Ümit Yenişehirli yazdı: Tarih ve kültüre de soykırım

Ümit Yenişehirli, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının tarihi yapılara ve bir kültürün hafızasına da zarar verdiğini örnekleri ile sıraladı.

Ümit Yenişehirli yazdı: Tarih ve kültüre de soykırım

Katil devlet İsrail, tarihin sayılı soykırımlarından birine imza atıyor. 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrailli saldırganların sadistçe öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini aşarken, yaralıların sayısı da 150 bine yaklaştı.

İngiliz tıp dergisi The Lancet’te yayınlanan bir analize göre ise Gazze’deki can kaybı, açıklanan resmi rakamlardan yüzde 40 daha fazla. Bir başka ifadeyle Gazze’deki her 35 kişiden 1’i 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından katledildi.

TAM BİR BARBAR AKINI

İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının sonuçları arasında, elbette öncelikle can kayıpları geliyor ancak bölgenin tarihî derinliği, bu alanda da vahşi sonuçlara yol açmış durumda. Tarihteki birçok soykırımı gölgede bırakan İsrail, tarihî ve kültürel soykırımda da vandal Moğolların 1250’li yıllardaki Bağdat yıkımını geride bırakmaya niyetli görünüyor. Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) ile alanla ilgili bağımsız aktivist örgütlerin derledikleri bilgilere göre, Filistin’in tarihî ve kültürel mirası, İsrail’in saldırıları karşısında çok büyük zarar gördü, görmeye de devam ediyor.

Bu duruma bağlı olarak, kayıplar sadece fiziki yapıların yıkımıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Filistin halkının kimliği ve kolektif hafızasını da hedef alan bir “kültürel soykırım”a dönüşüyor.

BÜYÜK ÖMER CAMİİ’NİN SADECE MİNARESİ KALDI

İsrail’in saldırıları sonucunda hem Gazze Şeridi’nde hem de Filistin’in diğer bölgelerinde tamamen yıkılan veya büyük hasar gören tarihî ve kültürel alanlar çoğunlukla geçmişi antik çağlara kadar uzanan, üç büyük dinin tarihî seyrinde çok önemli izler taşıyan, özellikle de İslam’ın bin dört yüz yılı aşkın mazisinde yer alan ikonik yapılardan oluşuyor.

Büyük Ömer Camii (Câmîu’l-Umerî el-Kebîr), Gazze’nin en eski ve en önemli camilerinden birisiydi. M.S. 7’nci yüzyılda inşa edilen, sonrasında Haçlılar ve Memlûklar döneminde restore edilen, Osmanlı döneminde son haline getirilen bu tarihî cami, İsrail’in 2023 Aralık ayındaki bombardımanında büyük ölçüde yıkıldı. Caminin minaresi ve bazı duvarları dışında çok az kısmı ayakta kalabildi.

Gazze’deki Vakıflar ve Dinî İşler Bakanlığı ise geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla İsrail’in Gazze Şeridi’nde aralarında tarihî kimliği de bulunan tam 604 camiyi yerle bir ettiğini, 200 civarında caminin de zarar gördüğünü bildirmişti.

DÜNYANIN EN ESKİ ÜÇÜNCÜ KİLİSESİNİ SIĞINANLARI ÖLDÜREREK YIKTILAR

Milattan sonra beşinci yüzyılda inşa edilen, Gazze’nin en eski, dünyanın ise üçüncü en eski kilisesi olan Aziz Porphyrius Kilisesi de İsrail’in 2023 yılındaki vandalca saldırıları sonucu büyük bir yıkıma uğradı. Saldırılar sırasında, kilisenin sığınağında bulunan yüzlerce sivil de hayatını kaybetmişti. İsrail tankları ayrıca, bölgedeki Hıristiyan mezarlıklarının da üzerlerinden geçti.

SARAYI ÖNCE SOYDULAR, SONRA YIKTILAR

Paşa Sarayı olarak da bilinen “Kasr el-Başa Müzesi”, Gazze’nin tarihi Eski Şehir bölgesinde bulunan çok kıymetli bir yapıydı. Bu saray, Memlûk ve Osmanlı döneminden kalma nadir bir mimari örnekti. İçinde çok kıymetli arkeolojik eserlerin de sergilendiği müze, İsrail güçleri tarafından önce soyuldu, sonra da hava bombardımanı ve ağır silahların ateşiyle yıkıldı. Bu saray, Napolyon Bonapart’ın Filistin’i işgali sırasında yıkmayıp, içinde ikamet ettiği çok kıymetli bir tarihî eserdi. Bölgede ayrıca, Es-Samra Hamamı yok edildi. Filistin Kültür Bakanlığı’nın kayıtlarına göre, İsrailli saldırganlar 11 müzeyi de önce talan, sonra da yerle bir etti.

FİLİSTİN GİYİM KÜLTÜRÜNÜN İZİ KALMADI

İsrail saldırılarından, Leyla Şahin isimli Filistinli vatandaşın şahsi çabalarıyla kurduğu bir müze de payını aldı. Filistin Geleneksel Kıyafetleri Müzesi’ndeki 320 tarihi parça çalındı, müze binası da yıkıldı. Giysilerin bazılarının tarihi iki yüz yılı bulmaktaydı.

7 Ekim’de başlayan saldırılarda tahrip edilen bir başka arkeolojik miras da Anthedon Limanı’ydı. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday olan ve geçmişi M.Ö. 800’lü yıllara kadar uzanan, bir diğer adı Blakhiyah olan bu antik liman, Gazze’deki en önemli arkeolojik alanlardan biriydi. UNESCO’nun Tehlike Altındaki Dünya Mirasları listesinde yer alan Saint Hilarion Manastırı da yine büyük bir yıkıma sahne oldu.

El-Karara Kültür Müzesi ise Bizans döneminden kalma çanak çömlek koleksiyonları da dahil olmak üzere yaklaşık 3 bin esere ev sahipliği yapıyordu. Müze, saldırılarda ciddi hasar aldı ve koleksiyonun büyük bir kısmı yine İsrailli teröristler tarafından çalındı.

İsrail’in saldırılarında, çok sayıdaki tarihi yapının yanı sıra, birçok kütüphane, kültür merkezi ve sanat galerisi de yıkıldı, modern Filistin resim sanatını yansıtan binlerce tablo da ya çalındı ya da tahrip edildi. Bu yapılarda Filistinli yazar, şair ve sanatçılar faaliyetlerini yürütmekteydi. 7 Ekim 2023’te başlayan saldırılarla bu kültür yapılarındaki onlarca sanat insanı da hayatını kaybetti.

BATI ŞERİA VE KUDÜS’TE DE TARİHİ YAPI KATLİAMI

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Battir isimli antik köy ise İsrail’in Ayrım Duvarı inşa planları nedeniyle tehdit altında bulunuyor. Uluslararası baskılar sayesinde duvarın inşası askıya alınsa da İsrail bölgenin antik dokusunu bozmak için sürekli girişimlerde bulunuyor.

İsrail güçlerinin dinî, kültürel ve tarihî değeri olan yapılara yönelik saldırıları çok eski yıllardan bu yana sürmekte. Gazze ile sınırlı kalmayıp, Batı Şeria ve Kudüs civarında da gerçekleşen saldırılardan biri de 1967’deki Altı Gün Savaşları sırasında olmuştu. İsrail, Kudüs’ün “Eski Şehir”indeki Mağrib Mahallesi’ni, Batı Duvarı’nın genişletilmesi amacıyla yıkmıştı.