Eurovision'un kalbini kırdığı bir nesil

Aslı Didari
Aslı Didari

Eurovision'un anlamı ne? Bu yarışmaya katılıp-katılmamak neden bu kadar önemli?

Gelin bu soruların cevabı için birlikte biraz geçmişe doğru gidelim...

Türkiye bu yarışmaya ilk kez 1975 yılında katılmaya başladı.

Türkiye'de yarışma heyecanı aylar öncesinden başlıyor. TRT, yurt içinde bir ön yarışma düzenliyor, bu yarışmanın birincisi Eurovision'a katılmaya hak kazanıyor. Ülkede günlerce bu ön yarışmanın heyecanı ve kritiği sürüyor.

Uzmanlar, "Güftenin değil bestenin çok sesliliği önemli." diyorlar ve yıllarca bu bilgiyi temel alarak olur-olmaz şarkılarla etkinliğe katılıyoruz. (Büyük bir ihtimalle o şarkıları bugün hatırlayan bile yok.)

Sonra uluslararası arenada yarışma günü gelip çatıyor...

1970'in sonları, 1980'ler... 1990'lar... Hava kararmış, sokaklarda "çıt" çıkmıyor.

Herkes evlerinde. Televizyonu olmayan, olana misafir gelmiş. Günlerdir bu gösteriye odaklanılmış. Memleket meselesine dönmüş bir yarışma gerçekleşiyor. Adı: Eurovision

En önemli spor müsabakasından daha önemli saatler başlıyor...

Bülent Özveren, davudi sesi ve mükemmel yabancı dilbilgisiyle ekranda belirdikten sonra her şey hızla akıyor...

Kim ne giymiş, nasıl dans ediyor?, sunucuların şovları, sahne arkası röportajlar...

Ve Türkiye sahnede. Nefesler tutulmuş. İzliyoruz... Şarkı bitince tüm evlerde alkış sesleri... Tek yüreğiz...

Sonra oylamaya geçiliyor. Büyülenmiş gibi izliyoruz. Ülke isimleri, puanlar, İngilizce, Fransızca konuşmalar, televizyonun ekranından salonlara giriyor. Türkiye'ye puan geldikçe çılgınlar gibi seviniyoruz.

Ertesi günün hatta o haftanın tek gündemi bu. Kadınlar ev toplantılarında konuşuyor, çocuklar aralarında oyun yapıyor, kamu dairelerinde sıra beklerken başka konudan söz edilmiyor.

Yani bir nesil için "Eurovision" bu kadar önemli.

Biz de kazandık son yıllarda tabii. Bileğimizin hakkıyla hem de. Çılgınlar gibi sevindik de çok şükür... O günleri de gördük...

İçimizde bir yerde huzursuzluk var. bu kadar önem verdiğimiz yarışmada hep siyasi kararlar veriliyor. Görüyoruz, biliyoruz. Ama olumsuzluk bile, bu heyecanımızı ve umudumuzu törpülemiyor.

Ve sonra bu yarışmanın siyasiliğinden usanıp, 2013'te bir daha katılmamak kararı alıyoruz.

Kalbimiz kırılıyor.

EUROVISION’A İSRAİL TEPKİSİ

Ve şimdi bir de o yarışmada çocukları öldüren İsrail'in yarışmasını görmek istemiyoruz.

Avrupa Yayın Birliği (EBU) Genel Kurulunda, İsrail'in, 2026 Eurovision Şarkı Yarışması'na katılımını oylamaktan kaçılarak yarışmasına izin verildi.

Bu gelişmenin ardından birçok ülke boykot kararı aldı. 

İrlanda, İzlanda, Hollanda, Slovenya, İspanya boykot kararı alarak etkinliğe katılmayacaklarını açıkladı. Belçika ve Portekiz ise bunun soykırımın devamının normalleştirilmesi anlamı taşıdığını belirterek, tepki gösterdi.

İYİ Kİ BİZ YARIŞMADA YOKUZ

İyi ki biz de zamanında bu yarışmadan çekilmişiz.

Bir neslin kalbini kıran bu yarışma, belli ki haddini aşarak yoluna devam ediyor.