- Ekşi maya, tesadüfen Mısır'da keşfedilen ve fermantasyon süreciyle zenginleşen bir lezzettir.
- Bu maya, sabır ve özenle beslenip büyütülerek çeşitli tariflerde kullanılabilir.
- Ekşi maya yapımı için un ve su karışımı dört gün boyunca tahta kaşıkla karıştırılarak mayalanır.
Tesadüfen keşfedilen bir lezzet, nasıl olur da bugün damaklarda enfes bir tat bırakır...
Sadece ekmek olmakla kalmıyor, bir çok farklı tarife konuk olabiliyor.
Antik fırıncıların elinden çıkan bu lezzet, üstelik bir de can taşıyor.
Beslemek, büyütmek, çoğaltmak gereken "ekşi maya", gerçekten de büyük bir özen istiyor.
Elde etmek için verilen kıymetin karşılığını ise fırından çıktığı an geri ödüyor ekşi maya.
Daha önce denediyseniz ancak bu ekşi maya işini tutturamadıysanız, bir şans daha verin.
Editörümüz bu işe merak saldı ve her bir detayını araştırdı, üstelik pişirdi de...
İşte, "EKŞİ MAYA" ile A'dan Z'ye yolculuk...

EKŞİ MAYA NEREDEN ÇIKTI
Ekşi mayanın, "Tanrı'nın bir hediyesi" olarak görüldüğünü biliyor muydunuz?
Tarihsel kaynaklar, Antik fırıncıların ağzını açık bırakan olayı şöyle anlatıyor:
Ekşi mayanın keşfi tamamen tesadüf sonucu gerçekleşti.
Mısır’da bir ekmekçi tarafından unutulan hamurun, birkaç gün sonra kendiliğinden kabardığını ve o ekmeğin dönemin halkı tarafından "tanrısal lezzet" olarak nitelendirildiğini anlatır. Bu tesadüf, ekşi mayanın tarihi yolculuğunun ilk adımı oldu.
Günümüzde binlerce yıllık bir tarif olan ve "ciddi bir fermantasyon yolculuğu" olan ekşi maya, insanlığı "ekmek" sindirebilmesinin de formülü oldu.
Aynı zamanda, sanılmasın ki sadece yemek içmek ile alakalıydı; ekşi maya yapmak sabır, özen, dikkat ve emek gerektiren kişilik özelliklerini de barındırmalıydı.

HAZİNE SAYILIRDI
Orta Çağ Fransası'nda ekşi maya, sıradan bir malzeme değil, adeta bir hazine sayılırdı.
O dönemde fırıncılar, her ailenin kendi gizli ekşi mayasını koruduğu küçük tarif defterleri ve kavanozlarla çalışırdı.
Fırıncılar, mayalarını korumak için özel yöntemler geliştirmiş, hatta bazı aileler mayalarını saklamak için gizli bölmeler ya da taşınabilir kavanozlar kullanmıştı.
Ekşi maya saklamak için kullanılan özel kavanozlar günümüze ulaşamamış olsa da, bu maya kültürünün korunmuş olması olayı bizce kanıtlıyor.

GERÇEK EKŞİ MAYA NASIL YAPILIR
Hazır (instant) maya teknolojisine direnen bir lezzet olarak ekşi maya meraklıların hala elini hamura buluyor.
Siz de torunlarınıza bile miras bırakabileceğiniz bir ekşi mayanız olsun istiyorsanız, un ve suyunuzu hazırlayın! Başlıyoruz...
Sadece malzeme olarak bakmayın, doğru ölçülerle bir araya geldiğinde "vahşileşen" laktik asit bakterilerinden bahsedebiliriz.
Un ve suyu fermente ederek start vereceğimiz mayamız, sayısız tarife eşlik edecek.

1. GÜN
Ekşi maya için gerekli iki malzeme var: Un ve su.
100 gram tam buğday/kepek/çavdar unu ve 100 ml dinlendirilmiş içme suyunuzu hazırladınız.
Şimdi, ikisini bir kavanozda birleştirin ve pürüzsüz olana kadar karıştırın. AMA ASLA ÇELİK, METAL, PLASTİK gibi kaşıklar değdirmeyin.
Yolumuza büyükannelerimizin kullandığı, köy kaşığı olarak da bilinen "tahta kaşık" ile devam.
İlk karışım tamamlandığında 24 saate ihtiyacımız var. Ama mayamızın aktifleşmesi için ortam sıcaklığı da çok önemli.
Kavanozun ağzını ise hafif kapatıp beklemeye geçiyoruz.
Üşürse veya terlerse, kıymetli bir maya elde edemeyiz; bu nedenle "oda sıcaklığında" 1 gün bekliyoruz.
Ertesi gün, saatler aynı vakti gösterdiğinde aç mı aç olan mayamızı besleme vakti.

2. GÜN:
Kabarcıklar oluşturan mayamız, gözümüze güzel gelmeye başladı bile. Yani, "nefes alıyorum, yaşamaya başladım" demek istiyor kendisi.
100 gramla başladığımız için günlerimize aynı ölçü ile devam edebiliriz.
Kavanozdaki karışıma yine 100 gram tercih ettiğiniz un ve 100 ml su ekliyoruz. Tahta kaşığımızla karıştırmaya devam ediyoruz.
Karıştırma işlemini yaparken kavanozunuz kirlenmiş gibi gelebilir, kapağını kapatmadan önce peçete yardımıyla etrafını temizleyebiliriz.
Ve... yine uykuya!

3. GÜN:
Ekşi kokuyu siz de aldınız mı?
Mayamızın kalitesi arttıkça ekşiyecek ve kabarcıkları artacak.
Sıfırdan elde etmeye çalıştığımız bu maya için biraz daha sabır gerekecek. Bu sebeple, üçüncü gün beslenmesini de verelim.
Yine 100 gr un ve 100 ml suyu ana mayamıza ekleyelim ve karıştıralım.
Bu günlerde, mayamızın karakteri iyice oturacak diyebilirim. 24 saat sonra görüşürüz.

4. GÜN:
İlk 4 gün boyunca maya yavaş yavaş hayat bulur.
Gün 1 ve 2'de sabırlı olun; gün 3 ve 4'te baloncuklar ve ekşi koku belirginleşir. Bu süreç, ekşi mayanın sağlıklı ve güçlü bir maya haline gelmesi için kritik öneme sahiptir.
Şimdi ekmek yapmak için "temel" bir ekşi mayanız var.
Tarifiniz kapsamında kullanmaya ve kalanını beslemeye yukarıda bahsettiğimiz gibi devam etmelisiniz.
Yazın buzdolabında, kışın oda sıcaklığında bekletebilirsiniz.
Merak ettiklerinizi yorumlarda cevaplıyoruz.
"Ekşi mayalı ekmek yapımı", "Ekşi mayanın faydaları", "Ekşi mayalı tarifler" ve "Ekşi mayalı ekmek nasıl beslenir" gibi içeriklerde buluşalım.