GÜNDEMİ KİM BELİRLER?
Haftanın son gününden hepinize merhaba.
Burada sizinle kimi zaman yaptığım seyahatleri…
Kimi zaman gündemin başat konularını…
Kimi zaman da değerlendirmelerimi sunuyorum.
Var olun…
Sizler de beni bu köşede hiç yalnız bırakmadınız.
Bugün sizlere var olan gündemin farklı bir penceresini aktarmak isterim.
Malumunuz siyaset koridorları yine çok hareketli.
Siyasetçiler gündem belirlemeye devam ediyor.
Elbette burada en büyük rol Bahçeli’nin…
Sayın Bahçeli, yıllardır Türk siyasetinin mihenk taşlarından biri.
Sözü ölçülüdür, hedefi nettir, zamanı manidardır.
Duruşundan, taktığı aksesuara kadar bir mesaj ararsınız o konuşmaya başladığında.
Konuştuğu anda yalnızca kendi tabanına değil, bütün siyasi aktörlere bir yön çizilir.
Bahçeli’nin açıklamaları, hem devletin bekası hem de siyasetin istikameti açısından bir rota işlevi görür.
Bu, bugüne kadar hep böyle oldu.
Siyaset arenasında öyle cümleler vardır ki yankısı günlerce sürer.
Bahçeli’nin her açıklaması, gündemi belirleyen, tartışma zeminini şekillendiren nitelikte.
Nitekim…
Siyaset, yalnızca kürsüden yükselen seslerin değil, o sesin toplumda yarattığı yankının da işi.
Ki Sayın Bahçeli’nin Demirtaş çıkışı buna en çarpıcı örnek.
Hiç beklenmeyen bir anda hukuku işaret ederek çok dikkat çekici açıklamalarda bulundu Bahçeli.
Bakın günlerdir hukukçusundan gazetecisine…
Sokaktaki vatandaştan esnafa kadar hepimiz Bahçeli’nin açıklamalarını tartışıyoruz.
İşte gündem belirleme diye ben buna derim.
Şurası çok net ki…
Türkiye siyasetinde bu anlamda en dikkat çekici örnek, hiç şüphesiz Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli.
Dediğim gibi siyaset kulisleri hareketli.
Bir diğer çıkış da CHP Lideri Özgür Özel’den geldi.
Sayın Özel’in söylemlerinin tonlaması çok yüksek olsa da açıklamalarının karşılığı bir o kadar cılız.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çıkışlarına baktığımızda, Bahçeli’nin bıraktığı aynı yankıyı bulmak zor.
Söylüyor ama duyulmuyor.
Çıkış yapıyor ama karşılık bulamıyor.
Çünkü siyasette yalnızca konuşmak yetmez.
O sözün arkasında bir devlet aklı, bir tecrübe, bir irade olmalı.
Özel’in söylemleri çoğu zaman günübirlik tartışmalarda kayboluyor.
Derinlik kazanmadan sönümleniyor.
Bana kalırsa…
Bahçeli’nin siyasetteki varlığı, bir istikrar ve denge unsuru olarak Türkiye’nin demokratik geleneğinde yerini çoktan almış.
Bu durum, bir partinin ötesinde devlet ciddiyetinin temsili.
O yüzden Bahçeli konuştuğunda hepimiz kulak kesiliyoruz.
Sorarım size Bahçeli akşam çok önemli şeyler açıklayacağını söylese her birimiz nefes almadan o saati beklemez miydik?
Ancak aynı heyecan Sayın Özel’in randevularında olmuyor.
Çünkü herkes bilir ki…
Siyasette gündem belirlemek, yalnızca medya manşetlerine çıkmak değil.
Gündem belirlemek, milletin vicdanında karşılık bulmak, devlet mekanizmasında istikamet çizmektir.
Bahçeli’nin farkı da tam burada yatıyor.
İşte liderlikle siyasetçiliğin arasındaki en net çizgi bana kalırsa budur.
GÖĞSÜMÜZÜ KABARTAN BİR TAKIM
Bilen bilir ben Trabzonspor’a gönül veren bir futbolseverim.
Fakat hiçbir zaman takım tutmayı bir fanatizme dökmedim.
Hele mesele yabancı takımlarla temsilse…
O mücadelede isim farketmeksizin bir Türk takımının yanında olurum.
Çarşamba akşamı da koyu bir Galatasaraylıydım.
Galatasaray, Ajax’ı 3 gole geçti.
Galatasaray attı Trabzonsporlu Adem sevindi.
Birçoğunuzun da benimle aynı duyguları paylaştığınızı biliyorum.
Hakikaten de Galatasaray, Avrupa’da muazzam bir istikrar çiziyor.
Dünya devlerine adeta cehennem azabı yaşatıyor.
Ne yalan söyleyeyim…
Galatasaray, bu kurayı çektiğinde çoğunuz gibi benim de yüzümü derin bir endişe kapladı.
Ama temsilcimiz Galatasaray, bu zorlu gruba rağmen 9 şahane puanı söktü aldı.
Analarının ak sütü gibi helal olsun.
Burada Okan Hoca'ya da ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
Süper Lig’de rüştünü ispat eden Okan Buruk, Avrupa devlerinin arasında adeta parlayan bir yıldız gibi…
Genç, dinamik, ne istediğini bilen, risk almaktan korkmayan özgüveni yüksek bir teknik direktör.
Durum böyleyken bu kupa neden ülkemize gelmesin?
Benim inancım oldukça yüksek.
Teşekkürler Galatasaray…
Teşekkürler Okan Hoca…
Bir önemli not: Ben bu satırları yazarken henüz Fenerbahçe ve Samsunspor Avrupa maçları için sahaya çıkmamıştı. Umarım sizler yazıyı okurken diğer temsilcilerimizin galibiyetleriyle gururlanmış, bu haftayı da geçtiğimiz son 2 Avrupa haftası gibi 2’de 2 ile kapatmış oluruz.