Edebiyatımızın ve şiirimizin usta kalemi Cahit Külebi’nin Bütün Şiirleri kitabı, şiir sevenler için önemli bir yapıt. Yazarın bugüne kadar yazdığı bütün şiirlerinin yer aldığı eser her kitapseverin kitaplığında bulunması gerekenlerden. “Benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar basardı, ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem. Ne olur konuş biraz.” diyen Külebi’nin aşka, sevgiye, hayata, doğaya dair içimizin gönül tellerine dokunan ahenkli satırları.
"YEŞEREN OTLAR" VE "YANGIN" ŞİİRİYLE ÖDÜLLER KAZANDI
Tam adı, Mahmut Cahit Erencan olan Cahit Külebi, Tokat, Zile, Çeltek Köyü, 10 Ocak 1917 yılında dünyaya geldi. Edebiyat ve yazarlar çevresinde Külebi olarak tanındığı için soyadını Külebi olarak değiştirdi. Çeşitli illerde devlet memurluğunda bulunan usta şair, 1983'te SODEP ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin kuruluşunda yer alarak siyasete atıldı. Henüz öğrenciyken ilk şiirlerini lise sıralarda yazdı, şiirleri Sivas Erkek Lisesi-Ahmet mahlasıyla yayımlandı.
Külebi, daha sonraki zamanlarda İnsan, Yaratış, Türk Dili, Kültür Dünyası, Söz ve Hisar dergilerinde yazmaya devam etti. Türk Dil Dergisinin yöneticileri arasında yer alan şair, 1950 ve 40 yılları arasında varlığını sürdüren Yeni Şiir akımında kendine yer buldu ve buraya katkı sunmaya başladı. 1955 Türk Dil Kurumu Edebiyat Ödülü Yeşeren Otlar ile 1981 Yeditepe Şiir Armağanı Yangın ile alan usta söz yazarı, şair, yazar Külebi, 20 Haziran 1997’de Ankara’da hayata gözlerini yumdu.
Şiirleri arasında, Adamın Biri (1946) Rüzgâr (1949), Atatürk Kurtuluş Savaşında (1952), Yeşeren Otlar (1955), Süt (1965), Şiirler (1969), Türk Mavisi (1973), Sıkıntı ve Umut (1977), Yangın (1980), Bütün Şiirleri (1982), Güz Türküleri (1991), Bütün Şiirleri (1997) yer almaktadır.
CAHİT KÜLEBİ’NİN ŞİİRİ
Öbür sözcükler gibi Şiir’in da genel bir anlamı vardır. Bu anlam “şiir” denen o bin anlamlı – ya da tanımsız – bir kavramı belirler. Bir de özel anlamı vardır onun şiirinin. Onu yaratanın verdiği anlam ise Külebi’yi anlatır. Cahit Külebi’nin şiiri bir ozan gibidir. Biçimi, içeriği, imgesi, çağrışımı, sözcük donanımı kendinin olan bir şiir yaratmıştır. Nice zamanlardan bu zamanlara ulaşmasının nedeni budur. O şiirden bu şiire atlayıp hiçbir yerde dikiş tutturamayan ozanlardan olmadı Külebi.
Usta şairin heykeli
AKIMLARIN ETKİSİNDE KALMADI
Kırk yıllık şiir yaşamında şu ya da bu akımın etkisinde kalmadı. Şiirinin olanakları ona sağladıysa onu kullandı. İlk şiirlerindeki yalınlık, içtenlik sürdü geldi 1979’da yarattığı şiir dünyasına hep kendine dönük şiirler kaleme aldı. Dünyaya yorumlar getirmek gibi bir hevese kapılmayan usta şair, dünya onun şiirinde yorum kazandı. O, şiirinde acı duyuyorsa, dünya acılar içindedir, seviniyorsa, günlük güneşliktir. Kendi yarattığı ne ise odur şiir. Dünya da öyledir. Kendi yarattığı boyutlar içinde yorum kazanır.
EVVEL ZAMAN
Asardın okulu her sabah
Sen de âşıktın bir zamanlar,
Geceleri sokak sokak gezerdin
Ellerin ceplerinde yıldızları sayarak
İnsan sevdası on beşinde
Horoz şekerlerine güneşlere benzer,
Gülerdi tramvaylarda bir küçük kız
Bekâreti beyaz dişlerinde
İçi kadın çamaşırı doluydu vitrinlerin
Allık pudra, frenk altını küpeler,
O tarihte dükkânların önünde
Dalıp giderdin
(1943)
ÖZLEM
Şimdi tarlalarda güneş vardır,
Karlar donmuştur otların uçlarında,
Artık akşamları dinlenemem
Başım avuçlarında.
İçi korku dolu kış gecesi
Hiç yatağın yok mu sıcak!
Dağları dolduran kır çiçeği
Hangi rüzgârlar seni koklayacak!
Saçlarımı kesip rüzgâra atacağım!
Ta ki haber götürsün bir gün sana!
İçimde bir şeytan var, diyor ki:
Aklına ne gelirse yapsana.
Ben bu şiiri yazdım atlı talimde
Bulunduğum şehir İstanbul’du,
Ağır ağır kar yağıyordu,
Atımın yelesi bulut renginde.
(1940)
Cahit Külebi’nin en sevdiğim şiiri ise “Hikâye” dizeleridir. Aşkı ve özlemi bu denli güzel anlatan ender satırlar…
HİKÂYE
Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!
Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!
Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!
Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!
(1944)
Kitabı satın almak için linki tıklayın:
Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış