Sessiz çığlığa gömülen bir kadın şairin doğum yılı: Nilgün Marmara
Özel İçerik

Türk edebiyatının sıra dışı yazarı ve şairi olan Nilgün Marmara, 64 yıl önce bugün doğdu. Henüz 29 yaşındayken yaşadığı ağır psikolojik travmalara dayanamayan Nilgün Marmara, bu ızdıraplı hayatına intihar ederek son verdi.

Yaşasaydı kim bilir daha ne güzel şiirler yazardı ve biz de keyifle okurduk.

İyi ki doğdun Nilgün Marmara...

Nilgün, 13 Şubat 1958’de İstanbul Moda’da, Balkan göçmeni Perihan Hanım ve Fikri Bey’in iki kızından biri olarak dünyaya geldi. Büyük kütüphanesi olan bir evde, Schubert ninnileri ile büyütüldü.

Sanki doğduğu anda belliydi kısacık ömründe ne çok şey yaşayacağı, iç dünyasını dışa vurmak için çabalayacağı…

KENDİNİ BÜYÜTMEYE ÇALIŞAN NARİN BİR ÇOCUK

Kendini büyütmeye çalışan narin bir çocuktu. Önce elleri büyüdü, hayatı kavradı; sonra ayakları, sağlam adımlar atmak için ve en son gözleri ki, gördükten sonra birçok şeyi, bir yerlere konumlandıramadığı bedenini yükseklerden bırakabilsin diye…

Nilgün, ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji ve Anadolu Lisesi’nde bitirdi. Okulun ele avuca sığmaz, özgür ruhlu, özgün kızıydı. Dışarıdan baktığınızda onu sıradan bir öğrenci zannedebilirdiniz.

Öylesine fütursuzca arşınlıyordu okul yolunu. Kimse fark etmiyordu ki, zaman ona göre ağır ilerliyor ve bu durum onu boğuyordu.

Sessiz çığlığa gömülen bir kadın şairin doğum yılı: Nilgün Marmara

13 Ekim 1987'de, 29 yaşındayken; kaldığı evin balkonundan atlayarak hayatına son veren Nilgün Marmara’nın hayata veda etmeden önce bıraktığı mektup...

KIRGINLIKLAR...

Neyse ki üniversite zamanı gelmişti. Tercihini Boğaziçi Üniversitesi Sanat ve Bilim Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları’ndan yana kullandı. İçine çöreklenmişi kırgınlıklardan kurtulmanın yolunu nihayet bitirme tezini hazırlarken bulacaktı…

Sessiz çığlığa gömülen bir kadın şairin doğum yılı: Nilgün Marmara

12 EYLÜL DARBESİ

Ama bir de ülkesiyle birlikte içinden geçeceği bir dönem vardı; 12 Eylül 1980 darbesi. Üniversitenin kırmızı salonundaki edebiyat, şiir tartışmaları sona ermiş; yerini gizli ev toplantılarına bırakmıştı.

Bohem bir hayat tarzını yaşıyorlardı. Bu dönemde şiir yazmaya başladı; ama yazdıklarını kimseye göstermedi.

Yazdığı şiirleri, çeşitli dergilerde yayınlamaya başladı. Slyvia’nın bireyin yalnızlığı ve bunun yanında var oluşu üzerine olan görüşü, Nilgün’ü çok fazla etkisi altına almıştı. Bitirme tezini tamamladığında, artık Nilgün’ün hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı…

Sessiz çığlığa gömülen bir kadın şairin doğum yılı: Nilgün Marmara

EVLENDİ...

Nilgün, 1982’de Endüstri Mühendisi Kağan Önal ile evlendi. Kızıltoprak’ta bir ev kurdular. Artık o güzel şiirlerini döken şairlerin uğrak yeri olmuştu evleri; Cemal Süreya, Ece Ayhan, Edip Cansever, Tomris Uyar, İlhan Berk, Küçük İskender, Cezmi Ersöz, Orhan Alkaya…

Bütün edebiyatçılar, ev toplantılarında bir araya geliyor ve şiir konuşuyorlardı.

RUHUNU GÖMEN BİR KADIN ŞAİR

Psikolojisi günden güne kötüleşti. Psikiyatr yollarını aşındırmaya başladı. Teşhisi manik depresyondu. Hepsinin de önerisi ortak oldu; okuma yazmaya ara vermeliydi. Aa, bir de ilaçlar vardı tabii. Şu neden içmesi gerektiğini bir sürü anlamlandıramadığı ilaçlar…

Asla katlanamazdı. Söz dinlemedi. Ne ilaçları kullandı, ne okumaktan, yazmaktan vazgeçti. Sadece daha da yalnızlaştı. Şimdi yeni arkadaşı alkoldü; ona sığındıkça, daha da yalnızlığa gömdü ruhunu.

Teslimiyetine az kalmıştı…

Sessiz çığlığa gömülen bir kadın şairin doğum yılı: Nilgün Marmara

"SÜREKLİ DÜŞÜNMEK FAZLAYDI"

Ve bir gün, tarih 13 Ekim 1987’yi gösteriyordu. Kağan eve geldiğinde, ecza dolabında ne kadar ilaç varsa hepsinin masanın üzerinde olduğunu gördü. İlaçlar yerlere de tane tane dökülmüştü ve takip ettiğinde lavabonun içinde de ilaçlar buldu.

Sürekli düşünmek fazlaydı ve sonunda düşünmekten vazgeçti Nilgün. 13 Ekim 1987’de, henüz 29 yaşındayken, kendini altıncı kattaki evlerinden aşağı bıraktı. Bir çığlık bile atmamıştı…

Ergül Tosun

Kitap sayfası için iletişim:

ergul.tosun@ensonhaber.com