Ümit Yenişehirli yazdı: Son ödül azılı siyoniste gitti, Nobel'in hikayesi

Ümit Yenişehirli, ABD Başkanı Donald Trump'ın da istediği Nobel Barış Ödülü'nün sahibi ve aldığı kararın akıllarda bıraktığı soru işaretlerini tarihten örneklerle anlattığı bir yazı kaleme aldı.

Ümit Yenişehirli yazdı: Son ödül azılı siyoniste gitti, Nobel'in hikayesi
  • Nobel Barış Ödülü, geçmişte olduğu gibi bu yıl da tartışmalı bir şekilde Venezualalı muhalif Maria Corina Machado'ya verildi.
  • Alfred Nobel, patlayıcı icatlarıyla tanınmasına rağmen, vasiyetinde barış ödüllerine büyük bir fon ayırdı.
  • Nobel Komitesi'nin tartışmalı seçimleri, ödülün güvenilirliğine dair eleştirilerin artmasına neden oluyor.

Nobel Barış Ödülü bu yıl da sahibini buldu.

Bir asrı geride bırakan döneminde sık sık hak etmeyen isimlere ödül verdiği konuşulan Nobel Komitesi, 2025 yılı ödülünde de gene tartışmalara konu oldu.

Ödüle hak kazanan Venezuelalı muhalif isim Maria Corina Machado; Müslüman karşıtı, azılı siyonist, Binyamin Netanyahu'nun Likud Partisi ile işbirliği yapan, 2024 yılı ortalarında İsrail’in soykırım hedefli saldırıları sonucu 30 bini aşkın Filistinli öldürülmüşken bile “İsrail’in haklı mücadelesi” diyen, ABD ve İsrail’in Venezuela’yı istila ederek meşru ve Filistin’i destekleyen Nicolas Modura hükümetini devirmesini isteyen, Nobel Barış Ödülü’nü ABD Başkanı Donald Trump’a ithaf eden birisi. Bütün bunlardan dolayı Nobel Barış Ödülü bir kez daha tartışmaların odağında.

NOBEL: KENDİ DE KARDEŞİ DE DİNAMİT YÜZÜNDEN ÖLDÜ

İsveçli zengin bir ailenin oğlu olan kimyager Alfred Nobel, icatlara meraklı birisiydi. Hayatı boyunca üç yüz civarında patent alan Nobel, bunların içerisinde patlayıcılara özel bir ilgi göstermişti. Nobel'in en ünlü icadı olan dinamit, 1867’de patenti alınan nitrogliserin kullanılarak yapılan bir patlayıcıydı.

Alfred Nobel’in kardeşi Emil Oscar Nobel, nitrogliserin içeren bir patlayıcı denemesinde, işlerin ters gitmesi sonucu parçalanarak hayatını kaybetmişti. Bir yanlış anlama sonucu, Alfred Nobel’in öldüğünü haberleştiren gazetelerden bazıları, onun silah ve mühimmat sektöründe oluşundan hareketle “Ölüm taciri öldü” başlığını atmışlardı.

Nobel etrafında oluşturulan 'mit'teki anlatıya göre, bu haberler sonrası Alfred Nobel, - ölümünden bir yıl önce – dinamiti icat etmekten pişmanlık duymuş ve vasiyetini değiştirerek, Nobel Barış Ödülleri verilmesi için (Kategori başına 1,1 milyon dolar) büyük bir maddi kaynak ayırmıştı. Kardeşi Emil Oscar Nobel’i bir patlama sonucu kaybeden Alfred Nobel’in de yoğun tempo ve özellikle dinamiti geliştirme çalışmaları sırasında, sürekli nitrogliserine maruz kalması nedeniyle zehirlenmeye bağlı felç olmasının da beyin kanaması geçirerek ölmesine katkı yaptığı belirtilmişti.

NOBEL’İN 90 SİLAH FABRİKASI VARDI

Ailesiyle birlikte birçok ticari girişimde bulunan Nobel, top ve diğer silahları üreten Bofors şirketini, dinamiti bularak büyük bir büyüme içine sokmuştu. Ölümüne yakın 90 ayrı silah fabrikasına sahip olan Nobel ve ailesi, hem Birinci hem de İkinci Dünya Savaşı’ndaki en büyük silah ve patlayıcı imalatçılarından birisi olmuştu. Nobel’in şirketleri ayrıca, ikili ülke savaşları ile bölgesel çatışmalarda da silah ve mühimmat tedarikçisiydi. Onun silah ve mühimmat eksenli mirası, günümüzde de av silahlarından mayın döşemeye kadar uzanan çok geniş bir yelpazede üretim yapan Dynamit Nobel’de yaşamaya devam etmekte.

ÖDÜL SEVGİLİSİNE DE VERİLDİ

Nobel Vakfı tarafından yönetilen ve Alfred Nobel'in ölümünün beşinci yıldönümü olan 1901’de ilk kez dağıtılan, “insanlığa en büyük faydayı sağlamak” ilkesine uygun olarak verildiği ileri sürülen ödüller, tercih edilen isimler çerçevesinde sık sık eleştirilere konu olmuştu.

Alfred Nobel’in üç sevgilisinden biri olan romancı Bertha Sophie Felicitas von Suttner, bir süre onun sekreterliğini de yapmıştı. Bu dönem ilişkileri iyice ilerleyen ikili, Nobel’in ölümünden sonra verilen edebiyat ödülüyle tekrar gündeme gelmişti. Ödül komitesi, Nobel Ödülü kazanan ilk kadın ve iki kez Nobel Ödülü kazanan ilk kişi olan radyum ve polonyumu keşfeden Marie Curie’nin ardından aslında romanları pek de başarılı bulunmayan, barış yanlısı olarak öne çıkartılan Bertha Sophie Felicitas von Suttner’i Nobel alan ikinci kadın olarak seçmişti.

Bu arada, Alfred Nobel’in fizik, kimya, fizyoloji - tıp, edebiyat ve barış dallarından oluşan kategoriye matematiği koymaması ise hayatına giren kadınlardan biri olan sevgilisinin, kendisini terk ederek bir matematikçiyle kaçması nedeniyle olduğu 'akademi dedikodusu' olarak ortaya atılmıştı.

ORHAN PAMUK’A VAR TOLSTOY, ÇEHOV, ZOLA, JOYCE, MILLER VE TWAIN’E YOK

Nobel ödüllerinin isabetsiz tercihlerle dağıtıldığı eleştirileri hemen her zaman gündeme gelmişti. Nobel ödülü alan ilk Türk vatandaşı Orhan Pamuk’un, 2006 yılında sahip olduğu bu ödül vesilesiyle de ödül komitesine eleştiriler yöneltilmişti.

Gerçekten de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan pek çok isim dünya çapında önemli bir eser ortaya koyamamış ve çok sayıda alanın otoritesi eleştirmen tarafından yetersiz bulunurken; ödül komitesi, bir asrı aşan geçmişinde Leo Tolstoy, Anton Çehov, J.R.R. Tolkien, Emile Zola, Marcel Proust, James Joyce, Jorge Luis Borges, Ezra Pound, Arthur Miller, Mark Twain ve Chinua Achebe gibi isimleri Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık bulmamıştı.

1902’den 1906’ya kadar her yıl Nobel Edebiyat Ödülü’ne ve 1901, 1902 ve 1909 yıllarında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Leo Tolstoy’un ödül alamaması üzerine 42 İsveçli yazar, ortak bildiri yayınlayarak ödül komitesini protesto etmişti.

KİSSİNGER, RABİN VE PERES BİLE “BARIŞ” ÖDÜLÜ ALDI

Nobel Ödül Komitesi’nin tepki toplayan tercihleri arasında, Henry Kissinger, İzak Rabin ve Şimon Peres de yer almıştı. ABD Dışişleri Bakanı, Siyonist İsrail’in en büyük destekçilerinden biri ve Vietnam işgaliyle iki milyonu sivil, bir milyonu da asker olmak üzere en az üç milyon kişinin ölümünde baş sorumlulardan biri olan Henry Kissinger, 1973 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü. Kissinger’ın bu ödülü alması, “sıcak kar, kuru yağmur” gibi değerlendirmelere konu olarak, “oksimoron ödül” adıyla anılmıştı. ABD’li komedyen Tom Lehrer, “Kissinger barış ödülü aldıktan sonra artık mizah yapmaya gerek yok.” demişti.

Nobel ödülü ayrıca, 1948 öncesi Filistin’e giderek Yahudi yerleşimcilere yer kazandırmak için Müslüman Araplara saldırıp, topraklarına el koyan terör örgütlerinden Palmach terör örgütünde yer alan, binlerce Filistinlinin şehadetine neden olan, sonrasında İsrail Cumhurbaşkanlığı’na seçilen İzak Rabin’e de 1994 yılında yine “barış” kategorisinde verilmişti. İsrail kurulmadan önceki dönemde en kanlı örgütlerinden biri olan Hanagah’taki teröristlerinden biri olan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzüne karşı, “Siz çocuk öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.” dediği İsrail’in eski Cumhurbaşkanlarından Şimon Peres de aynı yıl aynı ödülü, Filistin Kurtuluş Örgütü Lideri Yaser Arafat’la birlikte almıştı. Eski ABD Başkanlarından Barack Obama’ya da göreve gelişinin onuncu ayında barış adına daha ortaya bir icraat koymadan – sırf Demokrat diye - Nobel Barış Ödülü verilmesi de tepkilere yol açmıştı.