YARANAMAZSIN

Serkan Kalemciler
Serkan Kalemciler

Ne zaman Türkiye’den ABD’ye bir Devlet Başkanı/Başbakan gitse, günün muhalefeti hemen iki şekilde saldırır:

Başkan ABD’de iyi karşılansa, “Tabii iyi karşılarlar, ABD’nin adamı zaten, ABD yalakası…”

Kötü karşılansa, “Bakın işte Türkiye aşağılandı, zaten ABD de onun üstünü çizdi…”

Her iki durumda da karakter suikastı yapılır, hiçbir şekilde yaranılamaz muhalefete…

Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı Birleşmiş Milletler dolayımı ile ABD’de ama daha gitmeden tezvirat başladı; “ABD’den 300 uçak alma sözü vererek Trump’tan randevu kopardı.”

Evet, aslında destekli bir sallama.

Trump’ın gelene gidene uçak sattığı malum. Ama tabii THY’nin Boeing yetkilileri ile bu toplantı gündemde bile yokken, uzun süredir konuştuğu ve hatta THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın 8 Haziran 2025’te Hindistan’da gerçekleştirilen IATA toplantısında yaptığı açıklamada, siparişin hayata geçebilmesi için Boeing’in fiyat, teslimat ve motor bakım maliyetleri konularında iyileştirme yapmasını beklediklerini söylediğini dikkate almazsak. Tabii muhalefetin paralel aleminde gerçeklerin bir önemi yok. Ayrıca Trump’a yaranmak isteyenler sadece uçak almıyor, milyar dolar değerinde uçak da hediye ediyor.

Yine Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında ABD Başkanı Donald Trump’ın, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu Arap ve Müslüman ülkelerin liderleriyle yaptığı Gazze konulu toplantıdaki oturma düzeni de muhalefete dert oldu. Trump’ın yanı başında oturmasını marifet sayanların hezeyanı bir yana bir de bunu “Hayır efendim, yanına oturtmadı, toplantıyı Türkiye düzenlediği için öyle bir oturma düzeni kuruldu…” (“Yoksa kapının dışına oturturdu” diyecekler zaar) diyen muhalifler çıktı.

Trump gibi dengesiz bir karakterin yakınında olmak mı onur, uzağında olmak mı, bu kendi başına bir tartışma konusu ama görüntünün Türkiye Cumhurbaşkanı'na bir değer verildiğini ima etmesi bile muhalefetin fena halde karnını ağrıtmış olmalı ki yirmi yıllık “Evet, ama…” refleksleri zuhur etti. Oysa toplantının büyük ölçüde Katar Emiri Şeyh Temim bin Sani’nin çabası olduğu biliniyor.

O değil de, Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasının 5 dakikadan uzun sürmesi nedeniyle teknik kesintiye uğramasını bile “Bakın beni konuşturmuyorlar!” demek için Cumhurbaşkanın konuşmasını uzun yazdırdığını iddia edecek kadar şirazeden çıkanlar oldu.

İşte Türk usulü muhalefet böyle bir şey.

Sayın Cumhurbaşkanı içeride tribünlere oynayıp dışarıda renk değiştirecek karakterde bir insan değil. Nitekim ABD’de Cumhuriyetçilerin favori kanalı Fox News’a verdiği röportajda dümdük;

"Hatırlarsanız Sayın Trump bir ifade kullandı. 'Rusya-Ukrayna savaşını ben bitiririm' dedi. Bitti mi? Hala devam ediyor. Aynı şekilde 'Gazze savaşını ben bitiririm' dedi. Bitti mi? Hayır." dedi.

Cumhurbaşkanımız böyle der, durur mu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio? Hemen yapıştırmış cevabı:

“Herkes Trump’la görüşmek için yalvarıyor” demiş. Hem eblehlik hem de edepsizlik etmiş ama olsun, bizim muhalefetin yüreğine su serpmiş…

Ne diyelim?

Allah kimseyi ülkesinin yurt dışında rezil olmasını isteyecek kadar düşürmesin.

Tahmin edeceğiniz gibi buraya kadarını Sayın Cumhurbaşkanı, Trump ile görüşmesini gerçekleştirmeden önce yazmıştım. Bugün artık çoktan o görüşme yapıldı ve sonuçları tartışılıyor.

Ne kadar haklı çıktığımı değerlendirmeyi size bırakıyorum.

Ama her şeyden önce görüşmenin “girdisi-çıktısı 24 dakikayı” geçtiği için muhalefet artık yapılamayanları değil yapılanları diline dolamış durumda.

İlk takıldıkları “Neden ABD’den uçak alıyoruz, bizim KAAN’ımız yok muydu?”

F-35 sürecini baştan mı anlatalım arkadaşlara?

Bu yine mantıklı bir soru gibi görünebilir, şimdi asıl ortalığı ayağa kaldırdıkları konu: “KAAN’ın motoru yerli ve milli değilmiş ama bunu Sayın Cumhurbaşkanı bilmiyormuş…”

Aşağıdaki cümleler Hürriyet’in 11 Haziran tarihli bir haberinden alıntı:

“KAAN savaş uçağının motorunun yerli olmamasının nedeni, ilk prototiplerde test ve üretim süreçleri için ABD menşeili General Electric F110 motorlarının kullanılmış olmasıdır. Ancak, Türkiye milli muharip uçağı KAAN'ı tamamen yerli bir platform haline getirmek amacıyla Özgün Motor Geliştirme Projesi yürütmekte ve yerli motorun 2028 yılında kullanıma sunulması planlanmaktadır. (…) F-35 projesindeki hava-hava muharebe eksikliklerini gidermek amacıyla geliştirilen KAAN, F-22 Raptor ve F-35 Lightning II gibi 5. nesil uçaklarla rekabet edebilecek özelliklere sahip.”

Şimdi bunlar aylar öncesinden Hürriyet’te yayınlanıyor ama Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Hakan Fidan’ın açıklamasından öğreniyor…

He he oldu canım!

Muhalefetin paralel evrenini bir yana bırakırsak, Sayın Cumhurbaşkanı'nın görüşmesi her şeyden önce önceki ABD Başkanı Biden'ın, “Türkiye’de muhalefeti destekleyerek iktidarı değiştireceğiz” sözleri ile gerilen ABD-Türkiye ilişkilerinin yeni ve olumlu bir yöne evrilmesini sağlamıştır.

Bu arada inşallah “Türkiye'deki muhaliflerle yapılan görüşmeleri 'oynanması gereken bir kart' olarak yorumlayan ABD temsilciler meclisinin bazı üyeleri bizim muhalefeti de “bir salar” artık.

Gerçi onları asıl kendi içlerindeki muhalefet bir salsa da İstanbul İl Başkanları kim, Cumhurbaşkanı adayları kim bilebilseler artık…

Evet, görüşmenin sonuçları uzun süre tartışılacak. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı her adımını uzun vadeli düşünerek atan bir lider.

İzleyip göreceğiz.

@kalemciler