Göbeklitepe'nin gizemine yolculuk eden Dünyanın Uyanışı’ndan alıntılar

Şengül Boybaş’ın yayımlandığı günden beri ilgi çeken, Göbeklitepe'nin gizemine doğru bir yolculuk yapan Dünyanın Uyanışı romanına bir mercek tutuyoruz…

Giriş:
Özel İçerik

Şengül Boybaş ile Dünyanın Uyanışı’nı, Küsurat Yayınları'ndan ilk yayımladığında da bir röportaj gerçekleştirmiştik. Oldukça sarsıcı bu roman, zamanla beklediği ilgiyi de gördü. Okumayanlara biraz ön bilgi, okuyanların da hafızasına tazelik getirmek için bu hafta sonuna özel romandan alıntılar yapayım dedim. Hafta sonu dinlenirken şöyle kısa kısa da olsa güzel bir roman okuduğumuzu hissederiz…

(Şengül Boybaş)

Hafta sonu için bu tatlı  planımızın yanında, aslında Göbeklitepe'nin kadim tarihine de derin bir yoculuk yapmak mümkün. Boybaş, karakteri Atiye üzerinden, aslında bize Göbeklitepe'nin gizemini fantastik bir dille aktarıyor. Pek çok şey sorgulayacaksınız...

- İnsanoğlunun hikayesinin bittiği yerde onun hikayesi başlıyordu…

*

- Sözcüklere çoktan veda etmiş, bir hazine sandığı gibi içine gömdüğü cümlelerin esiri olmuştu.

*

- Kıyameti bekler gibi beklemişti bugünü. Havanın aydınlanmasını, suların berraklaşmasını, zihninin yeniden bir sese kavuşmasını… Hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bekleyiş, hiç beklemediği bir anda bitivermişti.

*

- Ailemle aramda kocaman bir uçurum var. Ne yaparsam yapayım, bir türlü kendimi onların dünyasına ait hissedemiyorum.


- Yapmacık gülümsemeyi aynen iade ederek yoluna devam etti.

*

- “Küçük insanlar ve onların psikolojileri!” diyerek omuz silkti. Minik dünyaları, bir o kadar minik sorunları ve bir böceğinkiyle bile boy ölçüşemeyecek hayal güçleriyle varlık merdiveninin alt basamaklarını işgal eden bu yaratıklar, dünyayı olması gerekenden daha kalabalık bir yer yapmaktan başka bir işe yaramıyorlardı ona göre.

*

- Bir inanç krizi yaşıyor olabilir miydi? Güçlü olacağım derken her şeyi kendi omuzlarına yükleyip acze mi düşmüştü?

*

- Öyle rüyalar vardır ki gerçek, onların yanında solgun bir anı gibi kalır.


- Enerjinin nereye gittiğini görmek için başını kaldırdığında, gökyüzündeki bulutların aşırı hızlı hareket etmeye başladığını fark etti. Hızlandırılmış bir videoyu izler gibiydi. Gökyüzünü kaplayan bulutlar, lavabo deliğinden boşalan sular gibi spiral biçimde dönerek ortadaki açıklığın içinde kayboluyordu.

*

- Kaybetmekle bulmak bu kadar iç içe olmak zorunda mıydı?

*

- Geçmişi, geleceğinin önünde aşılmaz bir dağ gibi duruyordu. Artık sadece iki seçenek vardı önünde: Ya bu topraklara ait olmaya çalışacaktı ya da ebedi bir göçebelik başlayacaktı ruhunun çorak topraklarında.

*

- Geçmişi yok olmuş, geleceği henüz başlamamıştı. Yıllar sonra tavan arasında bulunan eski bir albüme dönmüştü hayatı. Yüzlerce solgun fotoğraf arasından neyi nasıl birleştirip kime gösterecekti?


- Sonsuza dek uyumak, ruhunu yaşlandıran yılların yorgunluğunu bir kerede atmak istiyordu. Bu öyle mükemmel bir uyku olmalıydı ki, her şey düzelip normale dönene kadar uykunun kendisi bile uyumalıydı.

*

- Sıradan biri olman, sıra dışı bir kadere sahip olamayacağın anlamına gelmiyor.

*

- İçinden bir ses hayatının bir daha eskisi gibi olamayacağını fısıldıyordu.

*

Şengül Boybaş ile röportajımızı okumak için tıklayınız.

*

Instagram: biyografivekitap

Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol
Copyright © 2024 Ensonhaber Medya AŞ. Tüm Hakları Saklıdır.