DİJİTAL KAOS…

Adem Metan
Adem Metan

Son günlerde sosyal medyada bazı anonim hesapların yurt dışı kaynaklı olduğuna dair görseller hızla dolaşıyor. 

Yaklaşık bir yıl önce hem Ensonhaber’deki köşemde hem de sosyal mecralarımda bu tehdide dikkat çekmiştim.

Ancak görüyorum ki bu uyarılar yeterince karşılık bulamamış. 

Anonim hesapların üç temel amacı var

Hızlı takipçi toplamak, yeterli etki seviyesine ulaşmak ve bunu paraya çevirmek. 

Bugün geldiğimiz noktada, hepsini başardılar. 

Toplumun hassas noktalarına dokunarak takipçi büyüttüler.

İnsanların itibarını hiçe saydılar.

Teyitli haber hassasiyetini görmezden geldiler.

Kendi gözlemimle söyleyebilirim ki birçok kişi artık “hangisi doğru, hangisi yalan” sorusunu sormaktan vazgeçti.

Çünkü her şey bir karmaşaya dönüştü.

Sorun sadece yurt dışı kaynaklı hesaplarla sınırlı değil.

İçeride de benzer yapılar hızla çoğalıyor. 

Denetimsiz anonim hesaplar, sorumsuzca kamuoyunu yönlendirme gücünü kullanıyor ve toplumsal güveni ciddi şekilde zedeliyor. 

Bu gidişat, uzun vadede sadece bilgi kirliliği yaratmakla kalmayacak, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecek ve güven krizine yol açacak.

Ki bu kutuplaşmanın yansımalarını da sık sık görüyoruz.

Artık net bir adım atılmalı.

Bu hesapların belli bir düzenlemeyle kontrol altına alınması zorunludur. 

Mesala herkes “haber hesabı” açıp kitleleri yönlendirememeli.

Bunun ciddi bir sorumluluğu ve hukuki karşılığı olmalı. 

Sosyal medya bilhassa X platformu bir eğlence veya para kazanma aracı değil, toplumun bilgi aldığı bir mecra. 

Ve maalesef şu an bu mecra, kaosun ve manipülasyonun alanına dönüşmüş durumda.

Bana kalırsa hükümete düşen görev açık.

Anonim hesapların kaynağı, içerik doğruluğu ve finansal bağlantıları denetlenecek bir düzenleme acilen hayata geçirilmeli.

Sosyal medya mecralarında şeffaflık zorunluluğu getirilerek bilgi kirliliği üreten hesapların önüne geçilmeli.

Eğer bunu yapmazsak, sadece toplumsal güveni kaybetmekle kalmayacağız…

Geleceğimizin bilgi temelli olması konusunda da ağır bir fatura ödeyeceğiz.

Sosyal medyayı aktif kullanan ve dijital kırılmaları da oldukça net gözlemleyen biri olarak benim uyarım açık.

Dijital kaos, ihmal edilirse çok daha ciddi sonuçlar doğuracak. 

Toplumun gerçek bilgiye erişim hakkı, keyfi ve sorumsuz hesapların oyuncağı olamaz. 

Hepimizin önünde büyük bir sorumluluk var.

Dijital sorumluluk… 

Üstelik bu sorumluluk, sadece devletin değil, hepimizin ortak görevi.

Devlet düzenlemelerle çerçeve çizerken, bizler de paylaşım ve tüketim alışkanlıklarıyla bu sorumluluğun bir parçası olmalıyız.

İnsanız, elbette zaman zaman hız uğruna hatalar yapabiliriz. 

Önemli olan bunlardan ders çıkarabilmek. 

Herkes, doğru ve teyitli bilgiyi öncelikli kılmalı, manipülasyon ve dezenformasyon yaymaktan kaçınmalı.

Sosyal medya platformları, algoritmalar ve içerik üreticileri de bu ekosistemin sorumluluğunu paylaşmalı.

Aksi takdirde dijital alan, kontrolsüz bir bilgi kirliliği çukuruna dönüşür.

Artık görmezden gelme lüksümüz yok…