Bazı restoranlar harika yemekleri ile ön plana çıkarken, bazıları da değişik konseptleri, enfes manzaraları ile ön plana çıkıyor. Servisi ve yemeklerinin lezzetinden ziyade, sunduğu atmosfer de çok önemli bizim için. Mekanlar da bunu düşünmüş, farklılıklarını ortaya koyabilmek için neler yapmış neler. İşte size yediğiniz yemeği unutturacak sıra dışı restoranlar...
FİLİPİNLER’DE ŞELALE RESTORAN
İlk rotamız Filipinlere... Filipinler’de kocaman bir şelalenin altına yemek yediğinizi düşünün. Restoranda doğal bir şelale olmamasına rağmen o ambiyansı sunuyor. Turistlerin oldukça ilgisini çeken bu restoranda, bir yandan yemek yerken bir yandan da yüzebiliyorsunuz.
Şelale restoranda yemek yedikten sonra aldığınız kalorileri harcamak için fırsatlarınız var. Tesiste el değmemiş bir doğa, eski bir çiftlik, hindistan cevizi ağaçları altında yürüyüş yapıp keyfinize keyif katabilirsiniz. Dilerseniz Labasin Gölü üzerinde, el yapımı bambu bir salda kürek de çekebilirsiniz.
YENİ ZELANDA’DA BİR HOBİT BARI
Yüzüklerin Efendisi için inşa edilen yapay köy Hobbiton'da yer alıyor. Yeni Zellanda’nın kuzeyindeki, yaklaşık 6 bin nüfuslu olan Matamata kasabası yakınında bulunan hobbit köyü, filmdeki adıyla Shire, Yeni Zelandalı Russell Alexander’ın 48 dekarlık çiftliği içinde kurulan şirin mi şirin bir yer.
Dünyanın dört bir yanından yılın her ayı ziyaretçi çeken bir yer. Hobbitler için yapılmış olmasına rağmen, insanlar kolayca içine sığabiliyor. Ölmeden önce görülmesi gereken yerler listenize burayı da ekleyin.
MALDİVLER "DÜNYA’NIN EN GÜZEL RESTORANI"
Maldivler’de bulunan Ithaa denizaltı restoranı, su altında olmasıyla tüm dünyaya ismini duyurmayı başarmış, hatta dünyanın en güzel restoranı seçilmiş. Restoran’dan yansıyan görüntüler insanı kendisine bırakıyor. Mekan okyanus yüzeyinin yaklaşık olarak 5 metre altında bulunuyor.
Böylesine güzel bir mekanda yemek yemenin de bir bedeli var elbet. Burada yemek yemenin maliyeti kişi başı yaklaşık 500 dolar. Mekanda yemek yerken etrafınızda gezen binbir çeşit sualtı canlısını da görüyorsunuz, afiyet olsun...
İSVİÇRE’NİN İSKELETTEN OLUŞAN KAHVECİSİ
İsviçre Gruyeres’te bulunan bu kahveci aynı zamanda müze olarak da geçiyor. Şöyle ki ilginç iskelet dekorasyonuyla bir canavarın içindeymişsiniz hissi yaratıyor. HR Giger Müzesi, İsviçre’nin La Gruyere kasabasının tarihi kent duvarları içinde, 400 yıllık bir Ortaçağ yapısı olan Chateau St.Germain binasında yer alıyor.
1960'tan beri onlarca sanatçı, ressam, heykeltraş ve film tasarımcısının, etkileyici doğaüstü yaratıcılıklarına ait eserleri var. İçerisinde kahveci de müzede yorulan ziyaretçiler için özel olarak düzenlenmiş.
İZLANDA’NIN KUZEY IŞIKLARINDA BİR YER
Kuzey manyetik kutbuna yaklaştıkça görünme olasılıkları artan Kuzey Işıkları, herkesin ölmeden yapılması gerekenler listesinin olmazsa olmazı. Son yıllarda Türkler arasında da popüleritesi artan İzlanda, Kuzey Işıkları denince akla gelen ilk yer.
İzlanda’da bir otelin içinde bulunan Northern Lights Bar bulunuyor. Buranın konsepti tamamıyla kuzey ışıkları üzerine kurgulanmış. Burada taze ve yerel içeriklerle hazırlanmış menüsüyle karnınızı doyururken, kuzey ışıklarını en net ve en güzel yerde izleme imkanına sahip oluyorsunuz.
İSTANBUL’DA BREAKING BAD TEMALI KAFE
Geldik istanbul’a... İstanbul’daki bu kahveci tamamen televizyon tarihinin kült dizilerinden Breaking Bad temasında. Dünyanın en başarılı dekorasyonları arasına da girmeyi başardı.
Kadıköy Moda’da bulunan bu kafe dünyanın ilk Breaking Bad temalı kafesi. Kafenin kurulum hikayesi kurucusu ve kuzenleri arasındaki şakalaşmalardan ortaya çıkmış. Mart ayında açılan kafeye yerli ve yabancıların ilgisi de oldukça fazla. Ayrıca yabancı medyada da İstanbul'da Breaking Bad temalı kafe ünvanı ile yer almış haberleri mevcut.
Kafenin dizaynı gerçekten şahane. Daha önce gitmemiş ve Breaking Bad izleyen herkese şiddetle gidip görmesini öneririm. Sarı önlük ve tulum giyip fotoğraf çekilebileceğiz cam odada keyifle vakit geçirebilirsiniz. Modaya giderseniz mutlaka buraya uğrayın...
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış