Bu Saldırıların Amacı Ne?
Özellikle yurt dışı kaynaklı bazı kesimler, son dönemlerde Türkiye içinde tartışma çıkartmaya pek bir meraklılar.
Ha bu arada, hakkını yemeyelim; Türkiye’deki kamuoyu da bu manipülasyonları satın alma konusunda oldukça mahir.
Bu konuda; Türkiye’deki X ahalisinin hakkını yememek lazım!
Yaklaşık 17 yıldır, medya sektöründeyim.
Siyaset sahnesinden birçok isim geldi geçti.
Bazıları şu an emekli; kimileri siyasi hayatlarına milletvekili, kimileri ise Sn. Erdoğan’a yakın olarak çalışmalarına devam ediyor.
Bunlardan biri de son günlerde çok konuşulan isimlerden olan Hakan Fidan.
Hakan Fidan, bu ülkenin yetiştirdiği önemli isimlerden biri.
Cumhurbaşkanı'na sadakati noktasında; bugüne kadar toplumun şahitliğinde bir yol ayrımı görmedik.
Elbette ki Sn. Erdoğan ile diyalogları, ilişkisi bizim gördüğümüzün çok çok ötesindedir.
Öyle ya, çok uzunca bir zaman MİT Başkanlığı görevini üstlendi.
Hal böyle olunca, yazının başında belirttiğim dış kaynaklardan beslenen bir kesimin Sn. Fidan ile Sn. Erdoğan’ın arasını nifak tohumları ile dezenformasyon ile açmaya çalışması, çok da sürpriz olmazdı zaten.
Hatta bu amaç için bazı aile üyelerini de bu tür tartışmaların içine çekme çabaları aşikar!
Ancak…
Biraz sağ duyu sahibi, biraz sakin kalıp resme iki adım geriden bakabilen ve süreç yönetimlerini biraz analiz edebilen herkes; bilir ki şu anda AK Parti içerisinde herhangi bir tartışma yok.
Konuşulan bazı şeyler var mıdır?
Gayet doğal ki evet.
Aynı safta siyaset yapıp da usul farklılığını savunanlar var mıdır?
Olmazsa zaten anormal bir durum olurdu.
Ancak bunlar, şu anda bahsi geçen isimlerin gündeminde değil.
Sonuç olarak 2028 yolunda; AK Parti’nin nitelikli kadrolarıyla Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın etrafında yürüyüşünün herhangi bir aksamaya uğramadan devam edeceğini düşünüyorum.
Sn. Erdoğan, bu ülkeye çok isimler kazandırdı.
2002’den bu yana süreci ele alırsak;
yolunu ayıranlar, hâlâ beraber yürüdüğü isimler ya da siyaset sahnesinden çekilenler…
Öyle ya da böyle Sn. Erdoğan’ın tedrisatında çok isim yetişti ve bu ülkeye hizmet etti.
Bugün de bu geleneği sürdüren Sn. Erdoğan, gençlik kolları üzerinden birçok isim yetiştiriyor.
Uzun lafın kısası…
Tek amacı yıpratma politikası olan tartışmalara ayıracak vakit de enerji de olmamalı!
Libya Heyetinin Düşen Uçağı ve Düşündürdükleri
İsrail, Yunanistan ve GKRY bir araya gelmiş.
Amaçları; Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kazanımlarını baltalamak.
Hatta daha açık bir tabirle ‘Akdeniz’in sahibi biziz; Türkiye de kim’ demek!
Birlikte fotoğraflar verilmiş…
Netanyahu, Türkiye’yi tehditlerine devam eden yeni bir açıklama yapmış:
“Yeniden İmparatorluk hayalleri kuranlara, bu fırsatı vermeyeceğiz.”
Bu sırada TBMM’de, Türkiye’nin Libya tezkeresi görüşmeleri var.
Libya kim?
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de deniz yetki anlaşması yaptığı bir ülke.
Yani bugünkü resimde; Doğu Akdeniz’de, Türkiye ile birlikte saf tutuyor.
Libya tezkeresi diyorduk…
TBMM’de Libya tezkeresi, 24 ay uzatıldı.
Bu yaşananlardan bir gün sonra Libya Genelkurmay Başkanı’nın da aralarında bulunduğu heyet, Türkiye’ye geldi.
Resmi ziyaretlerin ardından Libya Genelkurmay Başkanı Al Haddad’ın da aralarında bulunduğu heyetin Türkiye’den ayrılmak için bindikleri özel jet, havalandıktan bir süre sonra şiddetli bir patlama ile düştü.
Resim bu.
Hâliyle bu olayın bir kaza olmadığı; suikast/sabotaj olduğu iddiaları, iki gündür güçlü bir şekilde tartışılıyor.
Evet, olay örgüsüne baktığınız zaman; üstüne bir de İsrail gibi hukuk tanımaz bir terör devletini düşündüğünüzde tartışmalar bir zemine oturuyor.
Ancak!
Türkiye, büyük bir devlet.
Öyle elini kolunu sallayan istihbarat ajanları, Türkiye sınırları içerisinde başka bir ülkenin genelkurmay başkanına suikast düzenleyemez!
Yani bu tartışmaları TV’de, sosyal medyada yapan arkadaşların da bu gerçeği asla unutmamaları gerekiyor.
Uçağın karakutusu inceleniyor. Soruşturma, karakutunun çözümlenmesi ile aydınlatılacaktır.
Bize düşen ise ülkemizin itibarını düşürecek tartışmalara zemin vermeden resmi makamların açıklamalarını beklemek olmalıdır.
Yıllar Sonra Yeniden
Heyecanlıyım. Çünkü yaklaşık 8 yıl sonra yeniden Doğu Ekspresi ile Kars’a gidiyorum; bu hafta sonu.
Ve evet!
Erzurum istasyonunda; cağ dürüm yiyecek, üstüne kadayıf dolmasını çayımla yuvarlayacağım…
Eşsiz doğa manzarasını izleyip uzaklara dalacağım…
Bulgur pilavı ile kaz yiyip bol bol reyhan şerbeti içeceğim.
Kars’ı gezip rastgele çay ocaklarına, kahvehanelere dalacak, insanlarla sohbet edeceğim.
Sizler için de rehber olması için çıkarabildiğim kadar içerik çıkaracağım.
Kalın sağlıcakla.