Ümit Yenişehirli yazdı: Hz. Peygamber’in geleceğini bilmelerine rağmen…

Ümit Yenişehirli, önümüzdeki hafta ifa edilecek Mevlid Kandili öncesinde günün önemine ve anlamına vurgu yapan bir yazı kaleme aldı.

Ümit Yenişehirli yazdı: Hz. Peygamber’in geleceğini bilmelerine rağmen…
  • Ümit Yenişehirli, Mevlid Kandili öncesinde Resulullah'ın doğumunu anmak ve bu vesileyle çeşitli ibadetlerin yapılacağını belirtti.
  • Tarih boyunca bazı din adamları ve bilginler, Hz. Muhammed'in (sav) geleceğine dair öngörülerde bulunmuş ve bu bilgileri çevreleriyle paylaşmışlardı.
  • Tevrat ve İncil gibi kutsal kitaplarda da peygamberin gelişine dair imalar yer almakta; ancak birçok bilgi zamanla değiştirilmişti.

Önümüzdeki çarşamba günü, Mevlit Kandili. Peygamber Efendimizin (sav) dünyaya gelişi, Hicrî takvime göre Rebiülevvel ayının 12’nci (3 Eylül 2025) gecesi. Bu müstesna gecede Müslümanlar, bir kez daha Resulullah’ın doğumunu anmak için ibadet edecek, Kur’an okuyacak, dualar edecek.

HAHAMLAR, RAHİPLER, MÜŞRİK KÂHİNLER YENİ BİR PEYGAMBER BEKLİYORDU

Peygamber Efendimiz’in doğumundan önce dünyanın ahvali çok kötüydü. Antik Yahudilik, asırlarca devam eden tahrif hareketleriyle tanınmaz haldeydi. Zaman içerisinde peş peşe gelen yeni peygamberlerin mesajları da yine fazla uzun sayılmayacak bir zaman diliminde bizzat Yahudi haham ve âlimleri tarafından dejenere edilmişti. Hristiyanlık da altı asır gibi nispeten kısa geçmişine rağmen, yine tahrif talihsizliğine maruz kalmıştı. Dünyanın dört bir yanındaki putperest inanışlar ise hız kesmeden devam etmekteydi.

TDV İslam Ansiklopedisi’nin ilgili maddelerinde yer alan bilgilere göre, bu tablo içerisinde, birçok din adamı ise her şeye rağmen yeni bir peygamber geleceğine inanmakta, hatta bunu Tevrat ve İncil’deki hükümler uyarınca gayet net olarak bilmekteydiler. Az da olsa kimi putperest Arap kâhinler de gerek Ehl-i Kitap çevrelerden edindikleri bilgilerden gerekse de kendi mütalaalarıyla peygamber beklentisi içindeydiler.

700 YIL ÖNCESİNDEN PEYGAMBER EFENDİMİZE BİAT EDEN KRAL

Hz. Peygamber’in (sav) dünyaya geleceğine ilişkin bilgiler, tahminler, çok eski asırlara kadar uzanmaktaydı. Bu anekdotlar içinde biri, Resulullah’ın (sav) doğumunu tam 7 asır öncesinden bilmeyle ilgiliydi. Helak edilen kavimlerden biri olan Sebe halkının kralı Tübba, Yahudilere karşı putperest Arapları desteklemek üzere Medine’ye gelmişti. Burada Yahudi âlim Samuel ile görüşen Tübba, ondan, “Ey Melik! Mekke’de doğacak, ismi Ahmed olan ve İsmail’in neslinden gelen bir peygamber bu şehre hicret edecek, kabri de bu şehirde olacak.” sözlerini duyunca, “O halde bu şehre hâkim olmaya imkanım yoktur.” diyerek Yemen’e geri dönmüştü. Öğrendiklerinden etkilenen Tübba ayrıca, Peygamber Efendimiz için bir ev yaptırıp, bir de mektup bırakmıştı.

Mektup, ataları silsilesiyle Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin’ye kadar ulaşmış, o da mektubu Peygamber Efendimiz’e takdim etmişti. Mektupta, “Şehadet ederim ki Hz. Ahmed, Allah’ın Peygamberidir. Şayet ömrüm olur da O’na ulaşırsam yanında yer alır, düşmanlarıyla savaşır, yükünü hafifletirdim.” yazmaktaydı. Resûllulah, “Tübba’ya sövmeyiniz. Çünkü o, mümindir. Selam Tübba, aramıza hoş geldin.” demişti. Peygamber Efendimizin Medine’de yedi yıl kaldığı Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin evi de Tübba’nın ev yaptırdığı yerdeki arazideydi.

"YENİ PEYGAMBER BİZİ PUTPERESTLERE KARŞI GALİP KILACAK"

Ehl-i Kitap hahamlar ve papazlar arasındaki bazı isimler, Hz. Muhammed’in (sav) geleceğini biliyor ve geleceği zamana ilişkin isabetli tahminlerde bulunuyorlardı. Bu kişiler, özellikle Arabistan bölgesindeki putperestlere karşı yeni bir peygamberin kendilerini üstün kılacağına inanmaktaydılar. Asırlar ötesinden gelen birçok kitapta, Peygamber Efendimizin geleceğine dair bilgiler, işaretler bulunmaktaydı. Bu din adamı ve âlimlerden bazıları da cemaatlerine O’na tâbi olmalarını da tavsiye ediyorlardı.

YAHUDİ ÂLİM HEYYEBÂN: BEN YETİŞEMEDİM AMA SİZ O’NA KATILIN

Şam Yahudilerinden olan İbnü’l-Heyyebân İslam’ın neşet edişinden birkaç yıl önce Medine’ye yerleşmişti. Heyyebân, dinî bilgisiyle takdir toplayan bir isimdi. Bölge insanları, yağmur duası için sık sık onun yanına giderdi. İbnü’l-Heyyebân, ömrünün son günlerinde yanına gelen Arap Yahudilere, “Ey Yahudi topluluğu! Sizce beni bolluk ve bereket toprağından çıkarıp yokluk ve fakirlik toprağına getiren şey nedir?” diye sormuş, sonra da “Gölgesi size yakın olan bir peygamberin çıkışını beklemek için geldim. Bu belde, onun hicret yeri olacaktır. Ben kendisine yetişip ona tâbi olmayı umuyordum. Onu işitirseniz, sakın geride kalmayın, ona tâbi olun.” diye eklemiş, kısa bir süre sonra da vefat etmişti.

YAHUDİLER: DOĞRU, O PEYGAMBER AMA BİZ TEVRAT’TAN AYRILAMAYIZ

Allah Resûlü dünyaya gelince, Yahudi bilginleri arasında, “Ahmed bu gece doğdu. O yıldız doğdu.” diyenler olmuştu. Peygamberlik tevdi edilmeden kısa bir süre önce de Kureyza, Nadîr, Fedek ve Hayber Yahudileri onun sıfatlarını kendi kitaplarında görmekteydiler. Ancak kin ve haset çoğunun iman etmesine engel olmuştu. İslam’la şereflenen Yahudi kökenli birçok Sahabe de eski dinleri zamanında Hz. Peygamber’e (sav) dair ayrıntılı bilgilere sahip olduklarını anlatmışlardı.

Peygamber Efendimiz tebliğe başladığında da ilk Müslümanlardan bazıları, “Bu adama tâbi olunuz. Vallahi o, peygamberdir. Sizler, onun gönderilmiş bir peygamber olduğunu açıkça biliyorsunuz. Kitaplardan vasıflarını tanıyorsunuz.” deyince Yahudiler, “Doğru, o peygamberdir, fakat Tevrat’ın hükmünden ayrılamayız.” cevabını vermişlerdi. Yahudilerin inadında en fazla, Peygamber Efendimizin Hz. İsmail’in soyundan gelmiş olması belirleyici olmuştu. Yahudiler, “Peygamberlik, bizim soyumuzun hakkıydı, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İshak’ın soyundan gelmeliydi.” diyorlardı. Günümüzde Yahudi ilahiyatında da Hz. İshak soyundan, İsrailoğullarından “bir nevi peygamber” sayılacak Mesih’in geleceği inancı yer almakta.

TEVRAT VE İNCİL’DEKİ BİLGİLER

Gerçekten de hem Tevrat’ta hem de İncil’de Rasûllulah’ın geleceğini müjdeleyen bölümler yer almaktaydı. Ancak bu bilgilerin çoğu haham ve rahipler tarafından kitaplardan çıkartılmıştı. Yine de günümüzdeki mevcut Tevrat ve İncil’lerde bile Peygamber Efendimiz’e dair bilgi ve imaların olduğu bölümler bulunmakta.

Tevrat’ın, “Tesniye Kitabı 18:18-19”da, “Onlara kardeşleri arasından sana benzer bir peygamber çıkaracağım.”, “Habakkuk Kitabı, 3:3”de de “Kutsal olan Paran Dağı’ndan (Mekke) geliyor.” bölümlerindeki bu anlatımlar Peygamber Efendimizin gelişine işaret sayılmaktaydı. Yuhanna İncil’i, “14:16, 15:26, 16:7” ayetlerinde ise Hz. İsa’nın, kendisinden sonra gelecek olan bir “Yardımcı” ve “Tesellici”den (Parakletos) bahsettiği yer almaktaydı. Yunanca Parakletos, daha eski bir kelime olan Faraklit’ten gelmekte, bu da Arapça Ahmed veya Hamd eden anlamı taşımaktaydı.

Kimi İslam âlimleri de, Bakara Suresi’nde yer alan “O kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin uleması, Peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle iken içlerinden bir kısmı hakkı bile bile saklarlar.” (146. Ayet) hükmünün hem kıblenin Kâbe olması hem de Hz. Muhammed’in (sav) peygamberliği için olduğunu ifade etmişlerdi.

BARNABA İNCİLİ’NDE YER ALANLAR

Son olarak, kayıp İncil Barnaba İncili’nde de Peygamber Efendimiz’le (sav) ilgili bahisler vardı. Hıristiyan ilahiyat çevreleri ile akademi dünyasının, en soğukkanlı değerlendirmelerinde bile saklayamadıkları bir tepkiyle “sözde İncil” diye bahsettikleri Barnaba’da Peygamber Efendimiz genişçe yer almaktaydı.

Bu İncil’in Resulullah’tan bahsedilen birçok kısmından birisi olan Bölüm 97’de, “İsa, O’nun adı Ahmed’dir' dedi. Bunun üzerine halk sevinç içinde, ‘O'nun adını bilmek istiyorduk’ dedi. İsa, ‘O’nun adı Ahmed’dir. Zira o, bütün varlıklar arasında en çok övülendir' dedi. Ve İsa, ‘O, İsmail’in soyundan gelecek’ diye devam etti.” ifadeleri yer almaktaydı. TDV İslam Ansiklopedisi’nin “Barnaba maddesi”nde (Osman Cilacı), “Sonuç olarak, Barnaba İncili’nde teslîs ve enkarnasyon (ilâhî kelâmın ete kemiğe bürünmesi, İsa’nın tanrılığı) reddedilmiş, Hz. Peygamber’in nübüvveti müjdelenmiştir.” denilmişti.