TEKNOFEST'te sağlıkta yapay zeka alanında çalışıyoruz. Yarışmacılara destek veriyoruz. Çok ciddi yapılandırılmış öyle veriler topluyoruz ki bizim yazılımcı arkadaşlar için de işe yarar kaynaklara dönüşüyor. Bu projelerin hepsi yerli ve tamamen milli. Biz bu projeleri başlattığımızda sadece yabancı lisanslara ödediğimiz paraların hepsini açık kaynağa çevirip oradan tasarruf ettiğimiz paralarla bu sistemleri yaptık. Şimdiki gençler daha şanslı. Neticede çok kısa sürede bunları başardık. Artık Türkiye'nin gençlerine güvenen başka bir nesil var. Eskiden güven duygusu oluşturana kadar çok ciddi sıkıntılar yaşıyordunuz.

"Artık odasız yataksız hastaneler üretilmeye başlanacak"

Ben bundan sonra ülkemizin önündeki en büyük fırsatların uzaktan sağlık sistemi, sağlık turizmi olduğunu düşünüyorum. Artık odasız ve yataksız hastaneler üretilmeye başlanacak. Zaten polikliniksiz hastaneler oluşturulmaya başlandı. Türkiye, bütün dünyanın sağlığını buradan yönetmeye başlayabilir. Onun için iyi fırsatların ayağımıza geldiğini ve teknolojik altyapımızın buna müsait olduğunu düşünüyorum.