İnsanın beslenme alışkanlığı tarihsel boyutlarıyla Ya Suçlu Lektinse kitabında anlatılıyor
ensonhaber.com

Pınar Demirkaya, Ya Suçlu Lektinse? adlı kitabındaki çarpıcı açıklamalarıyla adından sıkça söz ettireceğe benziyor. “Siz değil hücreleriniz aç kalsın,” sloganıyla yayımlanan eserde şehir efsanelerine de ayrı bir önem atfedilmiş. “Üzgünüm ama yağ yakıcı çorba henüz bulunmadı ve sabah suya eklediğiniz limon da sizi zayıflatmayacak" iddiasıyla yola çıkan kitap, bireylerin kilo vermekte neden zorlandığına, buna hangi alışkanlıkların sebep olduğuna ve neler yapılması gerektiğine odaklanıyor.

Yıllardır diyetisyen diyetisyen gezip kilo veremeyen, kilo vermek için yemeden içmeden kesilen ama yine de başarılı olamayan insanlardan, kronik hastalıklarıyla mücade etmekten yorulan bireylere kadar kilo problemini geniş bir açıdan değerlendiren Demirkaya, şunları dedi:

“Bugün konuştuğumuz tüm sağlık sorunlarının ve fazla kilonun sebebi, bize ulaşma çabasını görmezden geldiğimiz vücudumuzla iletişimimizin kopuk olmasıdır. Kimse çok yediği için kilo almaz! Kilo almak bir yan etkidir ve buna neden olan hastalık iyileştiğinde fazla kilo da ortadan kalkar.”

Bilinmeyen lektini

Ünlü diyetisyen, Lektin adlı protein ile kilo alma arasındaki bağdan da bahsediyor. Toplumun büyük bir kısmının yıllardır dilimize pelesenk olan gluten ve etkilerini az çok bilmesine rağmen, lektinin varlığından bihaber olduğunu söylüyor.

Beslenme bir farkındalık ve kişisel gelişim konusudur. Sürdürülebilir ve gerçekçi olması da bir o kadar önemlidir.

Peki, ya kilo almanızın sebebi Lektin denilen proteinse? Ya çok yediğiniz için değil de, lektinden zengin ve yanlış yiyecekler yüzünden kilo alıyorsanız? Evet, Lektin şişmanlatır.

Hastalıklardan kaçınmanın yolları

Diyetisyen Pınar Demirkaya, yakın zamanda konuşulmaya başlanan "Lektin" dosyasını açarken, aynı zamanda okura sağlıklı beslenmenin ve hastalıklardan kaçınmanın bütüncül yollarını anlatıyor.

Hayatta kalabilmek adına ruhsal ve fiziksel bütünlüğünü korumak zorunda olan avcı-toplayıcı atalarımız, ihtiyaçlarını doğadan temin edebilmek için “sağlıklı” olmak zorundaydı. Çünkü doğal seleksiyon, survive yani türünü devam ettirme yasası bunu gerektiriyordu.

Daha fazla ürün alma kaygısı

Besin bulmak, barınmak, üremek ve yavruların hayatta kalmasını sağlamak için sürekli hareket halinde ve aktif bir yaşam süren avcı-toplayıcılar tarım devrimi ile yerleşik hayata adım attıkları andan itibaren, hayatta kalma refleksi yerini daha fazla ürün alma kaygısına bıraktı.

Pınar Demirkaya

Özel mülkiyet ve kapitalizm

Bu kaygı aynı zamanda günümüz toplumunun, özel mülkiyetin yani kapitalizmin temellerini attı diyebiliriz. Sorumlusunun bir avuç bitki türü olduğu tarım devrimi ile insanlık, bitkiyi evcilleştirdiğini sandı, oysa gerçekte olan bir avuç bitkinin insanı kendi kölesi yaptığıydı.

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com