Sessizce Gelen Günler ve Gürültüsüz Hikâyeler
Bazen hayat yavaşlar. Ne kötü anlamda ne de sıkıcı. Sadece bir adım geri çekilir. Dalgalar çekilirken denizin altını görebilirsiniz ya… İşte bu günler de öyle: yılın ortasında, yağmurlarla, ılık gecelerle ve sokak lambasının altında yalnız yürüyen insanlarla dolu günler. Ne gürültülü bir başlangıca ihtiyaç var, ne büyük fırtınalara.
Sadece derinlik… sadece anlatı.
Bu hafta size, tam da böyle zamanlarda izlenesi iki yapım önereceğim. Kalbinizin ritmini bozmadan içeri sızan, duygularınızı altüst etmeden sizi kendinize gösteren hikâyeler.
Dizi Önerisi: State of the Union
(2019 – 2022 / Sundance TV)
Bir kafede buluşan evli bir çift. Her bölüm sadece 10 dakika. Ama o 10 dakika içinde yılların tortusu, kaçırılmış fırsatlar, kırık gururlar ve hâlâ sönmemiş umutlar bir bir dökülüyor.
Louise ve Tom, çift terapisine gitmeden önce kafede oturup sohbet ediyorlar. Ama bu sohbetler öyle içten, öyle insani ki… Kendinizi onların yerinde bulmanız işten bile değil.
Sadece evlilik değil, hayat dediğimiz şu uzun yürüyüşün içindeki küçük çarpışmalardan biri bu dizi. İnce, zekice, samimi. İzleyip hem düşündüğünüz hem güldüğünüz o nadir yapımlardan.
Film Önerisi: The Quiet Girl (2022, İrlanda)
(Colm Bairéad’in yönetmenliğinde)
Sessiz bir kız, kalabalık bir ailenin içinde sessizliğe gömülmüş bir hayattayken, yaz boyunca uzak akrabalarının yanına gönderilir. Ve orada, ilk kez biri onu sadece “bir çocuk” olarak değil, “bir insan” olarak görür.
Film boyunca çok az şey söylenir. Ama gözler, sessizlik, kamera açıları… her şey anlatır. Terk edilmenin, sevilmenin, kabul görmenin ne demek olduğunu daha önce düşündüğünüzden farklı bir yerden vurur sizi.
Eğer bir filmi izledikten sonra birkaç dakika konuşmak istemiyorsanız, işte o film budur.
Fırtına Değil, Çiy
Bu hafta büyük şeyler beklemeyin. Gök gürültüsü, çatışma, entrika yok. Ama eğer gözlerinizi biraz daha dikkatli açarsanız, her şeyde bir katman daha bulabilirsiniz. Bir çocuk bakışında. Bir yalnız yürüyüşte. Ya da bir dizinin içinde iki yetişkinin hâlâ birbirini anlamaya çalıştığı kırık cümlelerde.
Hikâyeler bazen bağırmaz. Fısıldar. İyi dinleyin…