MÜSLÜMAN VE SOSYALİST
Sosyalist,
Müslüman…
Bu ikisinin bir araya gelmesi yetmezmiş gibi.
Bir de büyükşehir belediye başkanı,
Hem de dünyanın en büyük şehirlerinden birinin başkanı
Hem de kapitalizmin kalbindeki en büyük şehrin belediye başkanı.
New York Belediye Başkanı…
Üstelik de henüz 34 yaşında.
Sanıyorum New York’lular Trump’ın yüreğine indirmek istediler…
İstatistikler de ilginç, oyların yüzde 50,4’ünü almış.
En yakın rakibi yüzde 41,6’da kalmış
Fakat asıl ilginç olan, seçime katılımın son 50 yılın en yüksek seviyesinde olması.
Yani bizim genelde umursamaz sandığımız ABD seçmeni de artık siyasetle ilgilenecek kadar daralmış.
Peki, Başkan Zohran Mamdani seçildikten sonra ilk olarak ne demiş?
"Her sabah tek bir amaçla uyanacağıma söz veriyorum: Bu şehri, bir önceki günden daha iyi hale getirmek." demiş ve konuşmasında birçok kez "umut" kelimesini tekrar etmiş.
Tamam, biraz beylik. Bize ne umutlar vadedildi burada.
Peki, neler vadederek halkın teveccühünü kazanmış bu Başkan?
“Şehri daha yaşanabilir hale getirmek için ücretsiz ve hızlı otobüsler,
Evrensel çocuk bakımı,
Artan kira fiyatlarıyla mücadele”
Tamam bunlar da beylik ama güzel.
Fakat asıl “Yüksek gelirli bireyler ve şirketlere uygulanacak yeni vergilerle finanse edilecek sosyal programları genişleteceğim” demiş.
Yani “Zenginlere daha çok vergiler koyup, garibanlara harcayacağım” demiş.
Yani zenginden alıp fakire verecekmiş.
İşte orada dur.
ABD’de Demokratlarla Cumhuriyetçileri ayıran en kalın çizgi budur.
Demokratlar daha fazla vergilerle zenginlerden alıp, sosyal programlar uygulayarak yoksulluğu önleyeceklerini söylerler.
Cumhuriyetçiler ise tersine, zenginlerden daha az vergi alarak onların daha fazla yatırım yapmalarına imkân vermenin istihdamı artıracağını ve asıl yoksulluğun böyle önleneceğini savunurlar.
Bunun dışında aralarında başkaca da bir milim fark yoktur. Bizdeki kanlı bıçaklı sağ sol orada bulunmaz. En azından partiler arasında bulunmaz.
ABD tarihinde birinci yaklaşımın hayat geçmiş şekli var mıdır?
Yoktur.
Çünkü tüm zenginliğine ve milli gelirine rağmen ABD, bir sosyal refah devleti değildir. Yakın zamanda olacak gibi de değildir.
Yanlış anlaşılmasın, Mamdani’yi gönülden kutluyorum ama işinin ne kadar zor olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
Zaten çoktan Cumhuriyetçilerin ve Başkan Donald Trump'ın hedefi haline gelmiş durumda.
Trump, "komünist" olarak nitelendirdiği Mamdani'nin seçilmesi durumunda kentin federal fonlarını keseceğini defalarca söyledi.
Sistem başkanlık sistemi,
İktidar başka partiden, yerel yönetim başka partiden…
Size hiç yabancı gelmedi değil mi?
Malum biz de epeydir bir yerel yönetim krizi yaşıyoruz.
Ama bizim dertlerimiz başka.
Mevcut iktidar, çeyrek asra yaklaşan hizmet süresinde Cumhuriyet tarihinde sosyal devlet olmanın rekorlarını kırdı. Zaten muhalefet, onun için onun seçmenine “makarnacılar”, “kömürcüler” dedi. Oysa hiç sorgulamadı yıllardır insanları kim kömüre, makarnaya muhtaç etti.
Keşke bizim muhalefetin de bir Mamdani’si olsa.
Taşra müteahhitlerine kolunu kaptırıp yolsuzluk davalarına avukat olacağına, Mamdani gibi umut vadedebilse…
Yazık ki yapamaz.
Çünkü bizim ana muhalefet yüz yıldır;
Arap’a düşman
Müslüman’a düşman
Sosyaliste, komüniste düşman.
Yani daha baştan kaybetmiş durumda
Genleri müsait değil böyle bir açılıma.
Bir de,
Mamdani’nin yakın rakibi Andrew Cuomo, Mamdani'nin adını duyunca yuhalamaya başlayan destekçilerini, "Hayır, bu doğru değil" diyerek uyarmış ve yeni belediye başkanına her şekilde yardım etmeye hazır olduğunu söylemiş:
"Bu gece onların gecesi" demiş.
Öyle “it, köpek” çemkirmesi yapmamış…
Nefret kusmamış.
Şimdi anladınız mı neden bizim muhalefetten bir Mamdani çıkmaz.